Tuhad-Der: Tutsaklara 12 Eylül uygulamaları dayatılıyor
14:07
JINHA
AMED - Tuhad-Der Eşbaşkanı Saliha Bakır, AKP hükümetine seslenerek, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırması ve tutsaklar üzerindeki baskının sonlandırması çağrısında bulundu. Saliha, cezaevlerinde tutsaklara 12 Eylül uygulamalarının dayatıldığına vurgu yaptı.
Diyar TUHAD-DER tarafından cezaevlerindeki baskılar ve açlık grevlerine ilişkin Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya Bağlar, Yenişehir ve Sur HDP-DBP ilçe örgütleri, Barış Anneleri Meclisi, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülşen Özer ve tutsak aileleri katıldı. Açıklama metnini okuyan Tuhad-Der Eşbaşkanı Saliha Bakır, tutuklular üzerinde uzun süredir devam eden baskılara ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekerek, CPT heyetinin Abdullah Öcalan ile görüşme yaptığının ve bu görüşmenin içeriğinin açıklanmadığını söyledi. Heyetin görüşmenin içeriği ile ilgili açıklama yapması gerektiğine vurgu yapan Saliha, tecridin devam etmesinin mevcut bir iç savaşın da devamı olacağını belirtti.
Savaşın Türkiye ve Kürdistan'da yarattığı psikolojik ve fiziki tahribatının boyutlarını "korkunç" olarak nitelendiren Saliha, "Duygusal kopuş yaşanmadan tüm tutuklu ve hükümlü aileleri olarak hükümetin savaşta ısrarcılığını bir kenara bırakıp barıştan korkmamasını tekrar çözüm ve müzakere masasına dönmesini istiyoruz. Türkiye'de yaşanan savaşa paralel ve eş güdümlü bir şekilde cezaevlerinde özellikle siyasi tutsaklara özel bir konsept uygulandığını daha önce de dile getirmiştik. Bu politikalar aynı şekilde devam edilmekle çeşitli cezaevlerinden işkence haberleri gelmekte ve bu biz tutuklu ve hükümlü ailelerini endişelendirmektedir. Bedenini açlığa yatıran tutsakların durumuyla alakalı henüz yetkililerce herhangi bir girişimde bulunulmamıştır" diye kaydetti.
'Tutsaklara işkence ediliyor'
Nusaybin'den tahliye edilen 77 sivilden 25'inin Osmaniye T2 Cezaevine sürgün edildiğini ve sürgün esnasında da sonrasında baskı ve şiddet gördüklerine dikkat çeken Saliha, "Yaralı olmalarına rağmen tedavilerinin yapılmadığı, sosyal haklarından yararlandırılmadığı ve cezaevinde gardiyan ile askerlerin darp, işkence ve hakaretlerine maruz kaldıklarını öğrenmiş bulunmaktayız. Ağır yaralı olan tutsaklara gerçek anlamda tedavi yapılmamakla beraber götürüldükleri hastane sevklerinde de sözlü ve fiziki işkenceye maruz kalmaktadırlar. Tutsaklara keyfi ve hukuki olmayan disiplin cezaları verilmekte: sosyal etkinliklerden men, hücre cezası, iletişimden men gibi cezalar verilmektedir. Cezaevlerinde aramalar sıklaştırılmış tutsakların kitaplarına, gazetelerine, çarşaflarına, masa ve sandalye gibi eşyalarına dahi el konulmaktadır" diyerek cezaevlerindeki durumu aktardı.
'12 Eylül uygulamaları dayatılıyor'
Saliha, bazı cezaevlerin tutsaklara ayakta sayım verme, tekmil verme, hastane, revir ve telefon görüşmelerine çıkarken ya da aile görüşlerine çıkarken tek sıra halinde yürüme başta olmak üzere nizamın dayatılmasının 12 Eylül uygulamasını aratmadığını belirtti. Saliha son olarak şunları kaydetti: "Biz tutuklu ve hükümlü aileleri olarak 27'inci gününe giren açlık grevlerinde bedenini açlığa yatıran tutsakların yanında olduğumuzu hatırlatırken, ilgili makamların bu konuda gerekli girişimlerde bulunmaya çağırıyoruz. Mevcut hükümeti Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kaldırmaya ve barış masasına oturmaya çağırıyoruz. Ayrıca tüm ulusal ve uluslar arası kamuoyunun Türkiye ve Kürdistan'da yaşanan savaşa duyarlı olmaya ve barışın yeniden sağlanması için gayret ve çaba göstermeye davet ediyoruz."
(bc/dk)