‘Şırnak’ın taşınması ‘Çöktürme Planı’nın devamı’
12:12
JINHA
ANKARA – HDP Şırnak Milletvekilleri, Şırnak’ın yıkılarak il olmaktan çıkarılması kararıyla Şırnak halkının siyasi bir kararla cezalandırıldığını ve iradesinin bir kez daha çiğnendiğini belirtti. İllerin taşınmasında Çöktürme Planı’na da dikkat çeken vekiller ortak açıklamada, “Kürt kentlerini siyasi, askeri, coğrafik ve demografik açıdan yeniden dizayn etmenin kanlı adı olan ‘Çöktürme Planı’nın devamı niteliğindeki bu kararı Şırnak milletvekilleri olarak tanımıyoruz.” dedi.
Sene başındaki ‘güvenlik zirvesi’nde ortaya çıkan Hakkari ve Şırnak’ın ilçe yapılması kararı, yasa tasarısı ile meclise sunulmuştu. Yasa tasarısı, “Torba Yasa Tasarı, Plan ve Bütçe Komisyonu”nda kabul edildi. Tasarının Genel Kurul'dan geçmesi durumunda halk oylarıyla seçilen belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve encümenler yerine İçişleri Bakanı ve valilikler atama yapacak.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekilleri Leyla Birlik, Aycan İrmez, Faysal Sarıyıldız ile Ferhat Encü de, Hakkari ve Şırnak'ın il olmaktan çıkarılması ve yerlerine Cizre ve Yüksekova'nın il yapılmasını içeren torba yasa tasarısı hakkında ortak açıklama yaptı. Bu yasayla birlikte bir kez daha halk iradesi çiğnendiğini kaydeden vekiller, “Şırnak ve Hakkari hangi saikler ile il yapılmışsa, bugün de Cizre ve Yüksekova aynı gerekçelerle il yapılmak istenmektedir” dedi. Vekiller ortak açıklamada şunları kaydetti:
‘Şırnak ve Cizre’de katliamların önü açılmış’
“Meclis tutanaklarına bakıldığında da görüleceği gibi Şırnak’ın il yapılmasının asıl sebebi Milli Güvenlik Kurulu’nun verdiği direktiftir. Kürt toplumsal muhalefetinin revaçta olduğu 1990 yılında Şırnak il yapılarak askeri bir üsse dönüştürüldü. Şırnak’ta Kürt siyasal hareketinin kitleselleşmesini önlemek maksadı ile askeri bir bent kurulmuştur. Bu askeri üssün kurumsallaşması ile Şırnak ve Cizre’de katliamların önü açılmıştır.
26 yıl önceki zihniyetten ikinci cezalandırma
Güvenlikçi bir anlayış ile 1990 yılında idari statüsü değiştirilen Şırnak, il olduktan sonra tabiri caizse bir daha gün yüzü görmemiştir. 1993 yılında iki büyük katliama tanıklık eden Şırnak kenti geçmişte şahitlik ettiği yıkımın mislisini bugün tekrar yaşamaktadır. 14.03.2016 tarihinde sokağa çıkma yasağı ilan edilen Şırnak’ta abluka 154’üncü güne girmiş bulunmaktadır. Kentin yüzde 65’inin yerle bir edildiği Şırnak, torba yasa tasarısı ile değil askeri operasyonlar ile zaten il olmaktan çoktan çıkarılmıştır. Çünkü Şırnak’ta kent namına hiçbir şey bırakılmadı. İnsanların büyük emekler ile inşa ettiği ev ve işyerleri hunharca dümdüz edildi. Aylardır sokağa çıkma yasağının bilfiil uygulandığı Şırnak’ı 26 yıl önce il yaparak cezalandırmayı planlayan zihniyet, il statüsünden çıkararak ikinci kez cezalandırmayı düşünmektedir.”
‘Çöktürme Planı’nın devamı’
Devlet güçleri tarafından harabe bir şehre dönüştürülen Şırnak’ın yıkılarak il olmaktan çıkarılması kararının 2010 yılında gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu toplantısında verildiğini hatırlatan vekiller, Çöktürme Planı’na dikkat çekerek, “Kürt kentlerini siyasi, askeri, coğrafik ve demografik açıdan yeniden dizayn etmenin kanlı adı olan ‘Çöktürme Planı’nın devamı niteliğindeki bu kararı Şırnak milletvekilleri olarak tanımıyoruz” dedi.
