Foza Yûsif: Kirli ittifaklara karşı Demokratik Ulus kazanacak
09:48
Gulan Botan/JINHA
QAMIŞLO- TEV-DEM Koordinasyon üyesi Foza Yûsif Hesekê'ye yönelik saldırıların Türkiye, rejim ve İran işbirliği ile yapıldığını, ne yapılırsa yapılsın Kürtlerin statü sahibi olmasının engellenemeyeceğini söyledi. Foza, "Sonunda Demokratik Ulus projesi başaracaktır. Onlar da Kürtlerin statülerini sonunda kabul edecekler" dedi.
Rojava'da büyük bir direniş sonucu Minbic DAİŞ çetelerinde temizlendikten sonra, Suriye rejimi ve paramiliter çeteler Hesekê'ye saldırdı. YPG ve Asayiş güçleri de saldırılara karşı operasyon başlattı. Bir hafta süren çatışmalar 5 maddelik bir ateşkes anlaşmasıyla sona erdi. Bu gece 02.00'da 5 maddeyle ateşkes ilan edildi.
Rojava'da geliştirilmek istenen siyaset üzerine TEV-DEM Koordinasyon üyesi Foza Yûsif önemli değerlendirmelerde bulundu. Suriye'nin büyük bir kaosun içinde olduğunu belirten Foza, halka karşı saldırı kararı alan güçlerin büyük ve kirli bir politika yürüttüklerini dile getirdi. Bu güçlerin amacının Suriye'deki krizi ve kargaşayı daha fazla derinleştirmek olduğunu vurgulayan Foza, şöyle devam etti:
"Bugün ÖSO güçlerinin ilerlemesinin ve Minbic şehrinin özgürleşmesiyle birlikte Suriye rejimi ve diğer işgalci güçler halklar üzerindeki egemenliklerini daha fazla sürdürmek istiyorlar. Bunların içerisinde Türkiye ve İran da var. Bu güçler bugüne kadar kendileri için tehdit olarak gördükleri halkların gelişen mücadelesinde karşı çeper oluşturarak ilerlemesini engellemek istiyorlar. Halkların gücünü kendileri için kırmızı çizgi olarak görüyorlar ve buna karşı birleşerek kirli politikalarını devreye koydular. Bu politikalar sonucu Hesekê'ye saldırı geliştirdiler."
'Demokratik Ulus kaybetmeyecek'
Kürtlerin Ortadoğu'da siyasi statü sahibi olmamaları için ne plan, proje ve adım varsa tüm güçlerin kendi aralarındaki sorun problemleri ve düşmanlıklarını bir tarafa bıraktığını belirten Foza, "Kürtler statü kazanmasın diye birleşiyorlar. 1970-80 yıllarında bu güçlerin Ortadoğu ve Kürt halkı üzerinde etkileri vardı fakat artık Kürt halkının geldiği aşamada, büyük ideolojik ve örgütsel dönüşümle beraber bu kirli politikalar hayata geçirilemez. Kürt halkı ve Suriye üzerindeki bütün hesapları sonuçsuz kalacaktır. Hesapları üzerinden ortaklıkları olabilir fakat ne yaparlarsa yapsınlar, Kuzey Suriye Federasyonu ve Demokratik Ulus projesi kaybetmeyecektir" dedi.
'Kürtler kilit rol oynuyor'
Kürtlerin Ortadoğu'da kilit rol oynadığına dikkat çeken Foza, "Bu ortaklıkları şimdiden kaybetmiştir, amacına ulaşamamıştır. Bugün bütün gelişmeler demokrasiyi zorunlu kılmıştır, değişim için ısrarcıdır. Ama bu güçler 200 yıl önceki mantıkla çözmek istiyorlar. Ama artık model ve projeleri Irak, Suriye, Mısır, Libya şahsında iflas etmiştir. Ulus devlet modeli faşizm dışında bir şey getirmiyor ve iflas etmiştir. Ama maalesef Türkiye ve İran bundan ders çıkarmamıştır, aynı yöntemle siyaset yapmayı hedefliyorlar. Sonunda Demokratik Ulus projesi başaracaktır. Onlarda Kürtlerin statülerini sonunda kabul edecekler" diye konuştu.
