‘Kadınların sesi olan belediyelere saldırı bütün kadınları hedef alıyor’

13:33

JINHA

ANKARA – Gözaltına ve polis baskını tepki gösteren HDP MYK üyesi Gülsen Ülker, Gültan Kışanak’ın kadından yana bir belediyeciliği hayata geçiren eş başkan olduğunu hatırlatarak, “Eş başkanlık başta olmak üzere kadın politikalarına özel önem veren, örgütsel yapısı ve uygulamaları ile kadınların sesi ve sözü olmayı başarmış bu belediyelerimize yönelik baskı dalgasının hedefinde bütün kadınlar bulunmaktadır” dedi. Kadınlar, bu faşizan ve ataerkil dalgaya karşı ortak ses çıkarma çağrısında bulundu.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine yapılan operasyon ve eşbaşkanların gözaltına alınmasına tepkiler büyüyor. JINHA’ya konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi, aynı zamanda feminist aktivist olan Gülsen Ülker, son olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanlarının gözaltına alınmasının kayyım atamaları ile halkın iradesine el koyma uygulamasının zulüm politikası olduğunu belirtti. Gülsen, “Açık ve legal bir toplantıda edilen sözler ile temel belediyecilik hizmetlerinin ayrımsız uygulanması gerekçesi ile yapılan bu gözaltılarda hukuk aramak boşuna. Yine hukuksuz, keyfi bir kararla karşı karşıyayız. Toplusal gerilimi artırmayı, kaos yaratmayı da amaçlayan bu girişimler halkın sabrını sınamayı amaçlıyor. Demokratik tepkisini göstermeyi, karara karşı durmayı amaçlayan protestoların kanun dışı ilan edilerek yasaklanması; karşı duruşun, oy verdiği, seçtiği yöneticisine, vatandaşlık haklarına sahip çıkan halkın bir şiddet dalgası ile durdurulmaya çalışıldığının da göstergesi aynı zamanda. Ancak bu zulüm politikalarına karşı direnmek haktır. Keyfi yasaklamalar, direnme hakkının meşruiyeti karşısında duramayacaktır” diye konuştu.

Kadından yana belediyeciliği hayata geçiren kadın eş başkan

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak’ın daha önce atanan kayyımlara ilişkin söylediği, “Binalara zorla girilir ama halkın iradesi teslim alınamaz” cümleleri hatırlatan Gülsen, “Gültan Kışanak, Türkiye Kadın hareketinin yakından tanıdığı, bugünkü kazanımlarımızı sağlayan çalışmalarımızı birlikte yürüttüğümüz bir kadın arkadaşımız. Özellikle kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi Bağlar Belediyesi Kadın Danışma Merkezindeki çalışmalarından bu yana ısrarla sürdüren ve bugün Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı olarak yürüttüğü çalışmalar ile kadından yana bir belediyeciliği hayata geçiren bir kadın eş başkan” dedi.

‘Kadınların ortak ses çıkarması önem taşıyor’

Bu nedenle kadın kazanımları için ortak mücadele edilmesi gerektiğini belirten Gülsen, kadınlara çağrıda bulunarak şunları söyledi: “Bu nedenle, siyasal iktidar tarafından halkın iradesine yönelik geliştirilen bu politikalar aynı zamanda kadınların özgürlük ve eşit yaşam mücadelesine, bu mücadele sonucunda elde ettiği kazanımlarına saldırının bir parçasıdır. Siyasi iktidara hâkim olan zihniyetin izin verdiği kadarını söyleyen, izin verdiği kadar var olan ‘kadın’ dayatmasına karşı duran, bu kazanımları korumak ve ilerletmek için mücadele eden kadınların bir arada olması, ortak bir ses çıkarması büyük önem taşıyor. Yerel yönetimlerde eş başkanlık başta olmak üzere kadın politikalarına özel önem veren, örgütsel yapısı ve uygulamaları ile kadınların sesi ve sözü olmayı başarmış bu belediyelerimize yönelik baskı dalgasının hedefinde bütün kadınlar bulunmaktadır. Kadınların yaşam alanlarında kendi sözünü hayata geçirebilmesinin en önemli araçları olan yerel yönetimlere kayyum yoluyla müdahale, bunu büyük ölçüde başarmış olan kadınların ortak kazanımlarını ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.”

