Lice için cezasızlık değil, adalet isteniyor

16:50

JINHA

ANKARA - Lice katliamı davasına dair Lice Adalet Arıyor Platformu tarafından Ankara’da düzenlenen bilgilendirme toplantısında, gerçeklerin ortaya çıkması için mücadele edileceği vurgulandı.

Diyarbakır Barosu ve Lice Adalet Arıyor Platformu tarafından Lice katliamı davasına ilişkin Avrupa Birliği tarafından finanse edilen "Diyarbakır Barosu Cezasızlıkla Mücadele Projesi" kapsamında bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Ankara’da, Best Otel'de düzenlenen toplantıya Lice katliamı mağduru ailelerin yanı sıra Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekteri Metin Bakkalcı, HDP'li vekiller Meral Danış Beştaş ve Mithat Sancar ile insan hakkı savunucuları katıldı.

Toplantıda konuşan Lice Adalet Arıyor Platformu Sözcüsü Şiyar Kaymaz, yıllardır peşine düştükleri adalet arayışında yaşadığı ve yaşadıkları zorluklarıi "Her duruşma bin 500 kilometre yol gidiyoruz. Bu davayı takip ettiğim için öğretmenlik görevimden ihraç edildim. Ancak bunlar bizi engelleyemeyecek. Katliamın sorumlularını açığa çıkartmak için yine mahkemede olacağız. Adalet isteyeceğiz, hakikate ulaşmak için var gücümüzle çalışacağız" sözleriyle dile getirdi.

'O gün tüm Lice ağlıyordu’

Katliamın mağduru ve tanıklarından biri olan Ebedi Delidere ise, o günü şu sözlerle anlattı: "Lice Kaymakamı bir hafta öncesinde ‘Bana burayı terk etsen iyi olur’ demişti. 1 hafta sonra ise ‘birazdan çatışma çıkacak’ dediler. Jandarmayı aradım ‘ne çatışması’ diye sordum ‘çatışma falan yoktur’ denildi. Sonra Kaymakamı aradım askerin dediğini aktardım. Kaymakam 'birazdan çatışma olabilir, kimse dışarı çıkmasın' dedi. Saat 9'u geçiyordu ki ilçenin her tarafından silah sesleri geldi. Belediyede mahsur kaldık o gece. Karşılıklı çakışmaysa hükümet konağında da kurşun izleri olurdu. Ama baktık yoktu. Bizi asker gördü bakarken. Bizi taradılar orada. 50-60 kişi pencereden atlayarak çıktık. Hükümet konağına giderken bir grup asker bizi yakaladı. Emniyete götürdü. O gün tüm Lice ağlıyordu. 17 insan öldürdüler. Üzerlerinden tek bir çakı çıkmadı. Bu senaryo Ankara'da hazırlanmıştı."

‘Deliller yok edildi’

Davanın avukatlarından Cihan İpek ise, kamu otoritesini kullanan kişilerin suç işlediği zaman yine aynı yetkilerini kullanarak delilleri yok ettiği üzerinde durdu.

Dolayısıyla suçluların açığa çıkarılması ve adaletin sağlanması için bir başka kamu otoritesinin harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Cihan, “Yetkilendiren kişiler, suç işleyene 'dur mahkeme bu olayı araştıracak' demesi gerekiyor. Ancak tam tersine bu kişiler ödüllendiriyor ve yine kendileri olay yerine gidip araştırma yapıyor. Biz 28 kişinin olayda silah kullandığını tespit ettik. Bize 2 kişi demişlerdi. İfadelere ulaşamadık. Sorgularda mağdur ailenin avukatı bulunmalı. Bunların hiçbirine izin verilmedi. Kamu otoritesini kullanarak suç işleyen kişilerin takipçisi olmak için bu projeyi başlattık. Ama Tahir Elçi’nin kendisi bile yine ‘faili meçhul’ bir olayın kurbanı oldu" diye konuştu.

Meral: Sanıklar değil, mağdurlar cezalandırıldı

HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ise, Lice katliamına dair bugüne kadar anlatılanların bile gerçekleştirilen katliamı tam olarak karşılamadığını ifade etti. Olaylar esnasında Deniz Baykal’ın da ilçeye gitmeye çalıştığını ancak ilçeye alınmadığını hatırlatan Meral, Baykal’ın o gün sarf ettiği 'Hiçbir güç bana devletin askerlerinin içeriye beni almadığını söyletemez' cümlesini hiçbir zaman unutamadığını paylaştı.

Lice davasına dair adalet arayışlarının aradan geçen yıllara rağmen hiç bitmediğini dile getiren Meral, “Cezasızlıkla bitirilmeyen çok az dava kaldı. Gelinen aşamada hiçbir şekilde adil yargılama yapılmadı. Aksine mağdurlar sürekli cezalandırıldı. Şu anda Türkiye'de herkes gibi hakim ve savcılar da özgür değil. Bağımsız olamazlar. Bir hakim ve savcı böyle bir davada ceza verirse, gerçekten adaletin peşine düşürse, bütün meslek yaşamını gözden çıkarması gerekiyor. Artık yargı tümüyle iktidarın elinde bir araca dönüştü" ifadelerini kullandı.