‘Kürt halkına ve kazanımlarına karşı olan devlete direneceğiz'
18:14
JINHA
ŞIRNEX - Şırnak halkını ziyaret eden HDP, DBP ve DTK başkanları polisin engellemelerine rağmen halkla buluştu. Ardından Kumçatı beldesine geçen heyet adına basın açıklaması yapan Sebahat Tuncel, "Bütün bu yaşadıklarımız AKP hükümetinin Kürtler için devreye koyduğu çöktürme ve düşmanlık planıdır. Kürt halkının kazanımlarına sahip çıkmak istiyor. Kürt halkı kendi kimliğini dilini istediği için cezalandırıyor. Biz bu politikalara karşı direneceğiz ve her yerde tavır koyacağız" dedi.
Şırnak'ta evleri yıkılan ve 8 aydır topraklarını terk etmemek için kurdukları çadırları devlet güçleri tarafından yıkılan yurttaşları ziyaret etmek için DTK, DBP, HDK ve HDP'den oluşan bir heyet Kumçatı (Dergûl) beldesine geldi. DTK Eş Başkanı Leyla Güven, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP'li vekiller Besime Konca ile Ali Atalan'ın da aralarında bulunduğu heyet ilk olarak HDP belde binasında halkla buluştu. Daha sonra Toptepe ve İkizce köyünde kurulan çadırları ziyaret etmek için yola çıkan heyet, polisin tüm engellemelerine rağmen yürüyerek çadırları ziyaret etti. Çadırları ziyaret eden heyet daha sonra Kumçatı beldesine geçerek basın açıklaması yaptı.
‘Kürt halkının siyasi düşüncesine olan bir saldırı’
DBP Eş Başkanı Sebahat Tuncel heyet adına yaptığı açıklamada, "Bildiğiniz üzere birlikte geldiğimiz heyetle hukuksuz bir şekilde durdurulduk. Tek amacımız halkımızla bir araya gelmemizdi fakat buna bile engel koydular. Bizi korumak adına bahaneler uydurdular, aslında devletin bir kez daha yalan konuştuğuna şahit olduk. Biz Şırnak Valiliğinin bu tutumunu bir kez daha protesto ediyoruz. Bir partinin eş başkanına böyle bir tutum uygulanması aslında Kürt halkının siyasi düşüncesine olan bir saldırıydı. Aslında yapılan tamamen bizi halkla bir araya getirmemek ve halkın tepkisini üzerimize çekmektir. Buradan da anlıyoruz ki halkın gösterdiği bu direnişten çok fazla rahatsız olmuşlar" diye belirtti.
‘Çöktürme Planına en iyi cevap halkın direnişidir’
Sebahat açıklamasını şöyle devam ettirdi: “Şırnak halkı çok uzun bir süredir bir direniş sergiledi. Hala bu direnişi sürdürüyor ve biz de bu direnişi kutluyoruz. Bu direniş bize güç veriyor. Aslında ileriki süreç için bizlerin de nasıl hareket edeceğimizin önünü açıyor. Şırnak halkını göçe zorlayan, evlerini yıkan zihniyete karşı halk çadırlarda, barakalarda yaşayarak topraklarını terk etmedi. AKP hükümetinin Çöktürme Planı olan zorla göçertmeyle bir şehrin demogratif yapısını bozma ve insansızlaştırma politikalarına en iyi cevap halkın çadırlardaki direnişidir. Halkımızın bu direniş politikası karşısında saygı ile eğiliyorum. Halkın bu direnişini kırmak isteyen devlet, zorla çadırlara kepçelerle girerek yaşam alanlarını yıkıyor. İnsanlara nereye gideceklerini söylemiyorlar, nereye giderseniz gidin yeter ki buradan çıkın deniliyor. Bu bile devletin faşizan söylemini ortaya koyan bir durum.”
''Devlet Kürt halkına olan düşmanlığını devam ettiriyor'
Halkın barınma hakkının temel ve hukuksal bir hak olduğunu belirten Sebahat, “Barınma hakkı en temel haktır. Devlet bu barıma ihtiyacını gidermek zorundadır. Hem uluslararası sözleşmede hem de Türkiye yasalarında barınma ihtiyacı için sorumluluk yüklenmiştir. Şimdi bırakalım barınma ihtiyaçlarının giderilmesini, devlet Kürt halkının evini başına yıkmış duruma gelmiş. Hak hukuk yok, sadece Ankara’dakilerin söylemleri üzerine burada saldırlar düzenleniliyor. Muhatap bulamıyorsun, Valiye ulaşamıyorsun. İçişleri Bakanı bile halkımızın sorunları için yarattığımız alternatiflere engel oluyor. En az 3 aydır milletvekillerimiz kış gelmeden halkımızın ihtiyaçları için İçişleri Bakanı ile görüşmek istiyor. Devletten bir şey istemiyoruz sadece diyoruz, ki halkımız için yaptığımız çalışmaları engellemeyin. Aslında bu engellemeler halka karşı olan düşmanlığının devam ettirmesinin bir göstergesidir".
