Rojbin Çetin: Erk zihniyetin ürünü kayyım kadın kazanımlarını gasp ediyor
09:01
Hikmet Tunç / JINHA
WAN - Kadın odaklık belediyecilik yaptığı için tutuklanan ve geçtiğimiz günlerde tahliye olan Edremit Belediyesi Eşbaşkanı Sevil Rojbin Çetin, "Erk zihniyetler tarafından binyıllar öncede kadın buluşlarına el konuldu, gasp edildi, çalındı, günümüzde de erk zihniyetin gaspları devam ediyor" dedi.
Van'ın merkez ilçelerinden Edremit'te geçtiğimiz yıl Ağustos ayında ilan edilen özyönetim açıklamasına katıldığı gerekçesiyle gözaltına alınarak tutuklanan Edremit Belediye Eşbaşkanı Sevil Rojbin Çetin, tutuklu bulunduğu Ankara Sincan Kapalı Cezaevi'nden 20 Ekim günü tahliye edildi. Tutuklu bulunduğu süre zarfında OHAL'in cezaevindeki yansımasını ve çıkarılan KHK'ler ile belediyelere kayyım atamasını değerlendiren Rojbin, "Kayyımlar özelde kadının, genelde halkın iradesine atanan gasptır" dedi. Halkın oylarıyla seçilerek eşbaşkanlığa geldiğini ve görevi başındayken tutuklanarak cezaevine girdiğini söyleyen Rojbin, ilk önce gönderildiği Van M Tipi Cezaevi'nden apar topar Ankara Sincan Cezaevi'ne sürgün edildiğini hatırlattı.
'Eşbaşkanlık sistemi bir kadın sistemidir'
Belediye eşbaşkanlığı yaptığı bir buçuk yıllık zamanda kadın eksenli, ekolojik bir belediyeciliği benimsediklerini dile getiren Rojbin, "Eşbaşkanlık sistemimiz zaten bunun ilk ayağıydı. Bir kadın sistemiydi aslında, yaşamın her alanında var olan kadın, eş başkanlık sistemiyle yeni bir statü elde etmişti. Kadın hak ettiği o statüyle buluşan ve toplumsallaştırmaya çalışan bir misyon kazanmış oldu. Bizim örgütlediğimiz tüm çalışmalarda kadının perspektifinden sosyal, kültürel, eğitsel, ekonomik anlamda tüm çalışmalarda aktif bir role sahip oldu" ifadelerini kullandı.
'Erk zihniyetin gaspları devam ediyor'
Edremit Belediyesi'ne atanan kayyımın Kadın Politikalar Müdürlüğü'nün çalışmalarını durdurarak, Kültür Müdürlüğü bünyesinde faaliyet yürütmesini eleştiren Rojbin, şu şekilde konuştu: "Kadını hayatın sosyal, kültürel, sağlık, psikolojik, ekonomik, eğitsel alanlarının tamamı Kadın Politikalar Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini yürütüyordu. Kadın Politikalar Müdürlüğü'nü kadının yaşamdaki tüm alanlara dair bir çatı olarak değerlendiriyorduk. Kadının birebir aktif olduğu, toplumda kadının rol ve misyonuna denk gelen faaliyet ve aktiviteler ile birlikte, o kurumsallaşmayı sağlamaktı. Benim bulunduğum süre boyunca ve benden sonrada bu çerçevede kadına dair her şey faal olarak yürütüldü. Sürekli kadına giden bir politika esastı. Kayyımlar atandıkları belediyelerde ilk iş olarak kadın politikalar müdürlüklerini durdurmazlardı. Ya da başka müdürlüklerle birleştirmezlerdi. Erk zihniyetler tarafından binyıllar öncede kadın buluşlarına el konuldu, gasp edildi, çalındı, günümüzde de erk zihniyetin gaspları devam ediyor."
'OHAL cezaevinde daha fazla hissediliyor'
OHAL'in cezaevlerine yansımasını değerlendiren Rojbin, cezaevlerinde OHAL ile birlikte artan hak ihlallerine dikkat çekti. Rojbin, tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi'ndeki uygulamaların OHAL ile birlikte daha katı bir hal aldığını kaydederek uygulamaları şu şekilde özetledi: "Avukatlarla görüş kabinlerine kameralar yerleştirerek görüşmeler kayıt altına alındı. Avukatla müvekkil arasında oluşturulan özel görüşmeler ortadan kaldırıldı. Avukatla müvekkil arasındaki o mahremiyet gasp edildi. Hala da devam ediyordu. Sosyal etkinliklerimiz engellendi. Kitaplarımıza el konuldu. Mektuplarımıza el konuldu. Gerekli mercilere itirazlarımızı yaptık. Fakat bu KHK'ler ile gerekçeleniyordu. Aylarca hiçbir somut delil olmaksızın arkadaşlarımız tutuluyordu. 3 kişilik koğuşlarda, 6 ile 7 kişi kalıyordu. Yerlere yatak kurulmak zorunda kalınıyordu. OHAL'le birlikte var olan katı kurallarla dizayn edilen mekanlarda bu daha da katılaştı. Yani açıkça verilmek istenen 'ben seni tutuklarım istediğimi de yaparım' mesajı veriliyordu. Keyfi muamelelerle hukuk işleniyordu. Defalarca sevkler istenmesine rağmen gönderilmiyorduk. OHAL içerde daha fazla hissediliyordu."
'Muhalif kesimler susturulmak isteniyor'
OHAL ile birlikte KHK'ler ile demokrasinin tümden kaldırılmasının amaçlandığını söyleyen Rojbin, muhalif kesimlerin susturulmak istendiğini belirtti. Rojbin, KHK'ler ile tek elden yürütülmek istenen sistemin meşrulaştırılmaya çalışıldığını ifade ederek, "Son dönemlerde görüyoruz ki meclisteki üç partiyle de başkanlık sistemi üzerinde geliştirilen tartışmalarla devreye koymaktır. Bunu da siyasi partilerden tutalım, sivil toplum örgütlerinden, basından, kadın kurumlarından demokrasi kanadına yönelik topyekün, sindirme, tutuklama, görevden almalar, kapatmalarla faaliyete geçmiş bir dönemdir" diye konuştu.
'Seçilmişlere ve darbecilere yaklaşım farklı'
Erciş Belediye Eşbaşkanı Diba Keskin ile birlikte aynı cezaevinde kaldıklarına da değinen Rojbin, "Ben babamı kaybettim, Diba ise annesini kaybetti. İkimiz de en yakınlarımızı kaybederken ailemiz ile aynı acıyı paylaşma talebimiz bile reddedildi. Ama darbe soruşturmasından tutuklanan bir mahkum vardı. O mesela cenaze günü dışarı çıkıp cenaze törenine katılabilmişti. Demokratik siyaset yürüten ve halkın iradesiyle seçilmişler ile darbecilere yaklaşım farklıydı" sözlerini kullandı.
Rojbin son olarak, "Özgürlük ve demokrasi mutlaka kazanacak" dedi.
(dc/fk)