'Gençlik olarak Kürdistan'daki katliamları ifşa edeceğiz'
10:47
Medine Mamedoğlu/JINHA
AMED - HDP Gençlik Meclisi olarak 'Gezi'den Cizre'ye Yaşamı İnşa Etmeye' kampanyasıyla çıktıkları dayanışma yolculuğunda polisler tarafından sürekli engellenen gençler, devletin Kürt halkına karşı açtığı savaşı örtbas etmeye çalıştığını ancak her şeye rağmen gerçekleştirilen katliamları ve savaşı ifşa edeceklerini vurguladı.
İzmir, İstanbul, Adana, Uşak, Ankara'nın da aralarında bulunduğu birçok kentten yola çıkan HDP Gençlik Meclisi üyesi 100'ü aşkın genç "Gezi'den Cizre'ye yaşamı inşa etmeye" şiarıyla dayanışma kampanyası başlatmıştı. İlk olarak Diyarbakır'da bir araya gelen ekip burada kampanyayla ilgili bir açıklama yapıp daha sonra Cizre'ye doğru hareket etti. Ancak Diyarbakır'dan itibaren polis baskısı ve taciziyle karşı karşıya kalan gençlerin Cizre'ye gidişine de izin verilmedi.
'Direnişin özneleriyle dayanışmayı amaçladık'
Ankara'da sosyoloji öğrencisi olan ve üniversite yerelinde HDK çalışması, HDP Gençlik çalışması yapan Yağmur Yurtsever, Ankara'dan Cizre'ye yürüyüşlerini anlattı. Diyarbakır girişinden itibaren polislerin baskı ve tacizine maruz bırakıldıklarını belirten Yağmur, özyönetim alanlarında bulunan halkla dayanışmanın kendisi için çok önemli olduğunu söyleyerek "Gezi'den Cizre'ye Yaşamı İnşa Etmeye kampanyası' HDP GYK'nin kurulduğu kongreden sonraki ilk toplantısının kararıydı. Kürdistan'da yaşanan savaşa, Kürt halkının bu savaşa karşı gösterdiği direnişe Türkiye'den örgütlü ve kitlesel bir sesi gençliğin oluşturabileceği fikri üzerine böyle bir kampanyaya karar verdik. Savaş ve abluka sürecinde büyük bir direniş göstermiş olan Cizre bu anlamda sembolik bir yerdi. Devlet biz bu kararı aldığımız zaman da bugün Cizre sınırına gittiğimiz zaman da sınırdan içeri kimseyi almıyordu. Gençlik, gerek devletin katliam politikalarını ifşa etmekte gerekse bu direnişin özneleri olan yerel halkla dayanışıp, yeniden inşaya emeğini katmakta önemli bir iradeydi benim için. Bu yüzden kurulda bu karar teklif edildiğinde hepimiz kabul ettik ve 10 Haziran günü yola çıktık" dedi.
'Gözlemlerimizi raporlaştıracaktık'
'Sokağa çıkma yasağı' adı altında gerçekleştirilen yıkım ve talana karşı umut olmak ve dayanışmak istediklerini ifade eden Yağmur, "Kampanyayı örgütlerken Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile temas halindeydik ve ilettikleri bilgilere göre Cizre'ye 8-10 kişilik bir heyet gönderme ve geri kalan arkadaşların Silopi, Gever ve İdil'e bölünmesi kararı alındı. Cizre heyeti Cizre'ye girecek, gözlem yapacak, halkla bir araya gelecek ve sokağa çıkma yasaklarının hala sürdüğü Cizre'de gözlemlediklerini duyurmak için raporlar yazacak, basın açıklamaları yapacaktı. Gever, İdil ve Silopi yeniden inşa sürecinde, savaşın bölgelerde yarattığı şartlardan ötürü dayanışmanın çok önemli olduğu yerler, bu yüzden kalabalık gruplar bu bölgelere dağılacak inşaya dahil olacaklardı" diye konuştu.
'Aracımıza silah doğrultuldu'
Polislerin kendilerini tehdit ettiğini ve Cizre'ye alınmadıklarını söyleyen Yağmur şöyle anlattı: "Gençlik, Cizre, İdil, Silopi ve Gever'e giderken önce İdil ve Silopi arabaları İdil'den içeri sokulmadı, polisler arkadaşlarımızı arabalarını bağlamakla tehdit ederek gönderdiler. Cizre'ye giden heyet ise sınırda durduruldu. Polis telsizlerindeki konuşmalardan orada beklendiğimizi anladık, GBT ve arama yapıldı. 'Hepinizin kaydı var, buraya ne halt etmeye geldiğinizi biliyoruz. Burası Cizre, buraya giremezsiniz, bir daha da gelmeyin buraya' gibi söylemlerle ve arabamıza silah doğrultularak sınırdan uzaklaştırıldık."
'Tacize ve cinsiyetçi söylemlere maruz bırakıldık'
Cizre'den dönüşte Diyarbakır girişinde polisler tarafından durdurulup tacize maruz kaldıklarını söyleyen Yağmur "Amed girişinde durdurulduk, GBT veya kimlik kontrolü yapılmadan arabadan indirildik. Erkekleri ve kadınları ayırdılar, erkek arkadaşlarımıza üst araması yaparken biz kadınlara da gayri resmi ve hukuksuz bir sorgu sırasında 'Neye gönüllüsünüz', 'Belediyeye ne vereceksiniz' gibi imalarla cinsiyetçi söylemlerde bulunuldu. Erkek arkadaşlarımızdan biri hiçbirimizin göremeyeceği bir yere çekilerek agresif davranışlara maruz kaldı. Önce hepimizin gözaltına alınacağı söylendi, ardından 15-20 dakika gibi bir süre, zırhlı araçlar ve ekip arabaları gelene kadar, arabamızda kilitli tutulduk. Milletvekillerimiz Sibel Yiğitalp'in ve Ziya Pir'in müdahil olmaları üzerine gözaltına alınmadık ama gideceğimiz yere kadar zırhlı araçla takip edileceğimiz söylendi. Milletvekillerimizle, HDP Diyarbakır İl binasında buluştuk ve Sibel Yiğitalp'in emniyetle görüşmesi üzerine bizi parti binası önünde beklemekte olan zırhlı araç oradan ayrıldı" dedi.
'Kürdistan'da açılan savaşı örtbas etmek istiyorlar'
Yağmur, yapılanlarla kendilerini korkutulmak istendiğini ifade ederek, Kürt halkına karşı açılan savaşın örtbas edilmeye çalışıldığını ifade etti. Korkmadıklarını ve ilk fırsatlarında yine Kürdistan'a geleceklerini söyleyen Yağmur "Korkutma ve yıldırma yoluyla irademizi kırmak ve Kürdistan'da açılan savaşı örtbas etmek istiyorlar, bunu açıkça görüyoruz. Halkların eşitliğinin ve dayanışmasının karşısında ne AKP'nin açtığı savaş ne de halkları ayrıştırmak ne nefret ve kin yaratmak için ürettiği politikalar devamlı, sürekli ve onlar için işlevsel olabilir. Gençlik olarak devletin Kürdistan'da yaptığı bütün örtbas çabalarını ifşa etmekten de öte bu coğrafyadaki halkların gençlerinin ortak söylem sağlayacağı bir zemin oluşturmak, beraber toplumsal ve siyasal muhalefeti örmek çabasında olacağız" diye konuştu.
(gc)