Türkiye halklarına ‘Dayanışmayı büyütelim' çağrısı
“Devlet ‘yurttaşım’ dediği Kürtleri yurttaşlıktan saymadığı için bunca saldırıyı gerçekleştiriyor” diyen Sebahat, tüm Türkiye halklarına dayanışma çağrısında bulunarak, şöyle devam etti: "Bütün bu yaşadıklarımız AKP hükümetinin Kürtler için devreye koyduğu çöktürme ve düşmanlık planıdır. Kürt halkının kazanımlarına sahip çıkmak istiyor. Kürt halkı kendi kimliğini dilini istediği için cezalandırıyor. Bugün yaptığı aslında ‘yurttaşım’ dediği halkı yurttaş olarak kabul etmediğinin bir göstergesidir. Biz bu politikalara karşı direneceğiz ve her yerde tavır koyacağız. Tüm yurttaşlarımıza, sadece Kürt olan değil, Türkiye halklarını ve bu hukuksuzluğa karşı vicdanı olan duyarlı vatandaşlarımıza çağrı yapıyorum. Bu hukuksuzluğu ortadan kaldıralım. Şırnak'a ses verelim. Şırnak Türkiye'nin geleceğini belirleyecek bir durumda. Aslında Türkiye de demokrasi insan hak özgürlük konusunda mücadelemizin hangi evrede olacağını çok net göstereceğini gösteriyor. Onun için Şırnak'taki sorunlar sadece bu halkın değil hepimizin sorunudur. Kürdistan'daki tüm kurumlarımız bundan sorumludur. Biz kendi üzerimize düşeni yapacağız. Ama dayanışmanın zamanıdır. El ele verirsek her türlü sorunu aşacağız. En azından önümüz kış halkımız mağdur olmadan dayanışmayı büyütelim.
Kürt halkı Ortadoğu’da çok büyük kazanımlar elde etti. Bu kazanımları sahiplenmeye çalışılıyor. Devletin bu kazanımlara el koymasına izin vermeyeceğiz, direneceğiz, kazanacağız. Sonu ne olursa olsun güzel olacak. Bu mücadelede emeği geçen tüm yoldaşlarımıza halkımıza sözümüz olsun, çünkü bu halkımızın bize yüklediği bir sorumluluk ve görevdir.”
'Cezaevindeki direnişi selamlıyorum'
Şırnak Cezaevinde başlatılan süresiz dönüşümlü açlık grevine de değinen Sebahat, direnişi selamladığını dile getirerek, "Bu süreçte çok arkadaşımız tutuklandı ve gözaltına alındı. Cezaevinde ciddi bir derece de hak ihlalleri yaşanılıyor. Şırnak Cezaevinde bulunan arkadaşların açlık grevi devam ediyor. Arkadaşlarımız cezaevinde yapılan hukuksuzluğa karşı direniyorlar. Buradan onların direnişini selamlıyorum” dedi.
‘Hukuksuzluğun tespiti devletin işine gelmiyor’
“Bir yandan direniş devam ederken bir yandan da sürgün politikaları devrede. Bu politikalara karşı tüm halkımız dur demeli” diyen Sebahat, son olarak şunları kaydetti: “Biz de hukuk komisyonlarımızla devreye giriyoruz. Fakat devlet öyle ki, vekillerimizin cezaevine girmelerine dahi izin vermiyorlar. Adalet Bakanı diğer vekillerin gitmesine izin verirken bizimkilerin gitmesine müsaade etmiyor. Yerinde hukuksuzluğu tespit etmeleri devletin işine gelmiyor. Buradan soruyoruz siz neyi gizliyorsunuz? Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit de devam ediyor. Biliyorsunuz arkadaşlarımız açlık grevine başladı, sadece tek bir görüşülme yapılabildi. Tüm bu hukuksuzluğun ortadan kalkması için ses verelim".
(aı/sy)