'Kayyım siyasette özneleşen kadına yöneliktir'
09:06
JINHA
WAN - DBP'li belediyelere kayyım atamalarının, kadının siyasetteki eşit temsiliyet hakkına vurulan bir darbe olduğunu kaydeden MYK üyesi Fatma Gül, "Eşbaşkanlık sistemiyle kadın siyasetin zirvesindeki yerini almıştır. Kayyım atamaları kadının siyasetteki özneleşen konumuna darbedir" dedi.
DBP'li belediyelere kayyım atanması ve ardından kadın çalışmalarının hedef alınmasını değerlendiren DBP MYK üyesi Fatma Gül, AKP'nin hedefine Kürt kadınının mücadelesini ve direnişini aldığını vurguladı. Kadın şahsında toplumun teslim alınmak istendiğini dile getiren Fatma, "AKP kadına 'direnirsen, mücadele edersen seni bitiririm, tasfiye ederim' mesajı vermeye çalışıyor" dedi.
'Kürt kadını 40 yıldır varlık mücadelesi veriyor'
Tarih boyunca Kürdistan da yaşanan bütün isyan süreçlerinde Kürt kadının duruşunun belirgin olduğuna dikkat çeken Fatma, "Örneğin Zilan, Dersim, Koçgiri isyanı, Ağrı isyanı, Şex Said isyanı gibi bütün isyan süreçlerinde Kürt kadını her zaman direniş saflarında, kendisine biçilen rol, misyon temelinde büyük bir isim yapmıştır" şeklinde konuştu. Kürt kadınının özellikle, son 40 yıllık mücadele tarihinde eşi benzeri bulunmayan bir direniş örneği gösterdiğini belirten Fatma, kadının kendi kimliğini arama yolunda kölelik sistemine başkaldırı mücadelesi olduğunu ifade etti.
'Kadın kimliği yok sayılan bir varlıktı'
Kürt kadınının önünü açması konusunda PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın büyük bir rolünün olduğunun altını çizen Fatma, "Kürt kadını da mücadelesinde hem bu emeklere karşılık olma hem de büyük bedellerle kendi mücadele geleneği içerisinde kendi statüsünü, özgür geleceğini yaratma adına halkların özgürlük mücadelesine de umut kaynağı olmuştur. Özgürlük mücadelesinden önce Kürdistan'da kadın, ismi olmayan, düşüncesi olmayan, statüsü olmayan, iradesi olmayan, hiçe sayılan bir pozisyondaydı. Fakat 40 yıllık mücadele geleneği içerisinde kendi özgürlüğüne dair, Kürt özgürlük hareketini esas alarak, bugün Ortadoğu olmak üzere gerçekten halklara, kadınlara umut kaynağı olmuştur" şeklinde konuştu.
'15 Ağustos ile kadın mücadelede özne olmuştur'
Kürt kadının 15 Ağustos 1984'ten sonra örgütlü bir şekilde yaşamın her alanında yer aldığını belirten Fatma, "Kürt kadını özellikle 15 Ağustos atılımıyla birlikte, gerçekten Kürdistan'da yepyeni bir direniş geleneği yaratmıştır. Büyük bir özgürlük mücadelesine bir ivme kazandıran, hamle süreci geliştirmiştir. Bu hamlede Kürt kadını serhıldanlara öncülük ederek, mücadelenin her sahasında kendisini özne pozisyonuna getirmiştir" diye konuştu.
'Kadın kotası, eşbaşkanlık sistemi için bir hazırlıktı'
2014 yılında yerel seçimler sonrası kadın kotasının uygulanmasıyla birlikte kadının siyasette daha belirgin bir yer edindiğini ifade eden Fatma, "Kadın kotası siyasetin her alanında yarattığı büyük bir kazanımdır. Kendi mücadelesiyle kendi emeğiyle direnişiyle bu kazanımı elde etmiştir. Kadın kotası siyasetin her alanında sirayet edip toplumda da cinsiyetçi algıyı değiştirme ya da toplumda kadına dair duyulan umudu, yaratma noktasında büyük bir aşamadır" dedi.
'Eşbaşkanlık sistemi kadının kazanımıdır'
Eşbaşkanlık sisteminin kadın açısından büyük bir kazanım olduğunun altını çizen Fatma, "Bu kazanımı kadın direnişiyle elde etmiştir. Eşbaşkanlık sistemi, siyasetteki eril dilin özellikle toplumdaki algının kırılması noktasında büyük bir güçtür. Mevcut siyasetin erkek üzerinde gerçekleştirdiği gri rengi daha renkli bir alana evirmiştir" dedi.
'Kayyımlar kadını eve hapsetme politikasıdır'
AKP hükümetinin kayyım atamalarıyla eşbaşkanlık sistemini hedef alarak, kadını yine 5 bin yıllık kölelik sistemini geri çekmeye çalıştığını belirten Fatma şu değerlendirmede bulundu: "Kayyımların tek hedefi kadının siyasetteki yerini alıp eve hapsetmektir, yok saymaktır, erkeğin eşi, çocuğun annesi, evin kadını pozisyonuna geri çekmedir. Erkeğe boyun eğen, iradesizleşen, tamamen köle bir statüdür. Kadını siyasetten koparma müdahalesidir. Kayyım atamaları her ne kadar genelde Kürt siyasetçilere yönelik bir amaç taşısa da özde kadına köle dayatmadır. Kürt kadını hiçbir zaman kendi mücadelesinden taviz vermemiştir. Kürt kadını özelde Kürdistan'da ve Türkiye'deki kadınlar olmak üzere tüm Ortadoğu'daki kadınlar açısından özgür bir gelecek yaratma konusunda ve halklar içinde bir umut kaynağıdır."
(htk/va/gc)