‘Şırnak halkı siyasi kararla cezalandırılıyor’
Şu anki durumun siyasi bir cezai yaptırım olduğunu belirten vekiller, “Şırnak halkı, tüm siyasi ve askeri baskılara rağmen yıllardır tavrını net olarak ortaya koymuştur. Şırnak halkı eşit, özgür ve adil yaşam taleplerinden dolayı yaklaşık bir yıldır ablukalar ile yıkım, işkence ve her türlü zorbalıkla karşı karşıyadır. Bu kararın gerekçelerinden biri de Şırnak halkının siyasi bir kararla cezalandırılmasıdır” diye belirtti. Vekiller, açıklamanın devamında şunları kaydetti:
‘Çocuklarımızı bodrumlarda yakanlar yargılansın’
“Kürt sorunun temel nedenlerinden biri olan katı merkeziyetçi anlayış yine bir kente dair önemli bir kararı yerel dinamiklere danışmadan Ankara’dan merkeziyetçi zihniyetin statik aklı ve soğuk yüreği ile karar almaktadır. İşte Türkiye’yi her geçen gün sorunlar batağına dönüştüren ve giderek bir felakete sürükleyen bu zihniyetin en katı temsilcisi konumundaki AKP hükümetini uyarıyoruz! Elinizi Şırnak ve Cizre’nin yakasından çekin. Tank, top ve diğer ağır silahlarınız ile yerle yeksan ettiğiniz Şırnak ve Cizre’nin temel gündemi il olup olmama mevzusu değildir. Bu halkın temel talebi kadim iki kentte taş üstünde taş bırakmayan, çocuklarımızı bodrumlarda yakarak her anını bir seyri faşizme dönüştüren sorumluların yargılanmasıdır. “
‘AKP hükümetini uyarıyoruz’
HDP Şırnak Milletvekilleri Leyla Birlik, Aycan İrmez, Faysal Sarıyıldız ve Ferhat Encü, AKP hükümetine yönelik uyarı ve önerilerini de şöyle sıraladı:
“* Şırnak’ta tüm gün; Cizre, Silopi ve İdil’de yarı zamanlı devam eden ablukalar kaldırılmalı ve buralardaki yıkımlar derhal durdurulmalıdır.
* Şırnak, Cizre, Silopi ve İdil’deki yıkımın siyasi ve askeri sorumluları tek tek ortaya çıkarılıp, yargılanmalıdır.
* Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı kentlerden yurttaşların yaşam alanları “acele kamulaştırma” ve “riskli alan” kapsamına alınmıştır. Bu alınan kararlar, Kürt halkını mülksüzleştirmeye yöneliktir. Şırnak’ı yakıp, yıkanlar Şırnak ve ilçelerini de mülksüzleştirmeye çalışmaktadır. Halkın mülksüzleştirilmesi ve zorla yerinden edilme politikalarına bir an önce son verilmelidir.
* Şırnak’ı, Cizre’yi, Silopi’yi ve İdil’i yakıp yıkan AKP, bu yerleşim yerlerinin geleceğine de karar veremez. Bu doğrultuda Şırnak ve Cizre’nin geleceğine Cizreliler ve Şırnaklılar karar vermeliler.
* Merkezi/güvenlikçi kentsel dizaynın tek amacı Şırnak ve Cizre’nin sosyolojik yapısının değiştirilmesi, muhalif kimliğinin aşındırılması, askeri operasyonların daha efektif ve hızlı olarak gerçekleştirilmesidir. Bu oyunun farkındayız. Bu kirli plana son verilmelidir.
* Yüzyıllara yayılan süre zarfında oluşan sosyal yapıların tahrip edilmesi, kent kimliklerinin deforme edilmesi, kültürel yapıların yakılıp yıkılması tarihe ve insanlığa karşı bir sorumluluktur. Bu sorumsuz anlayıştan bir an önce vazgeçilmelidir.
* Hiçbir alt yapı çalışması yapılmadan salt siyasal karar doğrultusunda şehirleri yeniden organize etmenin toplumsal bir soruna dönüşebilme tehlikesi karşısında kent yerlilerinin öz iradesinin yansıdığı yerel yönetim modeli zaman kaybetmeden devreye sokulmalıdır.
* Hükümet art niyetli değilse Cizre ve Yüksekova’yı il merkezi yapmak isterken Şırnak ve Hakkari kent merkezini ilçe düzeyine indirmeyi gündeminden düşürmelidir.
* Cizre ve Yüksekova il olmalıdır. Çünkü, Cizre ve Yüksekova ilçeleri köklü tarihsel geçmişi ve bulundukları coğrafi konum ve nüfus itibari ile zaten il olmayı yıllardır hak ediyordu. Ancak bu kentleri askeri üsse dönüştürüp, kent kimliğini yok etmeyi amaçlayan güvenlikçi kaygılar ile değil, halkın talep ve beklentileri doğrultusunda idari statü değişikliğine gidilmelidir.”
(sy)