Figen Yüksekdağ: Beni ancak seçen halkım sorgulayabilir

10:36

JINHA

AMED - Adliyeye çıkartılan HDP Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ, savcılık savunmasında "Sizden hiçbir talebim ve beklentim yoktur. Siyasi faaliyetlerim nedeniyle ancak beni seçen halkım sorgulayabilir" dedi.


Ankara'daki evinden gözaltına alınarak Diyarbakır'da adliyeye çıkartılan HDP Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ, savcılık savunmasında "Şaibelerle dolu bir siyasi geçmişe sahip olan Erdoğan emretti diye başlatılan bu yargı tiyatrosunda figüran olmayı kabul etmiyorum. Sizden hiçbir talebim ve beklentim yoktur. Siyasi faaliyetlerim nedeniyle ancak beni seçen halkım sorgulayabilir" dedi.


Figen, ifadesinde gözaltına alındığı anı anlatarak şunları söyledi: "Saat 01.00 sıralarında Ankara'daki ikametimde bulunduğum sırada kapıma polisler geldi. Hakkımda gözaltı kararı olduğunu bildirdiler. Ben avukatlarımı bekleyeceğimi söyledim. Kapıyı açmadım. Ancak polisler beklemediler. Kapımı kırarak beni gözaltına aldılar. Bu durum hiç bir hukuk ilkesi ile bağdaşmaz. Ben halen milletvekiliyim ve Meclis'te 3. büyük partinin eş genel başkanıyım. Yapılan bu operasyonların hukuk çerçevesinde yapılmadığını, siyasi iktidarın bu operasyonları ve gözaltıları kendi ikbali için hukuku alet etmek suretiyle yaptırdığını, ayrıca hukuk ilkeleri çerçevesinde işlemlerin sağlıklı bir şekilde yürüyeceğini düşünmüyorum."




Figen daha sonra partisinin ortak savunmasını okudu:

"Bizler seçilmiş halk temsilcileriyiz. Şahsımızı değil bizi seçen seçmen kitlelerini temsil ederiz. Şu anda da yasamanın, Meclis'in dokunulmazlığa sahip bir üyesi, milletvekili sıfatıyla karşınızdayım. Benim temsil ettiğim bu kimliğe ve halkımın iradesine saygısızlık yapılmasına izin vermem mümkün değildir. Ben, adil ve tarafsız bir yargı huzurunda hesap vermekten asla çekinmiyorum. Veremeyeceğim hiçbir hesabım da yoktur. Ülkemizde yargının saygınlığı ayaklar altındayken, böylesi bir siyasi yargılamanın öznesi olmayı da asla kabul etmeyeceğim. Şahsınıza ve kişiliğinize yönelik hiçbir tereddüttüm ve saygısızlığım yoktur. Ancak şaibelerle dolu bir siyasi geçmişe sahip olan Erdoğan emretti diye başlatılan bu yargı tiyatrosunda figüran olmayı kabul etmiyorum. Soracağınız hiçbir soruya cevap vermeyeceğim, yapacağınız hiç bir yargılama faaliyetinin adil olacağına inancım yoktur. Benim buraya getirilmem bile hukuk dışıdır. Siyasetçilerin siyaset arenasındaki muhatapları siyasetçilerdir, yargı mensupları değildir. Bu anlamda sizler evrensel ve demokratik hukuk ilkelerine ve Türkiye'nin imzalamış olduğu, aynı zamanda bir anayasa hükmü de olan uluslararası anlaşmalara bağlı olması gereken yargı mensupları olarak siyasi oyunların ve tezgâhların parçası olmayı reddetmelisiniz.


Bizler ülkemizde çoğulcu demokratik bir rejim inşa edilip, barış ve huzur sağlanıncaya kadar siyasi mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz. Toplumsal kutuplaşma ve kamplaşmaya karşı eşit ve birlikte yaşamı, şiddete karşı demokratik siyasi mücadeleyi, tekçiliğe karşı çoğulculuğu, faşizme karşı demokrasiyi, mezhepçi/ırkçı politikalara karşı inanç ve vicdan özgürlüğünü, ayrımcılığa ve nefret söylemine karşı eşitliği ve elbette Kürt halkının halk olmaktan kaynaklı bütün haklarını, Alevi toplumunun eşit yurttaşlık talebini, dini azınlıkların inanç özgürlüklerini, kadınların toplumsal/sosyal/siyasal/ekonomik yaşama eşit katılımını, kapitalist tahribata karşı çevre ve ekolojinin korunmasını, sermayenin kar hırsına karşı emeğin, çalışanların haklarını savunmaya, korumaya devam edeceğiz. Parlamentoda da olsak, cezaevinde de olsak bu düşüncelerimizi savunmaktan ve bunlar uğruna mücadele etmekten bizi alıkoyamayacaksınız.


Başkanlık adı altında ülkemize ve halkımıza dayatılan bu faşist düzenden kurtulacağımızdan şüphemiz yoktur. Er ya da geç demokrasi mücadelemiz kazanacaktır. Erdoğan şahsında, köhnemiş bu rejim değişecektir. Sizden hiçbir talebim ve beklentim yoktur. Siyasi faaliyetlerim nedeniyle ancak beni seçen halkım sorgulayabilir."