Bu faşizan ve ataerkil dalgaya karşı kadınlar olarak hep beraber durabildikleri an başaracaklarının altını çizen Gülsen, bunun dışında bir seçenekleri olmadıklarının bilincinde olarak mücadelelerini sürdürdüklerini ve sürdüreceklerini dile getirdi.

‘Kadınlar erkek egemenliğine ve devlete karşı mücadele ediyor’

HDK Kadın Meclisi’nden feminist Latife Demirci Kahya ise, “Bu güne kadar kadınların bedeller ödeyerek elde ettiği hakların KHK’le gasp edilmeye çalışıldığını hep beraber izliyoruz ve görüyoruz. Genelde baktığımızda gelecek günler toplumun her kesimini zorlayacak ama özelde baktığımızda kadınların bu koşullarda mücadelesi daha da zor olacak” dedi. Nedenini, “Çünkü hem erkek egemenliğine karşı bir mücadele sürdürürken aynı zamanda devletin çıkarmaya çalıştığı yasalara karşıda bir mücadele sürdürmesi gerekiyor. Yani OHAL’le kadınların işi daha zor” diye açıklayan Latife, şöyle devam etti:

‘Kürtleri yalnızlaştırma yönünde psikolojik savaş propagandası’

“Süreç savaş yönünde geliştikçe, gizli savaş örgütleriyle intikam timleri oluşturuluyor, yarattıkları kan denizinin ortasında oluşan yürek yangınlarıyla süreci, her geçen gün etnik bir çatışamaya doğru sürüklüyorlar. İki halkın kardeşleşmesi, eşitlik zemininde demokratik barışçıl bir çözümün karşısına imha politikaları dayatılarak tahrip ediliyor. Bir yandan askeri operasyonları yaygınlaştırarak sürdürülürken, diğer yandan Kürt Özgürlük Hareketi’ni (KÖH) yalnızlaştırma yönünde psikolojik savaş propagandasına hız verildi. Dünkü başlatılan gözaltılar da bu savaş konseptinin bir parçası olarak harekete geçirilen belediyelere kayyum atanması, halkın kendi iradesiyle seçmiş olduğu başkanlarının gözaltına alınması da halkın iradesine yönelik saldırılıların bir parçasıdır.”

Tüm kadın örgütlerinin, sendikaların, partilerin, demokratik kitle örgütlerinin HDP’nin yapmış olduğu sokağa çıkma çağrısını güçlendirip ses vermesi gerektiğini hatırlatan Latife, “Korkunun ecele faydası yok bugün bu sese kulak vermezsek, yarın çok geç kalmış olabiliriz” dedi.

‘Gültan’a yapılan her kadının hayatı ve sesi için tehdittir’

Kadın Özgürlük Meclisi’nden (KÖM) feminist Hatice Kapusuz da, “Gültan Kışanak; her zaman kadın ve barış mücadelesinin tarafı. Siyasetin en eril alanı olan yerel yönetimlerde kadın temsil oranının yüzde 2,8 iken, büyükşehir belediye başkanlığını yürütüyordu ve buradaki yönetim ve uygulamalarında kadın bakış açısını hiç bırakmadı, her zaman mor bayrak, danışma merkezleri gibi örnek uygulamalar ortaya koydu” dedi. Hatice, şöyle devam etti:

“Herkesin yaşamını derinden etkileyen, kadınların sokağa çıkamaz hale getiren bir dönemde Gültan Kışanak gibi bir kadının gözaltına alınması, her kadının hayatı ve sesi için tehdittir. Sembolik anlamı tüm kadınlar için oldukça yüksektir. Bu yüzden her kadının, seçimle iş başına gelmiş ve kadın mücadelesini büyükşehir belediye başkanlığını yürütmüş Gültan Kışanak nezdinde herkese yönelen bu duruma karşı durmalıdır.”

(de/sy)