‘Abdullah Öcalan’ın barış çağrısını yinelemek gerek’
09:08
Duygu Erol/JINHA
ANKARA - Türkiye’de 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin devam ettiği ve müzakerelerin olduğu dönemler haricinde savaşlarla geçtiğini belirten HDP Hakkâri Milletvekili Selma Irmak, 1 Eylül 1998’de Abdullah Öcalan’ın yaptığı barış çağrısını hatırlattı. Müzakerenin başlaması gerektiğini vurgulayan Selma, toplumsal muhalefet ve demokrasi cephesine de çağrı yaptı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan 2011 yılından itibaren avukatları ile görüştürülmezken, 5 Nisan 2015 tarihinden itibaren de İmralı Heyeti ve ailesi ile görüştürülmüyor. Görüşmelerin engellenmesi ve tecridin derinleştirilmesiyle savaş ve şiddet ortamı giderek yükselirken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Selma Irmak da 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesi ile Türkiye’de barış ortamının yeniden sağlanması için barış çağrısını yeniledi.
1 Eylül 1998 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın barış çağrısını hatırlatan Selma, “Eğer o gün ateşkes ile beraber yapılan barış çağrısına kulak verilmiş olsaydı biz bu acıları yaşamamış olacaktık. Bir an önce bu savaş, şiddet politikasına son vermek gerekiyor. Sayın Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması ve müzakerelerin başlaması gerekmektedir” dedi.
‘Savaştan uzaklaştığımız tek an görüşmenin sağlandığı dönemdir’
1 Eylül Dünya Barış Günü’nün önemini “Dünyanın her tarafında savaşa karşı, şiddete karşı, kan dökmeye karşı, acı ve gözyaşına karşı barışın güzelliğinin, gerekliliğinin ifade edildiği bir gün. Bütün sorunlar ancak barış ile çözülebilir mesajının verildiği gün” sözleri ile dile getiren HDP Hakkâri Milletvekili Selma Irmak, bu günün şu anda savaş ve çatışma halinde olan Türkiye için çok daha önemli ve anlamlı bir gün olduğunu belirtti.
Yıllardır Türkiye’de 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin devam ettiği ve müzakerelerin olduğu dönemler haricinde savaşlarla geçtiğini belirten Selma, “Bu ülkede 35 yılı aşkın bir süredir çok şiddetli savaş yürütülüyor. Çok kirli, savaş ahlakını aşan, hukuku ayaklar altına alan bir savaş yürütülüyor. Bu savaşın yıllardır tekrar edilmesinden bir sonuç çıkarılmış değil. Şu ana kadar bu savaş sürecinden uzaklaştığımız, cenazelerin durdurulduğu, halkların birbirine yakınlaştığı, beraber yaşama umudunun doğduğu ve gerçekten barış ikliminin yükseldiğini hissettiğimiz bir tek an oldu; o da Sayın Öcalan ile müzakerelerin yapıldığı dönem idi” diye konuştu.
‘1 Eylül vesilesi ile barış mesajımızı yenilemek istiyoruz’
Türkiye’de yaşanan kaos ve çatışmalı süreçten kurtulmanın yeniden Abdullah Öcalan ile görüşmelerin ve müzakere sürecinin başlaması ile mümkün olacağına değinen Selma, 1 Eylül vesilesi ile barış mesajlarını yenilemek istediğini belirtti. Bu savaşı ve şiddet sarmalını yükselten politikalardan yıllardır herhangi bir sonuç alınmadığını dile getiren Selma, “Sadece savaşanların barıştığı değil, toplumunda birbiri ile barıştığı ve acıların, yaraların unutulmaya, sarılmaya başlandığı bir barış ancak müzakereler ile mümkün olabilir. Türkiye’nin Kürt Sorunu’na bakış açısı, Kürt Sorunu’nu çözme politikası, Türkiye’nin Kürt düşmanlığı ekseninde yürüttüğü Suriye Politikası yalnızlaştıran, bataklığa sürükleyen bir politikadır” diye konuştu.
‘Kanı nerede durdurabiliyorsak orada durmak gerekiyor’
1 Eylül 1998 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yaptığı barış çağrısını hatırlatan Selma, o çağrının çok anlamlı olduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi: “ Eğer o gün ateşkes ile beraber yapılan barış çağrısına kulak verilmiş olsaydı biz bu acıları yaşamamış olacaktık. 15 yıla yakındır 10 bine yakın canı yitirmemiş olacaktık. O nedenle kanı nerede durdurabiliyorsak orada durmak gerekiyor. Bir an önce bu savaş, şiddet politikasına son vermek gerekiyor. Sayın Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması ve müzakerelerin başlaması gerekmektedir. Bu 1 Eylül Dünya Barış günü vesilesi ile olmalıdır.”
‘Büyük rol toplumsal muhalefet ve demokrasi cephesinde’
Son olarak barış için mücadelenin şart olduğuna vurgu yapan Selma, sadece devletten ve savaşı yürütenlerden barışı beklemenin hayal olacağını ve barışın kendiliğinden gelmeyeceğini dile getirdi. Barış ortamının sağlanması için toplumsal muhalefete ve demokrasi cephesine çok büyük bir rol düştüğünü belirten Selma, “Barış, ‘barış’ demekle barış gelmez. Bunun mücadelesi yürütülmelidir. Burada toplumsal muhalefet ve demokrasi cephesinin çok güçlü bir duruş sergilemesi gerekiyor” dedi.
(sy)