Madamların rotası direniştir… - ANALİZ

10:04
ANALİZ" class="social-twitter">

Rojda Oğuz/JINHA

HABER MERKEZİ - Dün iki haber düştü iki kare fotoğraf...Biri Diyarbakır'dan devletin çıplak şiddetine karşı direnişi seçen kadınların yansıması, diğeri ise İstanbul Adliyesi'nde 'şort giydiği' gerekçesiyle erkek şiddetine uğrayan ve o erkeğin aklandığı bir duruşmadan kalan fotoğraf. Madamların erkek aklı ile kadın yaşam biçenlere bir sözü var; "Ağlamayacağız. Ağlasak da madam gibi ağlayacağız ve acımız soğumasın diye de her zaman tetikte, mücadele içinde olacağız..."

‘Ağlamayın ağlarsanız acınız soğur’ demiş bir Arap komutan, halkının büyük bölümü kıyımdan geçirilirken askerlerine seslenerek. Özgür eş yaşam modelinde komutanlar kadın da olduğu için yazımın başında bir komutanın sözünü vermekten rahatsız olmadım. Yoksa kadın özgürlük mücadelesinde etkin rol oynayan, ayağı betona basan kadınlarla ilgili cümleler yazarken çelişkiye girmek istemem. Sadede gelmek gerekirse ölümler, öldürülmeler, taciz, tecavüz, şiddet, hakaret, iradesi kırılan koskocaman bir halk ve direnmekten asla taviz vermeyen kadınlar. Ah kadınlar kadınlar...

İki kadın iki yaşam

Bir yerde nasıl giyineceğine karar verme hakkını kendisinde gören bir erk-e karşı hukuk mücadelesi yürüten bir kadın, diğer yandan kimliğine, seçilmişliğine vurulan darbeye karşı irade mücadelesi veren bir kadın. Başka zamanlarda başka meselelerde mücadele eden nice kahraman kadın… Bu kadınlar kimlere karşı direniyor? Mücadele ettikleri kimdir ki, bu kadar hakkı kendisinde görüyor? Bunun cevabını sadece binlerce yurttaşın verdiği oylarla belediye başkanı seçilen Gültan Kışanak, otobüste ‘deli!’ bir erk-in tekmelediği Ayşegül Terzi değil Kürdistan ve Türkiye’de yaşayan bütün kadınlar bilir. Kadının onurunu, kimliğini ağzına sakız yapıp her fırsatta kusan bir zihniyetin sonuçları olarak mücadele eden kadınlar yılmıyor.

Ayşegül niye ağladı?

Ayşegül Terzi davasında kendisini tekmeleyen erk-in deli rolü yaparak elini kolunu sallayarak çıktığı bir duruşma salonundan geriye önlerindeki dosyaları toparlayan mahkeme heyeti kaldı. Tekmelerin sahibini değil tekmeleri atarken güvendiği ve asla bu güvenini boşa çıkarmayanları ön plana almak istiyorum. Bilen bilir Ayşegül Terzi’yi tekmeleyen erk serbest bırakıldı, deli olduğu gerekçesiyle. Ayşegül ne mi yaptı? Ağladı… Mücadelesinden zerre taviz vermeyerek, sonuna kadar direnecek olan gözyaşlarıyla haykırdı… Annesine sarıldı, arabasına bindi gitti, gözyaşları içinde…

3 kuşaktır direnmeyi iyi bilen kadınlar

Ayşegül Terzi hafızalarda dura dursun, biz kadına yönelik şiddeti önleyemeyen, yakaladığını akli dengesi yerinde olmadığı için serbest bırakan ve üstüne üstlük kendisi de dayak atana gelelim. Diyarbakır Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, gözaltına alındığı andan itibaren direnişe geçen kadınlara devletin polislerinin zihniyetiyle Ayşegül Terzi’ye tekme atan erk-ten ne farkı var? Oy verdiği, omuz omuza direndiği Gültan Kışanak için sokaklardan kendisini alamayan bir halka reva görülen yerlerde sürüklenmek midir? Reva görülen buysa, 3 kuşaktır direnmekten vazgeçmeyen Kürt kadınının rotası da direniştir!

Kendinin seçmenine siper eden kadın

Polisin sürükleyerek gözaltına aldığı kişilerden biri HDP Milletvekili Feleknas Uca, diğeri ise İmralı Heyeti üyesi Ceylan Bağrıyanık. Milyonlarca insanın oy vererek seçtiği, kendi iradesini teslim ettiği Feleknas Uca ve daha düne kadar aynı masanın etrafında toplanıp fikir alışverişi yapılan, ülkenin bekası! için görüşülen Ceylan Bağrıyanık… Daha kaç kişi var ben sayamadım. Kendisine dayatılan itaati kabul etmeyen kadınlar var oldukça iktidarlar her zaman değişimle karşı karşıya kalmak zorundadır. Çünkü özelinde Kürt kadınları, işkencede onuruna ihanet olarak gördüğü ah etmeyi bile kendisine lüks görenlerin izindedir. Çünkü kadınlar ne giyeceklerine karar verme haddini kendisinde bulanın attığı tekmeye binlerce tokat indirecek kadar güçlüdür. Çünkü kadınlar kendisine oy verenlere siper olacak kadar yürekli ve direnişçidir…

'Kadın özgürlüğü herşeyin önündedir'

Az yazdım, çok söylemeye çalıştım. Yarın ne olur bilinmez ama sözlerimi PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın şu sözleriyle bitirmek istiyorum: “Kadınların örgütlenmesi en büyük umutlarımdan birisini oluşturmaktadır. Bu coğrafyanın tarih ve toplum gerçeğinde başlangıçta bir tanrıça kadar ileri olan kadının, günümüzde tamamen unutulup mezara gömülmekten beter bir duruma getirilmesi benim için her zaman temel bir sorun olmuştur. Bunun için büyük bir özgürlük mücadelesine giriştim. Bu temelde kadınla buluşmayı sağladım. Benim için kadın özgürlüğü topraktan, kültürden daha önemlidir. Kadınlara özgür bir yaşam yaratmak için uğraştım, uğraşıyorum.”

Ağlamayacağız. Ağlasak da madam gibi ağlayacağız ve acımız soğumasın diye de her zaman tetikte, mücadele içinde olacağız…

(mg/fk)