Şimdi geride kalan fotoğraflarda ve bir muskada saklı tüm hatıralar…

09:04

Zehra Doğan/JINHA

MÊRDÎN - Direniş kentlerinden Nusaybin'de 90 yaşındaki Cemila Oral, "Geride bir fotoğrafı dahi olmayan oğlumun şahadet haberinin yazıldığı kağıdı başıma taktığım muskada yıllarca sakladım" derken, kızı Fexriya Ayaz da oğlu ve kızından kalan tek hatıra olan fotoğraf ve birkaç parça kıyafetle anılarını yaşattığını söyleyerek, "Şimdi geride kalan fotoğraflarda ve bir muskada saklı tüm hatıralar" diyor.

Ablukayla birlikte katliam planlarının sürdüğü Mardin'in Nusaybin ilçesinde hangi kapıyı çalsanız ardından derin bir direniş öyküsünün büyük uğultusunu duyarsınız. Her sembolde bir anlamın yüklü olduğu ilçede en dikkat çekici durum ise deqli yaşlı kadınların baş bağlarına takılı muskalarıdır. Kültürel sembollere oldukça bağlı kadınların baş muskalarında oysa büyük bir sır gizli. 90 yaşındaki Cemila Oral ile başındaki muskanın sırrını konuştuk. Nusaybin'in en eski mahallelerinden birinde kızı Fexriya Ayaz ile birlikte yaşayan Cemila'nın küçük sıcak evinde, torunları ve oğlunun dağın yolunu tuttuğu yılları ve yaşadıkları zulmü dinledik.

Cemila'nın başındaki muskanın sırrı

Torunu Servet Ayaz'ın 1990 yılında PKK'ye katılımının ardından, oğlu Hüseyin Oral ve torunu Tekoşin Ayaz da dağın yolunu tutarken, birkaç yılın ardından ise oğlu Hüseyin'in yaşamını yitirdiğinin haberini gönderilen bir yazıyla duyan Cemila, geride bir fotoğrafı dahi olmayan oğlundan tek hatıra kalan o kağıdı muska olarak yeşil bir beze sarıp baş bağına takar. O günden bu güne başındaki muskada birçok sır saklayan Cemila, son dönemlerde muskasını daha güvenli bir yere kaldırır. Çocuklarından geride kalan birkaç parça kıyafet, fotoğraf ve diplomaları karıştırarak Cemila'nın anılarını dinledik.

'Kıyafetlerimizi ters giyerdik'

"Hiç düşündünüz mü Kürtler neden bu kadar renkleri sever?" diye soran Cemila, Qamişo'yla tellerle ayrılan Nusaybin'de uzun yılardır insanların en büyük ekonomik kaynağının kaçakçılık olduğunu söylüyor: "O dönemlerde rengarenk kıyafet yasaktı, o kumaşlar bir tek Rojava'da vardı. Köyleri gezen askerler renkli ve süslü kıyafet kadınlara işkence ede ede üzerindeki kıyafetleri çıkarır yakar ve evin erkeklerini gözaltına alırdı. O nedenle kıyafetleri çamura batırıp eskitmeye çalışırdık ki parlaklığı geçsin. Bazılarımız da kıyafetlerimizi ters giyerdik, asker gidince çevirip giyerdik. Tütünlerimizi ahırın gizli duvarlarına saklardık."

'7 yaşındaki torunum Hizbullah tarafından katledildi'

1988 Nusaybin serhıldanının ardından torunu Servet Ayaz'ın dağın yolunu tuttuğunu söyleyen Cemila, "Pıra Şehida katliamının ardından ise oğlum ve torunum Tekoşin de dağın yolunu tuttu. Onların ardından gün yüzü görmedik. Her gün evimiz basıldı, her gün eşyalarımız didik arandı. 7 yaşındaki torunum Emine Turan okul çıkışı Hizbullah tarafından katledildi" dedi.

'Şimdi duyuyorum kızım büyük bir komutan olmuş'

Göç etmek zorunda kaldıkları batıda yılların ardından toprakları Nusaybin'e 1990'lı yıllarda döndüklerini söyleyen Fexriya Ayaz ise "Oğlumun gidişinin ardından topraklarımıza döndük. Kızım Tekoşin Nusaybin'de bir kadın olarak öncü rolünü oynadı. Parti çalışmalarında aktif rol aldı. Kızımın dağlara yönünü çevirmesindeki en büyük neden 1992 Nusaybin Pıra Şehida katliamı oldu. O katliam kızımın kararındaki etkileyici unsur oldu. Dayısıyla birlikte dağlara doğru yol aldı. Şimdi duyuyorum kızım büyük bir komutan olmuş. Benim kızım Tekoşin, geride annesi bir kaç parça kıyafet ve birkaç fotoğraf bırakan güzel yüzlü komutan Tekoşin" diye konuştu.

Fexriya son olarak, "Şimdi bana çocuklarımın doğum günlerinde onların fotoğraflarının yer aldığı masada sessizce doğum günü pastalarını kesmek kaldı" dedi.

(mg)