JINHA

AMED - Halkın dayanışma, birlikte sorunlarını çözme yeri olan ve meclisleşme çalışmalarının yürütüldüğü Eşit Özgür Yurttaş Dernekleri hakkındaki kapatma kararına halk tepkili. Derneklerin kapatılmasını değerlendiren DBP Bağlar İlçe Eşbaşkanı Arzu Karaman, "Gerekirse ev ev dolaşırız" dedi.

Diyarbakır'da 17 farklı Eşit Özgür Yurttaş Derneği hakkında, 27-28 Mayıs'ta mahkeme tedbir kararı alındı. Mahallelerde meclisleşme çalışmaları yürüten, halkın komün halinde örgütlenmesini ve sorunlarını öz gücüyle çözme faaliyetlerinde bulunan Eşit Özgür Yurttaş Dernekleri hakkında Diyarbakır 4'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi "örgüt faaliyetlerinin merkezi haline geldiği" iddiasıyla faaliyetten tedbiren alıkonulması kararı verdi. Sur'daki İskenderpaşa ve Lalebey mahallelerinde Eşit Özgür Yurttaş dernekleri de kapatıldı. Yine Bağlar'da Şeyh Şamil Mahallesi'nde halkın bir araya geldiği mahalle meclisi kapatıldı.
DBP Bağlar İlçe Eşbaşkanı Arzu Karaman, meclislerin kapatılmasının hukuk dışı olduğunu söyleyerek bunun halk ile olan ilişkiyi bitirmeye dönük bir hamle olduğunu ifade etti.

'Meclisler yasal olmasına rağmen kapatılıyor'

Arzu, son dönemde Kürt halkı üzerinde yoğun bir baskı ve saldırı politikası yürütüldüğünü vurgulayarak, "Devlet Kürt halkını yok etmeye dönük politikalar yürütüyor. Son olarak mahalle meclislerimiz kapatıldı. Toplamda 11 tane mahalle meclisimiz var ve bunlardan 9'u kapatıldı. Meclisleri halkın sorunlarını dinleme ve çözüm olabilmek için açıldı. Meclisler zaten yasak değil, açılması yasal olan kurumlardır. Dernekler Yasası'nda da kabulü olan bir şeydir. Fakat devlet Kürt halkının hiçbir şeyini hazmedemediği gibi bunu da hazmedemedi ve süreçten faydalanarak kapatmaya başladı. Kürt halkının yaptığı her şey illegal gösterilmeye çalışılıyor" ifadesinde bulundu.

'Halk meclislerin kapatılmasına karşı çıktı'

AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun katıldığı bir programda mahalle meclislerini hedef gösterdiğini söyleyen Arzu, "Mahalle meclislerinin örgüt faaliyetinde bulunduğunu iddia ederek hedef gösterdi. Yaptığı açıklamanın hemen ertesi günü de polisler hukuksuzca meclisleri kapatmaya başladı. Mahalle meclislerinde halk kendi sorununa çözüm buluyordu. Yoksul halkla dayanışma etkinlikleri ve kampanyaları yapılıyordu. Bunlar aracılığı ile halka ulaşabiliyorduk ve aradaki sınırlar kaldırılmıştı. Mahalle meclislerini kapatmaları demek bunların artık olmayacağı anlamına gelmiyor. Gerekirse her mahalleye bir çadır açarız ve çalışmaları gene yürütürüz. Hem halkın istediği de bu zaten. Halk kendisi meclislerin kapatılmasına karşı çıktı" diye belirtti.

'Halk hala dimdik ayakta'

1990'lı dönemlerde baskılardan dolayı halkın evlerde toplantılar aldığına dikkat çeken Arzu, "Gerekirse yine aynı yöntemi deneriz. Onlar mademki bu halkı 90'lı yıllara götürmek istiyor biz de aynı inanç ve ruhla o yıllara gideriz. Komisyonlar oluşturur ve ev ev dolaşırız. Kimin ne sorunu varsa biz yine çözüm olmaya çalışırız. Baskılara hiçbir zaman boyun eğmedik, eğmeyeceğiz de. Kendi evladını kaybetmiş, evini, toprağını kaybetmiş bir halkı hiçbir şey korkutamaz, korkutamıyor. Yürütülen onca sindirme politikasına rağmen halk hala dimdik ayakta. Bu parti davasından çıkalı uzun zaman oldu. Ortada bir parti davası yok bir halk gerçekliği var ve bu halk yolundan, davasından geri adım atmıyor" sözlerine yer verdi.

(bc-aı/gc)