JINHA

İSTANBUL- Doç. Dr. Buket Türkmen, barış ve kadın aktivizmi konusuna değinerek, "Kürt Kadın Hareketi'nin gerçekten de güçlendiğini görüyoruz. Sınır ötesinde Rojava'nın anayasasında gördük. Kadın eylemleri, sloganları çift dilli olan tek eylem biçimidir. Yine bunu barış aktivizmiyle omuz omuza giden bir şey olduğunu söyleyebiliriz'' dedi.

"Bu suça ortak olmayacağız" bildirisi imzacılarından Doç. Dr. Buket Türkmen, Türkiye'de ilerleyen süreçte barış aktivizmi ve kadın hareketlerinin gelişimini değerlendirdi. Galatasaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Bölümü'nde çalışmalar yapan sosyolog Buket, barış aktivizmi, kadın aktivizmi, batı feminizmi ve Kürt feminizmi üzerine düşüncelerini, izlenimlerini dile getirdi.

'Kadınlar barış alanını hiç boş bırakmadılar'

Suruç katliamından sonra özellikle Türkiye'de insanların sesinin kısıldığını, Gezi'den beri kamusal alanda pek çok gelişmeyi protesto eden insanların evlerine girdiklerini söyledi. Sokakları boş bırakmayanların ise yine kadınlar olduğunu vurgulayan Buket, ''Kadınlar geçen yazdan itibaren barış eylemleriyle alanı ve sokakları boş bırakmamaya çalışıyorlar. Ablukalar kaldırıldığı zaman Cizre'ye grup grup kadınlar gitti. Kadın Özgürlük Meclisleri (KÖM) Nusaybin'e sık sık gidip raporlamalar yapıyor, bu raporları meclise gönderiyor. Kadınlar aslında barış alanını hiç boş bırakmadılar" dedi.

Barış aktivizminin kadın aktivizmiyle iç içe geçtiğini söyleyen Buket, "Geçen sene 8 Mart'ta Kadıköy'e barkovizyon kurulmuştu ve biz orada Kobanê'de savaşan YPJ'yi izledik. Onlardan zafer söylemleri dinledik" diyerek, şöyle devam etti: "Doğu'da ne olursa olsun insanlar ilgi göstermediler, bunu kabul ediyorum. Fakat kadın hareketinin hakikatten Kürtleştiğini elinden geldiğince görüyorum. Bunun barış aktivizmi ile iç içe geçen kadın hareketi olması sebebiyle yaşandığını düşünüyorum.''

'Kadın aktivizmi barış aktivizmi olmaya başladı'

Kadın hareketlerinin gelişimini ve güncel durumunu değerlendiren Buket, "Kürt Özgürlük Hareketi'nin içerisinde kadınların özgürleşmiş olması, ayrışmış olması ve Kürt feminizminin güçlü olması sebebiyle bizden daha fazla güçlendiklerini düşünüyorum. Batı Feminizmi durdu, şu an çelişkileri var ve kendi içinde çözmeye çalışıyor" dedi.

'Kürt Kadın Hareketi'ni Rojava Anayasası'nda gördük'

"Kürt Kadın Hareketi'nin gerçekten de güçlendiğini görüyoruz. Bunun izlerini siyasal alanda HDP örgütlenmesinde gördük, sınır ötesinde Rojava'nın anayasasında gördük. Kadın hareketi aslında Kürt Kadın Özgürlük Hareketi'yle omuz omuza olmaya başladı" diyen Buket, bu anlamda kadın aktivizmiyle barış aktivizmin yan yana olmaya başladığını olduğunu söyledi.

'Kürtçeyi kadın eylemlerinde görüyoruz'

Türkiye sosyalist hareketinin Kürtlere karşı umursamazlığın ya da küçümsemenin söz konusu olduğunu belirten Buket, ''Karma örgütlerde Kürtlerle fazla entegrasyon olduğunu görmüyoruz. Eylemlerinde de bunu görmüyoruz" diye kaydetti. Buket son olarak şunları dile getirdi:
"Bugün Batı Türkiye'de sokakta Kürtçe duyuyorsak bu ya HDP eylemlerinde olur ya da kadın eylemlerinde. Kadın eylemleri, sloganları çift dilli olan tek eylem biçimidir. Yine bunu barış aktivizmiyle omuz omuza giden bir şey olduğunu söyleyebiliriz."

(nö/ödk/sy)