'Devrimciler olarak birleşik mücadeleyi örgütlemek şart'

09:07

Habibe Eren / JINHA

ANKARA - Devrimci ve demokrat güçler, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL'in yine devrimcilere dönük olduğunu belirterek, kaosun derinleşmeden önüne geçilmesi için 'birleşik cephede' mücadele çağrısında bulunuyor.

AKP'nin 1 yılı geride bıraktığı savaş konseptinin sonucu yüzlerce insan katledilirken binlerce kişi tutuklandı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da AKP iktidarı, yine muhalif kesimleri kıskacı altına aldı. OHAL'in ilan edilmesiyle beraber insan hakları askıya alınarak muhaliflere yönelik ciddi saldırılar gerçekleşmeye başladı. Derinleşen bu savaş karşısında 'barışı' ve 'çözüm sürecini' dile getiren siyasi parti ve kurumlar ise, 'demokrasi cephesi ' adı altında faşizme karşı birleşik cephe çağrısında bulunuyor.

'Kaos daha çok derinleşti'

Devrimci Parti Ankara İl Örgütü'nden Gül Nuhjin Dinler, 15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye topraklarında var olan kaosun iyice artırdığını ve dengeleri topyekûn altüst ettiğini belirterek, 7 Haziran seçimlerinin zaferiyle Kürdistan'da ardı arkası kesilmeyen katliamlara sebep olan devletin, halkları tamamen sindirmek için IŞİD faşizmiyle batı bölgelerinde de katliamlara sebep olduğunu hatırlattı.

'Halklar olarak birleşik mücadeleyi büyütmeliyiz'

"10 Ekim’i 300 gün geçen şu günlerde Hurşit Külter' i kaybetmeye çalışan zihniyet; IŞİD'e karşı savaşta insanlık onurunu korumak için canından olan Eylem Ataş nezdinde tüm şehitlerimizin cenazesini vermiyor ve biz mücadele etmeye çalışan halkların önüne set kuruyor" diyen Gül, şöyle devam etti:

"OHAL adıyla zaten var olan baskılara zulümlere daha fazlasını eklemeye çalışan Saray darbesine karşı halklar olarak birleşik mücadelemizi büyütmeliyiz. Sokak sokak birliği savunmak, mahallerde özgürlük konseylerini büyüterek halklara öz savunma gücünü hatırlatmak bizlerin görevidir. Tarihsel bir süreçten geçiyoruz. Her gün daha da artacak savaş koşullarına, yıllardır attığımız sloganı diz çökmeden örgütlemeliyiz. Faşizme karşı omuz omuza."

'OHAL fırsata çevriliyor'

EMEK Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan ise, 15 Temmuz’dan önce de hükümetin ekonomik, sosyal ve siyasal alanda uyguladığı politikalara karşı, halkların ve demokrasi güçlerinin ortak mücadele ihtiyaç tartışmalarının sürdüğünü dile getirdi. Son süreçte başarısız darbe girişiminin yarattığı havayı hükümetin arkasına aldığını söyleyen Selma, "Hükümet bir taraftan tüm muhalif kesimleri gözaltı, tutuklama, işten atma gibi uygulamalarla susturmaya, sindirmeye çalışırken, diğer taraftan da uzun süredir gündeminde olan iş güvencesinin kaldırılması, zorunlu bireysel emeklilik, kıdem tazminatlarının tasfiyesi gibi emekçi sınıfların kazanılmış haklarını gasp eden düzenlemeleri OHAL ortamını değerlendirerek, karar hükmünde kararname marifetiyle hızla yasalaştırmayı planlıyor" şeklinde konuştu.

'Birleşik mücadeleyi örgütlemek şart'

Siyasi partilere düşen görevin birleşik mücadele ihtiyacını örgütlemek olduğunu belirten Selma, "Erdoğan ve AKP hükümetinin baskı ve sömürü politikalarına karşı halk güçlerinin, demokrasi ve barış güçlerinin ortak talepler etrafında birleşik mücadeleyi örgütlemesi önemli bir ihtiyaçtır” dedi. EMEP olarak partilerinin bu sorumluluğunu dikkate aldığını söyleyen Selma, "Şunu söyleyebilirim ki yürütülen tartışmalar, geçmiş ortak mücadele birlikleri deneyimleriyle belli bir olgunluk aşamasına gelmektedir. Bu süreci ilerletmek ve artık örgütlemekle sorumluyuz" diye konuştu.

'Ortak mücadele hattının örülmesi gerekiyor'

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan AKA-DER Kızılay Şube Başkanı Betül Koca da, "Biz de bu dönemde tüm baskıların halklara, işçilere, emekçilere, yönelik olduğunu biliyoruz. Her türlü baskı, şiddet, kan, zulüm yine halklara olacak. Bu yüzden tüm kesimler olmak üzere, devrimcilerin amacı birlikte ortak mücadele hattını örmek" diye belirtti. Olabildiğince yerellerde platformlar oluşturarak halkın öz savunma biçimlerini oluşturması gerektiğini dile getiren Betül, "O yüzden biz de bu cephenin içindeyiz" dedi.

(sy)