İlk KHK’den bugüne: AKP darbeyi fırsata dönüştürdü

09:06

Duygu Erol/JINHA

ANKARA - 15 Temmuz Darbe Gecesi’nden sonra hükümet darbeyi bahane ederek bütün gücüyle ve baskı aygıtları ile muhalif kesime yöneldi. Hükümet darbe, OHAL ve KHK’leri kendisine muhalif gördüğü her kesimi susturmaya karşı bir silah olarak görüp her türlü baskı, sindirme aygıtlarını kullanmaya başladı.

21 Temmuz tarihinde hayatlarımıza giren OHAL uygulaması 23 Temmuz’da yayımlanan karar hükmünde kararnameler (KHK) ve beraberinde gelişen yoğun hak ihlalleri, çözümsüzlük, işkenceler ve hukuksuzluklar ile devam ediyor. 15 Temmuz darbe girişimi bahane edilerek ilan edilen OHAL ve KHK’ler adeta sol, sosyalist, demokratlar ile birlikte ülkenin muhalif kesimini hedef almış durumda. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) askıya alınacağının açıklandığı ilk KHK’den, en son yayımlanan ve akademisyenleri görevinden ihraç eden KHK’ye kadar ülkede hak ihlalleri silsilesi yaşanıyor.

15 Temmuz gecesi neler olmuştu?

50’ye yakın milletvekilinin mecliste bulunduğu sırada F-16 uçakları ile meclisin bombalandığı 15 Temmuz akşamı, kendisini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak tanımlayan bir grup asker tarafından askeri darbe girişimi yaşandı. Yurtta Sulh Konseyi, Türk Silahlı Kuvvetlerini’nin (TSK) resmi internet sitesi ve TRT’de yayımlanan bildiri ile ordunun yönetime el koyduğunu ve sıkıyönetim ile beraber sokağa çıkma yasağının ilan edildiğini açıklamıştı. Yaşanan olayların ardından bir televizyon kanalına görüntülü olarak katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan darbe girişimine karşı halka sokaklara çağırarak “demokrasiye” sahip çıkma çağrısında bulunmuştu. Yaşanan darbe girişiminden hemen sonra binlerce asker gözaltına alınırken yargı alanında da hâkim, savcılarda tasfiyeler gerçekleşti.

KHK’ler ile hukuksuzlukların önü açıldı

21 Temmuz tarihinde yayınlanan ilk KHK ile yaşanacak hak ihlallerinin sinyalleri verildi. Yayınlanan KHK’de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) OHAL süreci boyunca askıya alınacağı açıklanırken, 5 yıl aradan sonra Türkiye genelinde sözleşmeli öğretmenlik geri getirildi, gözaltı süresi 4 günden 30 güne çıkarıldı, avukat görüşmeleri teknik cihazlarla sesli ve görüntülü olarak kaydedilip izleneceği yayımlandı. OHAL süresince alınan bütün kararlar; hukuksuzlukların sonradan mali, hukuki, idari ve cezai sorumluluğun doğmayacağı şekilde açılan davalara yürütmenin durdurulması kararı verilmeyecek yönünde kararlar yayımlandı.

Hükümet muhalif kesime yöneldi

İlk yayınlanan KHK’de yer alan AİHS’nin askıya alınması ve karar alıcıların cezai sorumluluklarını ortadan kaldıracak kararların yayınlanması ile AKP hükümeti darbenin bahane edilerek uygulamaya konulacak bütün hukuksuzlukların sinyallerini verdi. İlk KHK’den bir hafta sonra ikincisi yayımlandı ve basın yayın alanında birçok televizyon, haber ajansı, radyo ve gazeteler kapatılırken çalışanları gözaltına alınarak, tutuklandı. Bütün bu hukuksuzluklar bir yandan darbe girişiminde bulunan Cemaat’e yönelik devam ederken, hükümet diğer yandan muhalif kesime de yönelmeye başladı.

Darbe girişimden sonraki günlerde cezaevlerinde siyasi tutsaklara yönelik sürgünler ve işkenceler bir anda artarken, gözaltı süresinin uzatılmasından nasibini ilk alanlar da yine muhalifler oldu. Kürdistan illerinde HDP ve DBP’liler operasyonlarla gözaltına alınarak günlerce gözaltında tutuldu ve birçoğu tutuklandı. Yine Türkiye cephesinde sol, sosyalist kesimler çeşitli bahanelerle işkencelerle gözaltına alındı ve gözaltında olanlar açlık grevlerine başladı. Yaşanan gözaltılardan sonra hükümet yüzünü artık direkt olarak muhaliflere çevirdi denilebilir.

Kayyım yeniden gündemde, vekiller ifadeye çağırıldı

Türkiye ve Kürdistan illerinde siyasi parti ve gençlik çalışanlarına yönelik gözaltı ve tutuklama operasyonları gerçekleştirildi. Bazı ajans, radyo ve televizyon kanallarını kapatan hükümet Özgür Gündem Gazetesi hakkında kapatma kararı verirken, çalışanları işkence edilerek gözaltına alındı. Hemen arkasından kapatma kararı verilen Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya, Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya, Yayın Danışma Kurulu üyesi, yazar Aslı Erdoğan ve Yayın Danışma Kurulu üyesi, dilbilimci Necmiye Alpay tutuklandı. Yine darbe girişiminden önce sık sık gündemi meşgul eden kayyım yeniden gündeme getirilirken, dokunulmazlıkları kaldırılan HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekilleri ifadeye çağırılarak, haklarında zorla getirilme kararı çıkartıldı.
1 Eylül gecesi yayınladıkları KHK ile ise “FETÖ’cü” olduğu iddiası ile binlerce akademisyeni görevden ihraç eden hükümet, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atan barış akademisyenlerini de görevlerinden ihraç etti.

Çözümsüzlükte ısrar, greve götürdü

Kürt siyasetini ve halkını ise bu süreçte en çok endişelendiren ise, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sağlık durumu olmuştu. İmralı Heyeti, HDP milletvekilleri ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarının birçok kez görüşme girişimlerinde bulunsa da bunlar karşılıksız kaldı. Yine aynı şekilde Kürt halkı endişesini sürekli olarak dile getirdi. Her ne kadar hükümet yetkilileri ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ sağlık durumuna ilişkin açıklamalarda bulunmuş da olsa bunlar Kürt Halkını ve siyasetini tatmin etmedi.

Hükümetin çözümsüzlükte ısrarı sonucunda son olarak Kürt siyasetçileri bedenlerini açlığa yatırarak Diyarbakır’da açlık grevine başladı.

(sy)