Sebahat Tuncel: İç savaş dinamiği hayata geçirilmek isteniyor

09:04

Bêrîtan Elyakut / JINHA

AMED- DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, 20 Ağustos tarihinde Antep’te IŞİD çeteleri tarafından gerçekleştirilen katliamı ve siyasi hükümetin katliamlar karşısındaki tutumunu değerlendirdi. Katliamları hayata geçirenlerin Türkiye’nin ve Türkiye halklarının özgürlüğünü istemediklerini dile getiren Sebahat, Türkiye’de bir iç savaş dinamiğinin hayata geçirilmeye çalışıldığını kaydetti.

Antep’te IŞİD çetelerinin düğün yerine gerçekleştirdiği bombalı saldırıcı sonucu onlarca kişi yaşamını yitirirken çok sayıda yurttaşta yaralandı. Antep’te gerçekleştirilen katliamı ve Türkiye’de bulunan herhangi bir yetkilinin istifa etmemesini değerlendiren DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Antep’te yaşanan katliamı kınadığını dile getirerek, 13 yaşlarında bir çocuk eliyle gerçekleştirilen katliamın geleceğe dönük bir saldırı olduğunu söyledi. Antep’te yaşananların ardından hiçbir şeyin normal devam etmeyeceğine değinen Sebahat, mutlulukların paylaşıldığı anda böylesi bir katliamın yaşanmasının insanlardaki gelecek umutlarını yıktığını belirtti.

‘Kürt halklarının kazanımlarına karşı bir saldırıdır’

Dün ziyaret esnasında kendilerine sık sık ‘Hep Kürtler mi ölecek’ sorusunun yöneltildiğine dikkat çeken Sebahat, katliam politikalarıyla Kürt halkın bu duygunun yaşatılmak istendiğini dile getirdi. Antep’te gerçekleşen saldırının Kürt halkının hak ve özgürlük mücadelesine yönelik bir saldırı olduğunu ifade eden Sebahat, Türkiye'nin yürüttüğü yanlış politikaların bir yansıması da olduğunu kaydetti. Sebahat, “Gerçekleştirilen katliamla Rojava’nın DAİŞ çetelerine karşı verdiği büyük direniş ve kazanıma dönüktür. Bu saldırı KCK’nin yeni bir deklarasyon yayınlamasına ve barış istemlerini engelleme çabalarıdır. Bütün bunlara baktığımızda durum kınamakla geçiştirilemez. Çöktürme planıyla iç içe geliştirilen bir saldırı olarak ele almak gerekiyor. Ankara katliamının ardından böylesi bir saldırı hazırlığı olduğu ve gerekli önlemlerin alınmamış olması çok ciddi bir durumdur” dedi.

‘İç savaş dinamiği hayata geçirilmeye çalışılıyor’

Antep’in DAİŞ çetelerinin geçiş merkezi haline getirildiğine değinen Sebahat, Paris katliamının olduğu sırada Antep’te bulunan IŞİD çetelerinin sevinç gösterileri yaptığını ve buna zemin sunanın AKP hükümeti olduğunu aktardı. Yaşananları siyasi iktidardan bağımsız olarak değerlendiremeyeceklerini dile getiren Sebahat, siyasi iktidarların Kürt karşıtı politikalarının ve Suriye politikalarının tamamının Kürt düşmanlığı üzerinden gerçekleştirildiğini kaydetti. Sebahat, katliamları hayata geçirenlerin Türkiye’nin ve Türkiye halklarının özgürlüğünü istemediklerini dile getirerek, Türkiye’de bir iç savaş dinamiğinin hayata geçirilmeye çalışıldığını kaydetti. Sebahat, Diyarbakır, Suruç ve Ankara patlamalarının MİT’in bilgisi dahilinde gerçekleştiğini ve engellenmediğine dikkat çekerek, “Bu katliamların ardından bir soruşturma yapılmadı” diye kaydetti.

AKP hükümetinin demokrasiden yana olan tüm sesleri kısma derdinde olduğuna dikkat çeken Sebahat, önlerindeki sürecin daha da önemli gelişmelere zemin sunacağını ifade etti. Yaşananlar karşısında halkla birlikte mücadelenin büyütülmesi fikrinin hatırlatıldığına söyleyen Sebahat, Kürt halkının da bu doğrultuda kendisini konumlandırması gerektiğini söyledi. Zor günlerin mutlaka geçeceğine inandığını ifade eden Sebahat, zor günlerde dayanışmanın büyütülmesi gerektiğini ve yan yana durulması gerektiğini aktardı.

‘AKP hükümeti katliamların siyasi sorumluluğundan kurtaramaz’

Batı’da yaşanan katliamların IŞİD tarafından üstlenildiğini ancak Türkiye’de yapılan katliamların IŞİD tarafından üstlenilmediğini belirten Sebahat, hükümetin yaptığı açıklamalar dahilinde yaşananlarla bir ilişkisinin olduğunun göstergesi olduğunu vurguladı. Efkan Ala’nın ’81 ilin 74 Valisi FETÖ üyesi’ açıklamasını değerlendiren Sebahat, bu açıklamanın çok fazla değerlendirilmediğini kaydetti. Sebahat, şunları kaydetti:

“FETÖ devlete sızmamıştır aksine devlet içerisine yerleştirilmiştir. 15 Temmuz tarihine kadar AKP ve FETÖ birlikte hareket etmişlerdir. AKP, Cumhurbaşkanı ve FETÖ’nün birleştiği nokta Kürt karşıtlığıdır. Bunun karşısında ortaya çıkan halk mücadelesiyle başarısızlığa uğradıkları için karşı karşıya geldiler. Bu nedenle ‘Biz bilmiyorduk’ söylemi gerçekçi değildir. AKP hükümeti katliamların siyasi sorumluluğundan kurtaramaz. Devlet bu katliamların önüne geçemiyorsa eğer bir yönetim sorunu vardır ve istifa etmeleri gerekiyor. Şimdiye kadar sorumluluk üstlenmeden öte halktan özür dileme ve istifa etme durumu gerçekleşmemiştir. Bir İçişleri bakanı bu katliamlar karşısında istifa etmiyorsa eğer bu olayın bir parçasıdır. AKP hükümeti katliamlar karşısında hep kendisini dışında tutan ve mağduru oynayan bir yaklaşım içerisine girmiştir. Halk gerçeğin ne olduğunu artık çok iyi biliyor. AKP hükümeti artık Kürtleri kandıramaz.”

(sy)