DTK, HDP ve DBP Kadın Meclisleri’nden açıklama

13:58

JINHA

HABER MERKEZİ – DTK, HDP ve DBP Kadın Meclisleri, son süreçte yaşananlara ilişkin yazılı açıklama yayımlayarak, AKP hükümetinin katliamların sorumlusu olduğunu belirtti. Bu süreçte devletin erkekleşen anlayışından cesaret alındığına da dikkat çeken Kadın Meclisleri, kadına saldırıların arttığı ve kadınların hedef alındığını belirterek, çözümün demokratikleşmede ve kadın özgürlüğünde olduğuna işaret etti.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisleri, son süreçte yaşananlara ilişkin yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, Arap baharıyla başlayan Ortadoğu halklarının merkeziyetçi devletlere karşı başlattığı başkaldırının Ortadoğu’da hesapları olan tüm bölgesel ve emperyalist güçlerin hesaplarını alt üst ettiğine dikkat çekildi. Emperyalist güçlerin çeşitli pazarlıklar yaparak, Ortadoğu halklarına karşı katliamlar başlattığına işaret edilen açıklamada, "Ortadoğu’nun en kadim halklarından biri olan, Kürt halkı bu katliamlara karşı çıkmış ve alternatif bir model olarak öz yönetim direnişiyle cevap vermiştir. Rojava’da geliştirilen devrim ve kurumsallaşma örneği tarihsel bir örnek olarak Ortadoğu sahnesinde yer edinmiştir" denildi.

‘AKP bu katliamların sorumlusudur’

Demokratik yönetim şeklinin başarısı karşısında, Türkiye’de Kürt halkına karşı katliam politikaları başlatıldığının altı çizilen açıklamada, "IŞİD’in siyasi, örgütsel, ekonomik ve askeri örgütleme alanına dönüşen Türkiye ve buna müsaade eden AKP hükümeti bu katliamların sorumlusudur" denildi. 15 Temmuz’da gerçekleşen askeri darbe ile siyasi darbenin katliamlara yeni bir boyut kazandırdığına dikkat çekilen açıklamada, "Bu yoğun ve çatışmalı ortam kendisiyle birlikte toplumda çok büyük kaygılar yaratmış ve bu kaygılar her gün farklı bir şekilde toplum içinde bir bomba olarak patlamıştır. Evet; ne yazık ki AKP iktidarı her gün yeni katliamlarla gündemimizi girmekte ve toplumda büyük acılara yol açmaktadır" ifadelerinde yer verildi.

‘Direnen kadın hedef alındı’

Açıklamada, 7 Haziran’da tanınmayan siyasal irade ve akabinde Suruç, Ankara, İstanbul ve Diyarbakır’da patlatılan bombalar ile her gün yapılan gözaltı ve tutuklamalara yanı sıra Hurşit Külter şahsında ‘faali’ belli kayıpların yaşandığı ifade edilerek, "Yine son olarak gazeteci Aslı Erdoğan’ın tutuklanması, Antep’te Kürt halkına dönük gerçekleştirilen katliam her ne kadar İŞİD yaptı gibi yansısa da aslında tüm bu katliamların, gözaltı ve tutuklamaların esas yapanı ve muhatabı AKP hükümeti ve faşizan politikalarıdır. Özellikle son iki yıldır Erdoğan şahsında kadın kimliğine dönük aşağılayıcı, toplumsal cinsiyet rollerini öne çıkaran, kadını hedef gösteren söylemleri toplumda erkekliği besleyen ve cesaret veren bir durumu açığa çıkarmıştır. AKP şahsında devlet erkekleşmiş kadını köleleştirmiş ve eve kapatmıştır. Bu zihniyet karşısında direnen kadın ve kadın örgütlerini ise yönelmiş ve birçok kadın aktivisti tutuklanmıştır" vurgusu yapıldı.

‘Devletin erkekleşen anlayışından cesaret alıyorlar’

Bu durumun ideolojik bir söylem olduğu AKP’nin kadına biçtiği rolü yansıtmakta ve buna göre bir toplum şekillendirmek istendiği belirtilen açıklamada, "Sayın Öcalan’ın kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez anlayışına karşın Erdoğan ise kadın kimliği üzerinden toplumu köleleştirmek ve kadını eski köle statüsünden çok daha geri bir nokta çekmek istemektedir. Bu aslında bu iki söylemin ideolojik olduğunu göstermektedir. Bir söylem eşitlikçi ve özgürlükçüyken, diğer söylem erkekleşen devlet ve erkekleşen toplumu güçlendirmeye hizmet eden cinsiyetçi bir saldırıdır. Toplumda adeta kadın kimliğine saldırmakta yarışan bir anlayışı gerçekleştirmektedir. Bu gün eğer 9 aylık bebekler tecavüze uğruyor, birçok kadın tacize maruz kalıyor ve kadın intihara sürükleniyorsa ve intihar ediyorsa, AKP iktidarı ile gelişen ve desteklenen bu anlayıştan kaynağını almaktadır. Bir an için düşünelim 9 aylık bir bebeğe tecavüz etmek ne anlam ifade ediyor. Toplumda bu durum ahlaksızlıkken bunu yapan devletin erkekleşen anlayışından cesaret almak demektir. Yine mevcut ceza yasalarının yetersizliği ise bu durumları görmezden gelmektedir" ifadelerine yer verildi.

‘Emin Pazarcı’nın cinsiyetçi yaklaşımı erkekliğin zirve hali’

Akşam gazetesinin Ankara temsilci olan Emin Pazarcı’nın cinsiyetçi yaklaşımının erkekliğin zirve hali olduğu hatırlatılan açıklamada, "Başta kadın, çocuk ve toplum için ne kadar büyük bir tehdit olduğunu göstermektedir. Tartaklanarak ve şiddete uğrayarak gözaltına alınan gazetecilere dönük Emin Pazarcı’nın söylemi trajiktir. ‘Ne çekiciliğiniz var, ne özelliğiniz var’ vb. söylemleri adeta kadını bedeni üzerinden suçlayan son derece ideolojik ve cinsiyetçi yaklaşımları kadına yapılmış hakaret olduğu gibi, aynı zamanda meslek ahlakına da aykırı olmaktadır" vurgusu yapıldı.

Çözüm demokratikleşme ve kadın özgürlüğü

Ülkede demokrasi ve özgürlüklerin ortadan kaldırılması halinde yaşayacakların açık olduğuna işaret edilen açıklamada, "Eğer bugün Ortadoğu’nun en temel meselesi olan Kürt sorunu ve demokratikleşme sorunları çözülmez ve demokratik çözüm süreçleri değerlendirilmezse, kadın ve çocuklar şahsında bir tecavüz kültürü ile karşı karşıya kalabileceğimizi görülmektedir" denildi.

Açıklamada, tüm kadınları ve toplumu geliştirilmek istenen saldırılar karşısında mücadeleyi yükseltme ve büyütme çağrısı yapılırken, "Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez bilinci ve bu temelde örgütleneceğimizi tekrarlıyoruz" denildi.

(sy)