Nefret söylemleri için ‘adalet’ çağrısı

17:00

JINHA

ANKARA - Son dönemlerde azınlıklara yönelik artan nefret söyleminin son bulması için Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a mektup gönderen CHP’li vekiller Selina Doğan ve Zeynep Altıok Akatlı, “Farklı görüşleri savunan kişilerin cezaevlerine gönderildiği, Cumhurbaşkanına yönelik eleştirilere bile dava açıldığı bir dönemde toplumun bir kesimini aşağılayan ve tehdit eden bu söylemler için de kanunların uygulanmasını beklemekteyiz” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Zeynep Altıok ile İstanbul milletvekili Selina Doğan, Son dönemlerde azınlıklara yönelik artan nefret söyleminin son bulması için Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a “hassasiyet” çağrısı yaptı. Selina ve Zeynep gönderdikleri mektupta, darbelerin kendilerine en uygun zemini, toplumsal barışın zedelendiği ve bir arada yaşama kültürünün zayıfladığı ortamlarda bulduklarını belirterek, farklı etnik kimlik ve dini inançlara yönelik aşağılayıcı ifadelerin yerini giderek tehdide bırakmaya başladığını vurguladı. Mektupta şöyle denildi:

Tehdit ve tahkir

“FETÖ’nün elebaşı Fethullah Gülen’in Ermeni olduğu iddiasıyla başlayan hedef göstermeler giderek dozunu artırarak ayrışma ve ötekileştirme ile nefret söyleminden kendine görev biçen kimi kitlelerin vatandaşlarımızın bir kısmını tehdit ederek tehlikeli bir eylemlilik haline dönüştürmesine olanak sağlayan meşru bir zemine dönüştürülmektedir. Gülen’in Hıristiyan dünyasıyla ilişki içinde olduğu, Papa ile de görüştüğü ve Yahudi ritüellerine göre vaaz verdiği gibi iddialar, toplumdaki bu inanıştaki insanları tahkir etmesinin yanı sıra bu yurttaşlarımız arasında -geçmiş acı deneyimlerinin de etkisiyle- endişeye yol açmaktadır.

Sosyal medyada giderek artan bu söylemler Bir Ermeni okulunun duvarına ‘Azap Ermeniye’ ‘Size Kürşat’ın kinini getirdim’ yazılamaları yapılmaya kadar varmıştır.

Nefret söylemine de kanun uygulansın

Bugün tahkir edilen azınlıklar ve farklı toplum kesimleri darbe girişiminin ardından demokrasiye sahip çıkan ve darbelerin karşısında duran güçlü bir tavır sergilemişlerdir. Aynı zamanda kiliselerde ve sinagoglarda darbe girişimi sırasında yaşamını yitirenler için dua etmişlerdir. Bu duyarlılığı gösteren kişilere karşı geliştirilen bu söylemler toplumsal barışımızı zedeler hale gelmiştir.

Farklı görüşleri savunan kişilerin cezaevlerine gönderildiği, Cumhurbaşkanına yönelik eleştirilere bile dava açıldığı bir dönemde toplumun bir kesimini aşağılayan ve tehdit eden bu söylemler için de kanunların uygulanmasını beklemekteyiz. Bu söylemlerin bir an önce sona ermesi, bu yurttaşlarımızın kendilerini güven içinde hissedebilmeleri ve toplumsal barışımız için bu bir zarurettir.

Adalet Bakanı olarak son dönemde yakalanan uzlaşma ortamını sürekli kılmak için gerekli söylem ve süreç takibi için konuya hassasiyet göstereceğinizi umuyoruz.”

(sy)