‘Çözümden siyasi rant devşirenler ‘Kürt sorunu yoktur’ noktasında’

14:20

JINHA

ANKARA - Grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Başbakan Binali Yıldırım’ın “Kürt sorunu yoktur” yönündeki açıklamalarına sert tepki göstererek, “Başbakan 15 yıl öncesine döndü. Çözümden siyasi rant devşirmeye yeltenenler bugün Kürt sorunu yoktur noktasına geldiler” dedi. DBP’li belediyelere dönük kayyum atama hazırlıkları için ise Figen, “Yüzyıl boyunca atanmış memurlarla Kürtleri yönetmeye kalktınız. Teslim alabildiniz mi?” diye sordu. Minbic zaferinden de bahseden Figen, konuşmasında BÖG savaşçısı Eylem Ataş’ı andı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin olağan grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Grup konuşmasında Minbic’in özgürlüğünden bahseden Figen, Minbic Askeri Meclisi Komutanı Faysal Ebû Leyla ile Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) savaşçısı Eylem Ataş’ı andı.

Minbic zaferinin bir kadın zaferi olduğunu da vurgulayan Figen, “Bir vahşet örgütünün yenildiği bir mücadeleye eğer sevinmeyi, bundan mutlu olmayı başaramıyorsanız, bu karanlık sizlerin bugün kurduğunuz iktidarın da sonu olacaktır” diyerek Türkiye’nin tavrını eleştirdi.

‘Darbe mekanizması tıkır tıkır işliyor’

Konuşmasında, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından darbe mekanizmasının işlediğini belirten Figen, “Bir süre önce darbeyi savuşturduk ama darbe mekanizması tıkır tıkır işliyor. Bir yıl önce oluşturulan darbe mekanizması işliyor. Hatta, darbecilerin yapmak istediklerinden fazlasını yapıyor iktidar. 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı darbecilerin yapamayacağı pek çok uygulamayı bu iktidar yapıyor. Meclis’e bugün gelen torba kanun işte bunlarda biridir. Torba kanunlarla tam anlamıyla bir sivil darbe rejimi oluşturdular. Askeri darbe ile aralarındaki tek fark yasama çatısının muhafaza edilmesidir. Askerle aralarındaki tek fark, sembolik olarak yasama kurumunun Meclis’in varlığıdır. Mecliste yasama, Saray’ın emriyle, dikta anlayışına dayanan bir şekilde yürütülüyor. Getirdikleri torba kanunla, belediyelere uzun zamandır alt yapısını oluşturdukları kayyum atama kararını çıkarmayı hedefliyorlar” diye konuştu.

‘Seçilmiş halk temsilcileri devre dışı bırakılmak isteniyor’

Bugün mecliste görüşülecek olan torba yasa ile DBP’li belediyelere dönük kayyum atamasının önünü açacak olan düzenlemeye de değinen Figen, sert bir tepki göstererek, “DBP’li halk temsilcilerini, belediyeleri zan altında bırakmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Müfettişleri belediyelerde yatıp kalktı; bir hırsızlık, bir kirlilik bulmaya, bulamıyorlarsa yaratmaya çalıştılar. Kanun adını verdikleri bir saldırı pratiğiyle seçilmiş halk temsilcilerini devre dışı bırakmaya çalışıyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz. Çok yoğun ve zorlu mücadelelerle kazandık, bu zamana kadar ne kazandıysak öyle savunacağız. Direne direne kazandık, direne direne savunacağız” dedi.

AKP, CHP, MHP ve ‘torba ittifak’

AKP, CHP ve MHP arasındaki ittifakı “torba ittifak” olarak değerlendiren Figen, bu ittifakın Yenikapı’da kurulduğuna dikkat çekerek, “Yenikapı’da kafa kafaya verdiler, bir torba ittifak kurdular. Bugün de torba saldırı paketiyle bize saldırıyorlar. Ama yanılıyorlar. AKP- Saray merkezli saldırılara bugüne kadar nasıl direndiysek, bu torba ittifaka karşı da öyle direneceğiz. Biriniz değil, topunuz gelin” dedi.

‘Başbakan 15 yıl öncesine döndü’

Figen,“İleri demokrasi söyleminden ileri darbeciliğe geldiler” derken, Başbakan Binali Yıldırım’ın bugünkü grup toplantısındaki “Kürt sorunu yoktur” yönündeki açıklamalarına da sert tepki gösterdi. Figen buna ilişkin, “Başbakan grup konuşmasında 15 yıl öncesine döndü. ‘Türkiye’nin Kürt sorunu yoktur’ dedi. Nereden nereye? Çözümden siyasi rant devşirmeye yeltenenler bugün Kürt sorunu yoktur noktasına geldiler. Yarın öbür gün Kürt diye bir şey yoktur, onlar dağ Türküdür, kart kurttan gelmiştir de derler” diyerek tepki gösterdi.

