Köyde kadınlar şiddet ve baskıyla karşı karşıya

09:02

JINHA

Şehriban Aslan/JINHA

AMED - Kardelen Kadın Merkezi'nin köylerde yaptığı anket çalışması kadınların fiziki, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya çıkarıyor. Kimi çocukken evlendirilirken, kimi çocuğu olmadığı için sürekli şiddete maruz kalıyor, kiminin konuşmasına dahi eşi tarafından engel olunuyor.

Bağlar Belediyesine bağlı Kardelen Kadın Merkezi'nden kadınlar Bağlar'ın köylerinde kadınlarla anket çalışması yürütüyor. Çalışmada kadınların evlerine tek tek gidilerek yaşadıkları sorunlar, talepleri ve çözümler konuşuluyor. Biz de kadınların çalışmasını izlemek üzere birlikte Körtepe köyüne gidiyoruz. Köye girildiğinde ilk olarak süt sağan berivanları görüyoruz. Konuşmak istiyoruz fakat evdeki eş, baba, ağabey baskısı nedeniyle kesinlikle konuşmak istemediklerini söylüyor. Toplumsal cinsiyet rolleri, erk zihniyetin kadınların kendisi hakkında konuşmasına dahi engel oluyor. Köy çalışmasındaki kadınların da amacı bu zaten kadınların konuşarak sorunlarını anlatması. Ama evlere gittiğimizde de aynı sorunla karşı karşıya kalındığına şahit oluyoruz. Kadınlara yöneltilen sorulara erkekler müdahil olup kadınların adına yanıt veriyor ya da yanlarında durarak psikolojik baskı oluşturuyor. Kadınlarla yalnız konuşulmak istendiği söylendiğinde de "O yanlış söylediğinde ben düzeltirim. Biz kesinlikle şiddet uygulamıyoruz" diye savunmacı bir pozisyona geçiyor. Gezdiğimiz evlerin birçoğunda kadınlar genel olarak şiddeti sadece fiziki olarak algıladığı ortaya çıkıyor. Konuşulan her kadın ise neredeyse şiddetin her türlüsüyle karşı karşıya kalmış.
'Bana sürekli şiddet uyguluyordu'

Köyde gittiğimiz ilk evde bahçenin kapısını açtığımız gibi kadınlar temizledikleri yünleri ellerinden bırakıp bizi karşılamak için kalkıyor. Ardından oturup konuştuğumuzda 65 yaşlarında bir kadın, "Benim neler çektiğimi bir ben bir de Allah bilir" diyerek iç çekti. Elini başına götürerek, "Eşim ikinci defa evlendi. Daha sonra vefat etti. Kumamın oğlu bana sürekli şiddet uyguluyordu. Size başımı açayım bakın iki ya da üç defa başım kırıldı. Kalan tüm mal varlıkları kumamın oğlu aldı. Şu an hiçbir güvencem yok" dedi.

'Bu benim için en büyük acıdır'

Ardından gittiğimiz başka evde bizi sıcak ve güler yüzle karşılayan kadınla oturup konuştuğumuz da başlıyor anlatmaya hayat hikâyesini… Bel fıtığının olduğunu ve ev işlerini yaptığında çok fazla zorluk çektiğini söyleyen kadın, "Maddi açıdan çok iyi olduğumuz söylenemez fakat sırtım için gitmediğim yer ve doktor kalmadı" dedi. Sonra duvara bakıp duvarda asılı olan oğlunun resmini göstererek, "Bu benim oğlum 17 yaşındaydı. Ailelerin maddi açıdan durumu iyi olmadığı için köyün genç kadın ve erkekleri Batı tarafında çalışmaya gidiyor ama ağırlıklı olarak Bursa'ya gidiliyor. Oğlum 17 yaşındaydı çalıştığı yerde elektrik çarparak yaşamını yitirdi. Bu benim için en büyük acıdır, derdime dert katıyor" diyerek gözyaşlarını siliyor.

15 yaşında evlendiriliyor

Nasıl evlendiğini sorduğumuzda ise bize verdiği cevap, "Ben 15 yaşındaydım. Evlendiğim kişi babamla tanışıyordu. Babamla anlaşıp berdel yaptılar. Babam onun kızı ile evlendi oda benimle evlendi. Evlendiğim zaman da evliliğin ne olduğunu dahi bilmiyordum. Viranşehir'den Diyarbakır'a geldim" oldu.

'Hayatım zindana dönmüş durumda'

Başka bir evde de 11 yıllık evli olan ve çocuğu olmadığı için hayatının her anını zorlukla geçiren bir kadın hikâyesi ile karşılaştık. Kadın, "Çocuğum olmadığı için eşim ne tedavi olmama izin veriyor ne de resmi nikâhımı yapıyor. Eşim sürekli, 'senin çocuğun olmuyor' diyerek bana şiddet uyguluyor. Neredeyse her gün şiddet ve psikolojik baskı görüyorum. 11 yıllık evliyim ama bana 40 yıldan fazla geliyor. Evlilik beni yıprattı ömrümden ömür götürdü. Hayatım zindana dönmüş durumda" dedi.

(ma/gc)