Siyasi kadın tutsaklara cinsel işkence tehdidi!
09:00
Zeynep Akın-Hülya Okalin/JINHA
ÊLIH - Tarsus Kapalı Cezaevi'ne sürgün edilen siyasi kadın tutsakların aileleri, tutsaklara yapılan baskıları anlattı. Ailelerin aktarımına göre, Tarsus Kapalı Cezaevin'deki kötü koşullar nedeniyle açlık grevine başlayan 7 kadın tutsağa hücre cezası ve görüş yasağı verildi. 6 ay önce Mardin Cezaevi'nden hastaneye götürülen bir kadın tutsağa ise askerin, "Eğer 90'lı yıllarda olsaydık size tecavüz ederdik" diye cinsel işkence tehdidinde bulunduğu aktarıldı.
Çatışmalı sürecin başlamasıyla birlikte siyasi tutsaklar üzerindeki baskı da şiddetlendi. Tutsaklar aile görüşmelerinde kamuoyuna ulaşması için var olan baskı ve uygulamaları anlatırken, kamuoyunun ses çıkarmamasını ise eleştiriyorlar. Siyasi kadın tutsak ailelerinden Sehrete Bozkurt ve Sümeyye Bitmen var olan baskı ve uygulamaları JINHA'ya anlatarak, cezaevi yönetiminin bu baskılardan vazgeçip kamuoyunun harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
'Her bir asker ve polis öldüğünde baskılar daha da artıyor'
6,5 yıldır cezaevinde bulunan siyasi tutsak Selma Bozkurt'un kardeşi Sehrete Bozkurt, ablası Selma'nın 2 ay önce Adana Karataş Kapalı Cezaevi'nden Tarsus Kapalı Cezaevi'ne sürgün edildiğini belirterek, tutsakların sürekli keyfi uygulamalara maruz bırakıldığını belirtti. Ablası Selma'nın sürgün edilmesini şöyle anlattı:
"Tarsus'a sürgün edildiklerinde önceden erkek adli tutukluların bulunduğu koğuşlara kondular. Koğuşlar çok kirli, rutubetli. Sürekli temizledikleri halde önceden kalan kirler bir türlü geçmediğini belirtti. 'Her bir asker ve polis öldüğünde baskılar daha da artıyor. Hastaneye gidemiyoruz, çünkü yolda baskı ve düşmanca tavırlara maruz kalıyoruz. Sürekli gereksiz aramalar yapılıyor' diyor."
'Baskılar artarsa dönüşümsüz açlık grevine başlayacağız'
Sehrete, tutsakların 3 günlük açlık grevi gerçekleştirdiğini ve bunun bir uyarı niteliğinde olduğunu, eğer baskılar artarsa bu açlık grevinin süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine dönüştürüleceğini aktardı. Cezaevi yönetiminin bu uygulama ve baskılarına tepki gösteren Sehrete, "Cezaevi yönetimin derhal bu insanlık dişi baskılarından vazgeçmesini ve kamuoyunun da siyasi tutsaklara gereken duyarlılığı göstermesi gerekiyor" dedi.
'7 kadın tutsağa hücre cezası ve görüş yasağı verildi'
1 senedir cezaevinde olan Berivan Bitmen'in ablası Sümeyye Bitmen ise, Berivan'ın 2,5 ay önce Mardin Kapalı Cezaevi'nden Tarsus Kapalı Cezaevi'ne sürgün edildiğini söyledi. Sümeyye, 10 dakika içinde sürgün kararının alındığını ve tutsakların gece yarısı apar topar sürgün edildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Eşyalarını almalarına dahi fırsat verilmedi. Yanlarına alabildikleri eşyalar da yolda kayboldu denilerek verilmedi. Sürgün edildikten sonra bizim gönderdiğimiz eşyalar da kendilerine verilmiyor. Çok kötü uygulamalara maruz kaldıkları için greve giren aralarında Berivan'ın da bulunduğu 7 kadın tutsağa hücre cezası ve görüş yasağı verildi. Ve bu yasakların ne kadar süreceğini bilmiyoruz."
