90'ların tanığı kadınlar: Kürt halkı bitmeyecek

09:00

Gülfidan Ataman/JINHA

WAN - Kürdistan'ın farklı kentlerinden Van'a göç eden kadınlar, 90'lı yıllarda devlet eliyle gerçekleştirilen faili meçhul cinayetlerin, zorla kaybetmelerin, zorla göç ettirilmelerin yanı sıra çatışmalarda yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği yılları anlattı. 90'lı yıllardaki işkence ve katliamların aynı şekilde, ancak daha açık bir şekilde devam ettiğini söyleyen kadınlar, "Kürt halkı bitmedi, bitmeyecek" diyor.

Türkiye ve Kürdistan'da 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle beraber yaşanan faili meçhul cinayetler, katliamlar ve zorla göç ettirmeler, özellikle Kürdistan'da 1990'lı yıllarda daha belirgin bir şekilde yaşanmaya devam etti. 80'li ve 90'lı yılların tanıklarından Zekiye Kaya, o günlerden bugüne zulmün ve katliamlarla hep karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

90'lı yılların tanığı üç kadın

Zekiye, devletin Kürt halkına 35 yıldır bir adım bile atmadığını ifade ederek, yaşadıklarını ve tanık olduğu olayları anlattı. Şırnak'ın Beytüşebap ilçesine bağlı Feraşin köyünde 90'lı yıllarda devletin hem kadınlara hem de erkeklere işkence yaptığını birebir şahit olduğunu söyleyen Zekiye, "Köyde bulunan 7 erkek vardı, yaptıkları işkenceler sonucu 2 kişi yaşamını yitirdi. O dönemler hemen öldürmek yoktu. İşkence ederek öldürüyorlardı. Kiminin tırnaklarını söküyor, kiminin ise sopaları vücutları üzerinde parçalanana dek vuruyorlardı. Bu işkencelerden sağ kalanlar ise sakat kaldı" diye konuştu.

'Kürt halkına yönelik katliamlar devam ediyor'

Kürdistan'da uygulanan katliamların 90'lı yıllardan bu yana aratarak devam ettiğini belirten Zekiye, "Kürt halkı üzerinde uygulanan katliamlar işkenceler halen devam ediyor. Sur, Nusaybin, Cizre ve Yüksekova da katledilen ve kaybedilen onlarca genç var. Morgların kapısında oğlunun bedenini teşhis edebilmek için günlerce bekleyen anneler var, devlet buna da izin vermiyor, 90'lı yılları geçtik aslında" diye belirtti.

'Katliamlar şimdi açık bir şekilde gerçekleşiyor'

Feraşin'den göç eden bir diğer kadın Aliye Balık ise, o yıllarda kadın yaşlı ve çocuk demeden insanların kuyuların içine atıldığını, kuyularda ölmeyenlerin ise ağır işkencelere maruz bırakıldığını kaydetti. Ölüm kuyularından ya da işkencelerden sağ kurtulanların cezaevlerinde çok daha ağır bir muameleyle karşı kaşıya kaldıklarını belirten Aliye, hamile kadınların ya da yeni doğum yapan kadınların bebekleri ile birlikte yerlerde süründürdüklerini söyledi. Aliye şöyle devam etti:

'İki çocuklu bir kadını toprağa gömdüler'

"O kadar ağır katliamlar yapıldı ki anlatınca bile o yıllara gidiyorum. İki çocuklu bir kadını her iki çocuğu ile birlikte kafalarına kadar toprağa gömdüler. 7 gün o halde beklettikten sonra kadını eve atıp her iki çocuğunu alıp gittiler. Askerlerin lavabo olarak kullandıkları alana tüm köydeki anneleri toplayıp orada beklettiler. Şimdi de hiçbir şey değişmedi. Katliamlar 90'lı yıllarda saklanıyordu, şimdi tek farkı ise açık olarak katliamlarını gerçekleştiriyorlar."

'Kürt halkı bitmedi, bitmeyecek'

Aliye, tüm bunlara rağmen Kürt halkının bitirilmediğine dikkat çekerek, "Onların da bilmesi gereken bir şey var ki biz bunların hiçbirini unutmadık ve her katliama işkenceye karşı daha da güçlenip kalkacağız. Bu süreç de geçecek. Kürt halkı bitmedi, bitmeyecek. 90 ve 92 yıllarında ne kadar işkence ve barbarlık varsa şimdi de aynı şekilde daha fazlası var" dedi.

'Yaylalarda da yaşam hakkı vermediler'

Topraklarını bırakıp göç etmek zorunda bırakılan kadınlardan Leyla Duman da, 80'li yıllardan önce yaylalarda yaşama kararı aldıklarını, ancak orada da askerler tarafından baskıya uğradıklarını söyledi. O anki saldırılarakarşı çıkmaya çalıştıklarında tüm hayvanların öldürüldüğünü dile getiren Leyla, yaylada bulunan 3 kişiyi katlettiklerini ve yine, yaylada bulunanların günlerce dağlarda aç susuz kaldıklarını belirtti. Leyla, tanıklığını şöyle aktardı:

'Erdoğan'ın yaptıkları 90'lı yıllardan farksız değil'

"O zaman aramızda bulunan bazı kadınlar hamileydiler ve o dağ başında aç susuz bir şekilde doğum yaptılar. Tabii birçoğunun bebeği öldü. Devletin eline geçen kadın ve erkekler askerler tarafından ya işkenceyle öldürülüyordu ya da ortalıktan kaybediliyordu. 1982'den 1988'e kadar askerler senede en az 3-4 kez köyü basar erkekleri köy meydanında bulunan okul bahçesine toplar, tüm halkın gözü önünde öldüresiye döver küfür ederlerdi. Kafasını yerden kaldıran ya da hafif kımıldayan biri olsaydı kesin öldürürlerdi. Şimdiye geldiğimiz zaman Erdoğan'ın yaptıkları 90'lı yıllardan farksız değil" sözlerini kullandı.

(dc/sy)