‘Belediyelere kayyum, sömürge uygulamasıdır’

Meclis Genel Kurulu’nda bugün görüşülecek olan torba yasada yer alan belediyelere kayyum atamalarının sadece Kürdistan kentleri için gündeme geldiğine dikkat çeken Figen, “Yüzyıl boyunca atanmış memurlarla Kürtleri yönetmeye kalktınız. Ne oldu? Yönetebildiniz mi? Teslim alabildiniz mi?” diye sordu.

Figen şunları kaydetti: “Bu anlayış nerelerde görülüyor biliyor musunuz? Sömürgelerde. Belediyelere kayyum, sömürge uygulamasıdır. Sömürgeleştirilmiş halkların seçme hakkı yoktur. Kürtlere siz seçemezsiniz seçilemezsiniz diyorlar; Milletvekili mi seçildiniz, dokunulmazlığınızı kaldırır sizi Meclis’ten atarım. Belediye başkanı mı seçildiniz? Sizi belediye başkanlığından atarım.”

‘Seçimle kazanamayanlar, darbeyle kazanmak istiyorlar’

Değerlendirmesine Hakkari ve Şırnak’ın il statüsünden çıkarılmasına da değinen Figen, şunları kaydetti:

“Seçimle kazanamayanlar, darbeyle kazanmak istiyor. Hakkari ve Şırnak’ın il statüsünden çıkarılması da böyledir. Halkı il ve ilçe ikilemi üzerinden de birbirleriyle karşı karşıya getirmek istiyorlar. Hakkari ve Şırnak’ın ikisi de AKP’nin bir tek milletvekili olmadığı yerlerdir. Yasa engel yok, Hakkari ve Şırnak il statüsünü düşürmeden Cizre ve Yüksekova il yapılabilir. Milletvekili sayınızı çoğaltmak için, rant alanınızı çoğaltmak için bazı illeri büyükşehir yaptınız, yap boz işlerini iyi bilirsiniz. Şırnak’ın yüzde 80’i yıkılmış durumda Şırnak’ın il statüsünden çıkarılması demek, Şırnak’ın bitirilmesi demektir. İstedikleri de bu aslında. Ellerinden gelse bu illeri, ilçeleri haritadan silecekler. Tarihi silecekler. Ama Kürt halkı bu tarihi sizden öğrenmedi.

Nusaybin ve Şırnak halkıyla dayanışma çağrısı

Bizler her yerde, yaşamı berhava etmeye çalışanlara karşı yaşamı savunuyoruz. Yıkılan yerlerden biri de Nusaybin. Nusaybin’in bazı mahalleri tel örgülerle çevrilmiş durumda. O tel örgülerin ardında kaldırılmayı bekleyen cenazeler var daha. Nusaybin halkı, tel örgülerle kuşatılan toprağını terk etmedi. Yaşanmaz hale getirilen evlerinin olduğu toprakları terk etmiyor. Toprağını terk etmeyen, sürgün dayatmasına direnen halkımızla dayanışmayı büyütmek zorundayız. Herkesi Nusaybin halkına, Şırnak halkına sahip çıkmaya çağırıyorum. Her ev bir ülkedir, bir yaşamdır. Her ev bizleriz. Her evin yıkılmasına esir edilmesine karşı bir duracak mücadele edeceğiz.”

‘HDP’siz Anayasa fason üretimdir, meşru değildir’

HDP’siz Anayasa çalışmalarına tepki gösteren Figen, “HDP’yi dışta tutarak bir anayasa komisyonu kuruyor, bundan da yeni bir şey çıkacağını sanıyorlar. Üç eskiden bir yeni çıkmaz, üç eskiden ancak birbirinin söküğünü dikenler çıkar. Korsan bir biçimde, HDP ve milyonlarca yurttaştan kaçırarak yapacakları anayasa değişikliği meşru değildir. Merdiven altı anayasa değişikliği fason üretimdir.

Ebû Leyla’nın kızına mektubu

Figen, konuşmasının sonunda Minbic hamlesinde yaşamını yitiren Minbic Askeri Meclisi Komutanı Faysaş Ebû Leyla’nın kızı Leyla için kaleme aldığı mektubu okudu.

(sy)