‘Halkın temsilcilerine işkence barış imkanını uzaklaştıracak’

16:05

JINHA

ANKARA - HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, cezaevlerindeki işkenceler ve uzun gözaltı sürelerine ilişkin yazılı bir açıklama yaparak, işkencenin insanlık onurunu hedef alan bir suç olduğunu belirtti. Aysel, halkın seçilmiş temsilcilerini ve Kürt siyasetçileri hedef alan bu uygulamaların, barış imkanını bir adım daha uzaklaştıracağını vurguladı.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, cezaevlerindeki işkenceler ve uzun gözaltı sürelerine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. “Bugün iktidara biat etmeyen herkesin darbecilerle beraber hain ilan edildiği bir politik iklimde işkence, gizlenme gereği duyulmaksızın sergilenir olmuştur” diyen Aysel, cezaevlerinde işkence ve kötü muamele şikayetlerinin hiç sona ermediği Türkiye için , “İşkencenin adeta gururla teşhiri, devletin hukuk dışına taşmasının bir vesikasıdır ve devlet şiddetini olağanlaştırmaktan başka işe yaramamaktadır” diye belirtti.

15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasının hemen ardından, yazılı ve görsel medyada fiziki şiddet görmüş kişilerin fotoğraf ve videolarının yayımlanmasının bunun açık işareti olduğunu belirten Aysel, “Şiddetin pervasızca teşhiri, devlet mekanizmasının adil bir muhakeme süreci sonucunda hakikati ortaya çıkarma değil, hiddetle intikam alma ve iktidarını pekiştirme amacı taşıdığını göstermektedir” dedi.

İşkencenin insanlık onurunu hedef alan bir suç olduğunu söyleyen Aysel, OHAL’in ilk icraatının da gözaltı süresinin 30 güne çıkarılması olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:

OHAL’le muhalifler hedef alındı

“Olağanüstü Hal’in ilk icraatlarından biri olan gözaltı süresinin uzatılması, bu yayılan şiddetin payandası olmuş; insanlar güvencesiz bir biçimde 30 güne varan sürelerde gözaltında tutulmaya başlanmıştır. İlk Kanun Hükmünde Kararname’nin hemen ardından, Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde, aralarında Belediye Eşbaşkanı’nın da olduğu on kişi gözaltına alınmıştır ve bu kişiler halen gözaltında tutulmaktadır. 1 Ağustos'ta da Erzurum'un Karayazı ilçesinde HDP ve DBP'lilere operasyon düzenlenmiş, 67 kişi gözaltına alınmıştır. Baskınlar esnasında dökülen kan kameralara yansımıştır.

Gözaltı ve tutuklama operasyonları Diyarbakır, Hatay, Adana, Van, Dersim, Muş, Bitlis, İstanbul, İzmir, Mersin, Ankara ve diğer birçok kentte şiddetli bir biçimde devam etmektedir. Bugün operasyonların hedefinde belediye eşbaşkanları, belediye meclis üyeleri, HDP ve DBP'de siyaset yapan kişiler, Eğitim-Sen emekçileri, kamu çalışanları ve esnafın da içinde olduğu çok geniş bir kesim bulunmaktadır. Darbe girişiminde bulunanlara yönelik çıkarılan KHK ile, bu girişimle ilgisi olmayan kişileri sindirmeyi amaçlayan operasyonlara da zemin hazırlanmaktadır.”

‘Kürt siyasetçiler hedef tahtasında’

14 Nisan 2009’da başlayan ve 8 bini aşkın kişinin hapsedilmesiyle sonuçlanan KCK operasyonlarını düzenleyen, yöneten ve kovuşturma sürecinde görevli olan hakim, savcı ve polislerin teker teker tutukladığını da hatırlatan Aysel, “Kürt siyasetçiler daimi günah keçisi olarak yeniden devletin hedef tahtasına oturtulmuşlardır. Kişi güvenliği ve özgürlük hakkıyla bağdaşmayan uzun gözaltı sürelerinde kişilerin avukat görüşmeleri 5 güne kadar engellenebilmekte, bu durum da işkenceye kapı aralamaktadır” diye belirtti.

‘Toplumdaki kutuplaşmayı güçlendirecek’

“Anayasal düzeni yıkma girişimi olarak darbe girişimi ne kadar hukuk dışıysa, temel insan haklarını ve özgürlüklerini hiçe sayan son derece keyfi bir OHAL rejimi de o kadar hukuksuzdur” diyen Aysel, halkın seçilmiş temsilcilerini ve meşru siyaset zemininde çalışanları hedef alan bu gözaltı ve işkence furyasının halkın iradesini yok saydığı için toplumdaki kutuplaşmayı güçlendireceğini ve barış imkanını bir adım daha uzaklaştıracağını vurguladı.

Ayse, “İşkence ve uzun gözaltı süreleri evrensel hukuka ve temel insan haklarına aykırıdır” diyerek, bu uygulamaların derhal sonlandırılmasını talep etti.

(sy)