'Berivan slogan attığı için 6 bin para cezası verildi'
Sümeyye, Berivan'ın son aramasında "Aramıza 3 ajan koydular. Bu 3 kadının ajan olduğunu tespit ettiğimizde uyardık onları. Eğer ajanlıktan vazgeçerseniz aramızda kalabilirsiniz uyarısında bulunduk. Bu 3 kadın cezaevi yönetimine bizi 'dövmüşler' diyerek şikayette bulundular" dediğini söyledi. Sümeyye, "Berivan'ın 6,5 yıl cezasından indirimli olarak 4,5 yıl yatması gerekiyordu, ama bu son olanlardan sonra indirimli cezası eklenerek tekrar 6,5 yıla çıkarıldı. Ve Mardin Cezaevi'nde cezası kesilince Berivan slogan attığı için 6 bin para cezası verildi" dedi.
'Cezaevindeki her türlü etkinlik yasaklanmış durumda'
Sümeyye, "Tarsus'ta aileler görüşe gidince ailelerin karşı çıkmasına rağmen zorla çıplak arama yapmışlar. Görüş esnasında bu tutsaklara anlatılınca görüş bittikten sonra tutsaklar ailelerin çıkışına izin vermedi. Bunun üzerine gardiyanlar tutsakları darp ederek zorla içeri koydu. Bunun üzerinde aileler masa ve kapılara vurarak eylem yaptı. Bu eyleme karşılık tutsaklar da kapı pencerelere vurarak eyleme karşılık verdi. Şuan tutsaklara havalandırma yasağı da getirilmiş durumda. Ve cezaevindeki her türlü etkinlik yasaklanmış durumda" ifadelerini kullandı.
'Çok düşmanca uygulamalar yapılıyor'
Tutsakların görüşmelerde kamuoyunun sessizliğini eleştirerek destek verilmesi gerektiğini vurguladıklarını belirten Sümeyye, "Tutsaklar bilerek uzaklara sürgün ediliyor ki aileler görüşe gidemesin. Tüm eziyetlere rağmen gittiğimiz yarım saatlik görüşlerde bile gardiyanlar başımıza dikiliyor. Rahatça konuşamıyoruz engel oluyorlar. Tutsaklar yemek yemesin diye yemekler çok kötü yapılıyor. Bu uygulamalar insanlık dışıdır. Çok düşmanca uygulamalar yapılıyor" şeklinde konuştu.
'Eğer 90'lı yıllarda olsaydık size tecavüz ederdik'
Siyasi kadın tutsaklar her gün cinsel işkence tehdidine de maruz bırakılıyor. Sümeyye'nin anlatımına göre bir asker kadın tutsağı cinsel işkenceyle şu şekilde tehdit etti:
"5-6 ay önce Mardin Cezaevinde kadın tutsak hastaneye giderken askerlerden biri, 'Eğer 90'lı yıllarda olsaydık size tecavüz ederdik' demiş. Bunun üzerine kadın tutsak askere yaklaşarak yüzüne uzun uzun bakmış. Asker 'Ne bakıyorsun' demiş. Kadın arkadaş, 'Senin yüzünü hafızama kaydediyorum' deyince asker yüzünü diğer tarafa dönmüş. Kadın arkadaşın bu tepkisinden dolayı kendisine dava açılmış."
'Tüm bunlara rağmen boyun eğdiremiyorlar'
Tutsaklara gerekli desteğin verilmesi gerektiğini vurgulayan Sümeyye, son olarak şunları kaydetti: "Kamuoyunun derhal bu tutsaklar için ses çıkarması gerekiyor. Tutsaklar her türlü mücadeleyi verirken, direnirken kamuoyunun tepkisiz olması acı vericidir. Halk üzerine düşeni yapmadığı için tüm yük tutsakların omzuna kalıyor. Tutsakların son süreçte günden güne eridiklerini görüyoruz ama tüm bunlara rağmen boyun eğdiremiyorlar. Ne olursa olsun her zaman tutsakların yanında olacağız. Amaçlarına ulaşmalarına izin vermeyeceğiz. Bizi bezdiremeyecekler."
(sy)