JINHA

İSTANBUL -Trans Onur Haftası kapsamında, transların maruz bırakıldığı şiddete karşı izleyecekleri hukuk yoluna ilişkin, "Translar ve Hukuk" konulu panel yapıldı. LGBTİ'lere yönelik hukuk ihlallerini hatırlatan avukat Bülent Kırdar, hakimlerin söz konusu translar olduğu zaman tavırlarının değiştiğini belirtti.

7. Trans Onur Haftası kapsamında, "İhlal edilen bir hak: Translar ve Hukuk" isimli panel yapıldı. Panelde, translara yönelik şiddete karşı izlenilmesi gereken hukuki süreç tartışıldı. Beyoğlu'nda bulunan Avrupa Pasajı Aynalı Geçit Konferans Salonu'nda yapılan panelde moderatör olarak LGBTİ Dayanışma Derneği aktivisti Kıvılcım Arat, Avukatlar Bülent Kırdar ve Metehan Arısoy katıldı.

'Şiddet translar için günlük bir olgu'

Açılış konuşmasını yapan Kıvılcım, transların en fazla ulaşamadığı erişim hakkının adalet olduğunu vurguladı. Kıvılcım, "Şiddet translar için hayatın olağan günlük akışı içerisinde yaşanan bir olgu, translar sürekli şiddete maruz kaldıkları için artık şikayet etmiyor. Şikayete gittiklerinde de birde karakol da şiddete uğruyorlar" dedi. Transların maruz bırakıldığı şiddeti takip etmek için bir hukuk projesi başlattıklarını aktaran Kıvılcım, projeyi Avukat Bülent Kırdar ve Metehan Arısoy ile yürüttüklerini belirtti.

Emniyette trans önyargısı

Avukat Bülent Kırdar, Türkiye'de son dönemlerde gelişen süreçte birçok sorunla karşı karşıya kaldıklarını kaydetti. Bülent, "Transların yaşadığı şiddet, gasp; ölümle ve yaralanmalarla sonuçlanan olaylarda yargılama sürecinde mümkün oldukça süreci takip etmeye çalışıyoruz" dedi. Şikayet için transların emniyete gittiğinde direkt ön yargıyla karşılaştıklarını söyleyen Bülent, "Dosyanın bize gösterilmemesi gibi sorunlar yaşıyoruz" diye konuştu. Avukatlık yetkilerini kullanarak sürece dahil olmaya çalıştıklarının altını çizen Bülent, "Emniyette çalışanların yanımıza gelerek, 'Vay be ne kadar da ibne varmış İstanbul'da' diyerek aşağılamaya ve ötekileştirmeye çalışıyorlar" diye konuştu.

'Söz konusu translar ise hakimlerin tavrı değişiyor'

Şiddete maruz bırakılan trans mağdurlara çağrı yapan Bülent, emniyete değil savcılığa ifade bulunulması gerektiğini ve hukuktan yana eşit ve objektif yargılama yapması gereken hakimlerin söz konusu translar olduğu zaman tavırlarının değiştiğini söyledi. LGBTİ'lere yönelik hukuk ihlallerini hatırlatan Bülent, "Biz avukat kimliğimizle olaya müdahil olduğumuz için süreç hızlanabiliyor. O yüzden bizimle hareket edin" dedi.

'Meslektaşlarımız bizimle hareket etmek istemiyor'

'Hepimiz insan hakları savunucusuyuz teoride ama pratik söz konusu olduğunda çelişkiler yaşanıyor" diyen avukat Metehan Arısoy, meslektaşlarının kendileriyle hareket etmek istemediğini vurguladı. Metehan, "Onlar hakkında farklı düşünceler olur diye bizle yürümek istemiyorlar bizden uzak durmaya çalışıyorlar" şeklinde konuştu. Metehan şiddete karşı savunma mekanizmasına en fazla karakollarda maruz kaldıklarının altını çizdi, adliye de yaşayan personelin de sıkıntı yarattığını kaydetti. Metehan, "Mahkeme hakimleri hoşgörülü gibi davransa da dava kararları öyle olmuyor. Mahkeme, diğer davalara gösterilen hassasiyeti bu davalara göstermiyor" ifadelerini kullandı.

'Seks işçiliği suç değildir'

Türkiye şartlarında adaletin zayıf işlediğini vurgulayan Metehan, "lara uğradığı ayrımcılık, şiddet ve mağduriyet ekstra mağduriyete sebep oluyor. Seks işçiliği suç değildir. Kabahatlar Kanunu'na göre para cezası hükmediliyor. Sadece göbeği açık bir kıyafetle yol kenarında yürüyen ve seks işçisi olmayan translara, para cezası kesiliyor. Seks işçiliğinin vergisi yok, haracı var! Geçen günlerde görüştüğümüz bir seks işçisi ceza makbuzlarını gösterdi ve 2 yılda 30 bin TL ceza ödemiş" dedi.

Panel, soru-cevap ve görüş bildirme şeklinde devam etti.

(ödk/sy)