'Rejim etkinliğini Hesekê'de kaybeti'
Rojava'da Demokratik Özerklik varlığını kimsenin inkar edemeyeceğini ifade eden Foza, değerlendirmelerine şöyle devam etti: "Halklarin birlik ve beraberliğiyle demokratik özerklik ve Kuzey Suriye Federasyonu tarihi adımlardır. Özgürlük, demokratik sistem ve bütün herkesin, bütün ulusların kendini ifade etme kararları alınmıştır. Artık hiçbir güç bu halkları kararlarından etmeyecektir. QSD, Kuzey Suriye Federasyonu ve Demokratik Özerklik bunun sonucudur. Artık bütün halklar yeni bir yaşam kararı almıştır. Hiçbir gerici güç bu kararların önünü alamaz. Hesekê'de yürütülen savaş, kalan Suriye rejimini dağıtacaktır. Bu Suriye rejiminin sonunun başlangıcıdır. Suriye'yi bu güne kadar ayakta tutan şey Suriye Federasyonu projesiydi. Aynı zamanda burada yürütülen siyasetti. Rejim şimdiye kadar 'teröristlere karşı savaştığını' söylüyordu ve bu anlamda ayakta kaldı. Kendini bu şekilde kamuoyuna kabul ettiriyordu. Ama şimdi YPG, YPJ ve halk kendini örgütlüyor, kendini yönetiyor, eşit haklarla yaşamı kuruyor. Rejimin yürüttüğü bir şey yok. Rejimin biraz etkinliği kalmışsa da onu da Hesekê savaşında kaybetmiştir.
'Kobanê dünyada bir kimlik oldu'
Bu savaş yeni bir siyaset ve sürecin önünü açacaktır. Şimdiye kadar birçok kesim 'rejim ve özerk yönetimler birdir' diyorlardı. 'YPG, QSD rejimledir' diyorlardı. Türkiye, koaliasyon ve uluslararası güçler böyle bir kara propaganda yürütüyorlardı. Kürtlerin statü sahibi olmalarını istemiyorlardı. Bunu söyleyenler şimdi Hesekê durumu için ne diyecekler bunu merak ediyoruz. Koalisyon ve uluslararası güçlerin tutumu bunun karşısında ne olacak? Bu söylemlerin hepsi boş çıktı. Bu tutum karşısında bir tepki gösterilmesi gerekir. Kuzey Suriye bileşenlerinin Kürt statüsüne karşı gösterilen tepkiye, beli bir tutum göstermesi lazım. Cenevre'ye katılamama karşısında beli bir tutum gösterilmesi lazım. Artık görüldü ki yeni bir siyaset ve tutuma ihtiyaç var. Kobanê Demokratik Özerkliği var etti. DAIŞ çetesinin saldırısıyla ortaya çıktı ki bu halk YPG-YPJ teorisi ile bu gücün karşısında savaşıyor. Kobanê dünyada bir kimlik oldu.
'Türkiye, DAİŞ ve rejim halklara karşı tutum aldı'
DAIŞ, Türkiye ve Suriye rejimi bir cephede halklar karşısında faşist bir tutum almışlar. Erdoğan Türkiye'de Kürtlere karşı katliamlar yapmakta, Esad Rojava'da katliam yapmakta. Erdoğan Kürtler statü sahibi olmasın diye her şeyi yapıyor. Bugün DAIŞ ve Suriye rejimi de aynı şeyi yapıyor. Suriye'nin Hesekê'ye yaptığı saldırı DAIŞ desteğiyle yapılıyor. Bu da gösteriyor ki Minbic başarısına karşı bir huzursuzluk var. Hesekê'de savaş çıkmasaydı, Bab ve Cerablus'ta DAIŞ karşısında bir savaş çıkabilirdi. Bir daha ortaya çıktı ki DAIŞ, rejim ve Türkiye aynı cephededirler.
'Her ev bir direniş cephesi olmalıdır'
Bizim halkımıza çağrımız herkesin YPJ, YPG ya da Asayiş üyesi gibi davranmasıdır. Eğer biz zulmün bitmesini istiyorsak kendi gücümüzü büyütmeliyiz. Her evin bir direniş cephesi olması lazım. Herkesin bir koruma gücü olması lazım. Biz bu inançla hareket edersek tüm saldırıları boşa çıkarabiliriz."
(hu/gc)