Kadınlar fotoğraflara yansıyan 'direnişi' anlattı

09:29

JINHA

İSTANBUL - Diyarbakır’da Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın tutuklanmasının protesto edilmesi esnasında devlet güçlerinin kadınlara saldırısı ve bu saldırılar karşısında “kadınların direnişi” fotoğraflara yansıdı. Fotoğraflara yansıyan direnişi değerlendiren kadınlar, "Kürt kadınlarının direnişinin sembolleştiği fotoğraflarda, bin yıllardır zulme uğrayan bir halkın baş eğmez dik duruşu var" dedi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı’nın yine HDP Eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın tutuklanması ve uzun süredir devam eden saldırıları protesto etmek amacıyla alanlara çıkan kadınların direniş fotoğrafları hafızalara kazınmıştı. Bizlerde Demokratik Kadın Hareketi Dönem Sözcüsü Gülden Coşkun'a, feminist Seher Kalkan'a, müzisyen Özlem Gerçek'e ve tiyatro oyuncusu Rugeş Kırıcı'ya 'direniş fotoğraflarının' kendilerinde nasıl duygular yarattığını sorduk.

‘Saldırıların ilk hedefinde kadınlar var'

Toplumsal dinamiğe dönük bir saldırının olduğunu ifade eden Gülden Coşkun, “İlk hedef toplumda ve mücadelede görünürlüğü olan kadınlardır. Sebahat Tuncel ile Feleknas Uca’nın verdiği mücadele, kadının tarihsel mücadelesinin bir getirisi ve sorumluluğudur. Saldırıların ilk hedefinde olduğunu bilen kadınlar, başı dik duruş sergiliyor. Toplumdaki her kadın bu saldırıların hedefinde bu nedenle bütün kadınlar direnmek zorunda. Aynı dik duruşu göstererek, Sebahat Tuncel başta olmak üzere içeride olan yoldaşlarımızı sahiplenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘Direnişleri bütün kadınlara umut oldu’

“Sebahat Tuncel ve Feleknas Uca'nın direnişi böyle bir dönemde bütün kadınlara güç verdi” diyen Seher Kalkan, şiddete karşı direnişlerinin bütün kadınlar için umut olduğuna işaret etti. Seher, “Kimsenin sokağa çıkmadığı bir dönemde birçok kadının, o direnişlerden feyz alarak sokağa çıktığını gözlemledim. Erkek devlet, sokaktan meclise bütün kadınlara şiddeti reva görüyor. Devletin bu şekilde pervasızca şiddet uygulaması, kadınların iradesine yönelik bir saldırıdır. Ancak, direnişle karşılaşacağını bilmiyordu. HDP çatısı altında birleşen kadınlar, sokaktaki kadınlarla her zaman omuz omuza oldular. Meclis biter ama biz her zaman sokaklardayız, direnişimiz ortak” ifadelerinde bulundu.

‘Bir kadın olarak var olmanın fotoğrafıdır'

Kürt kadınlarının direnişinin sembolleştiği fotoğraflarda, bin yıllardır zulme uğrayan bir halkın baş eğmez dik duruşunun olduğunu söyleyen Özlem Gerçek ise, “Ciddi bir yıldırma, sindirme, özellikle Kürt halkına yönelik yok etme politikası ile karşı karşıyayız. Bin yıllardan beri diz çökmeyen bir halka, diz çöktürmeye çalışıldığını görüyoruz. Aynı zamanda erke karşı mücadelesini yükseltmiş kadının mücadelesini görüyoruz. Özellikle yüzünü saklayan eli silahlı, iktidarı, erki ve şiddeti temsil ettiği üniformasıyla duran erkeğe karşı Feleknas’ın bir kadın ve seçilmiş olarak kendini bir kadına siper ettiği fotoğraf çok etkileyiciydi. Bir kadın olarak var olmanın ve direnişin fotoğrafıdır” diye konuştu.

Rugeş: O bakış 'mutlaka kazanacağız' bakışıydı

“Direnişin yansıdığı fotoğraflarda kadının, kendisine biçilen rolü reddedişini gördüm” diyen Rugeş Kırıca da, bu fotoğrafların örneklerini yaklaşık otuz yıldır gördüklerini belirtti. Bunun uzun bir mücadelenin sonucu olduğunu belirten Rugeş, “O fotoğraflara baktığımda artık Kürt kadının, hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağını bir kere daha gördüm ve hissettim. Fotoğrafların, cesaret verdiği şüphesiz. Herkesin etkilendiğini düşünüyorum. Sebahat Tuncel’in ağzının kapatılma biçimini gördüğümde; ‘istediğiniz kadar ağzımızdan çıkan sözü durdurun, avazımızı ve çığlığımızı bastırın bir bakış her şeyi anlatmaya yetiyor’ dedim. Sebahat ile Feleknas’ın gözündeki ve direnen bütün kadınların gözündeki bakışın aynı olduğunu ve benzeştiğini görüyoruz. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, mücadele ve mutlaka kazanma bakışı olduğunu düşünüyorum” dedi.