Filiz Kerestecioğlu 'kimyasal hadım'ı Meclis'e taşıdı
13:40
JINHA
ANKARA - HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlardan Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi Hakkında” çıkarılan yönetmeliği meclis gündemine taşıdı. Filiz, "Adalet Bakanlığınız, genel olarak olarak erkek egemenliğinden kaynaklanan ve iktidar kurma saikiyle işlenen ve birçok zaman da cezasızlık veya indirimlerle malul olan cinsel saldırı suçlarının adeta bir hastalıkmış gibi ele alınarak kastrasyon yöntemleriyle çözüm getirmeye çalışmanın bu suçları meşrulaştırıcı ve üstünü örtücü etkileri olabileceğinin farkında mıdır?" diye sordu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlardan Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi Hakkında” çıkarılan yönetmeliğe ilişkin, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Filiz, önergenin gerekçesinde, "Cinsel saldırı eylemleri kişilerin hormon veya libido seviyelerine bağlı olmadığından, cinsel saldırı suçlularının zorunlu kastrasyona maruz bırakılmaları bu suçları engellemek için bir çözüm sunmamaktadır. Üstelik, cinsel suç işleyenlerin, cinsel disfonksiyon yaşamaları halinde kurbanlara farklı biçimlerde cinsel şiddet uygulayabildikleri bilinmektedir. Cinsel saldırıyı sadece cinsel birleşme olarak tanımlamak da hatalıdır. Tüm bunların yanında, çocuklara yo¨nelik cinsel saldırılarda cinsel motivli saldırıların daha fazla olduğu görülmektedir" dedi.
Cinsiyet eşitsizliği ve adalet vurgusu
Cinsel saldırıları önlemenin yolunun 'kimyasal hadım' olmadığını vurgulayan Filiz, "Cinsel saldırıların önlenmesinin yolu, hadım gibi popülist cezalar getirmek değil; Türkiye Psikiyatri Derneği’nin de belirttiği gibi, 'cinsel taciz ve istismara zemin hazırlayan toplumsal değerlere, cinsiyet eşitsizliğine müdahale edebilecek kapsamlı politikalar geliştirilmesi, cinsel suçlarla ilgili kamu duyarlılığının arttırılması, mağdurun adalet sistemine erişiminin kolaylaştırılması, başvuru, soruşturma ve yargılama aşamalarından yeniden travmatize edilmesini engelleyici, koruyucu tedbirlerin düzenlenmesi, ceza ve yaptırımların belirlenmesi ve uygulamasıyla ilgili, özellikle hafifletici etkenler ve salıverilmelerle tetiklenen, adaletin yerini bulmadığına ilişkin yaygın kanıya neden olan düzenlemelerin gözden geçirilmesi gibi birden çok boyut içeren bir strateji' oluşturmaktan geçmektedir" diye belirtti.
'Erkek egemenliğine dayalı toplumsal roller'
"Bireyin fiziksel ve psikolojik bütünlüğüne yönelik en ağır şiddet suçlarından biri olan cinsel saldırı suçuyla ilgili olarak kadınların, kadın örgütlerinin, feminist mücadelenin biriktirdiği deneyimler ve yapılan pek çok akademik çalışma, özellikle yetişkin kadınlara yönelik cinsel saldırıların cinsel bir eylem değil; cinselliğin sadece araç olarak kullanıldığı bir şiddet suçu olduğunu göstermektedir" diyen Filiz, devamında şunları kaydetti: "Cinsel saldırı suçunda, 'mağdura yönelik öfke, erkeklik güçlerini ve üstünlüğünü gösterme, erkekliğini ispatlama, hükmetme ve saldırganlık' gibi duygu ve eylemlerin belirleyici olduğu; Türkiye’de yapılan 'Cinsel Saldırı Olgularının Suç Motivasyonuna Göre Sınıflandırılması' başlıklı araştırmada da Türkiye özelinde ortaya konmuştur. Söz konusu duygular ve eylemler, kadınlara ve erkeklere yüklenen, esas olarak erkek egemenliğine dayalı toplumsal rollerin yarattığı eşitsizlikten kaynaklanmaktadır."
Filiz, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a şu soruları yöneltti:
"* Bakanlığınız, genel olarak olarak erkek egemenliğinden kaynaklanan ve iktidar kurma saikiyle işlenen ve birçok zaman da cezasızlık veya indirimlerle malul olan cinsel saldırı suçlarının adeta bir hastalıkmış gibi ele alınarak kastrasyon yöntemleriyle çözüm getirmeye çalışmanın bu suçları meşrulaştırıcı ve üstünü örtücü etkileri olabileceğinin farkında mıdır?
* Özellikle kadınlar, cinsel şiddet de dahil olmak üzere her türlü şiddetle mücadele için İstanbul Sözleşmesinin etkin olarak uygulanmasını beklerken Bakanlığınızın bu konuda geliştirdiği stratejik hedefler nelerdir?
* Zorunlu kastrasyon gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AI·HS) ve Anayasa ile koruma altına alınmıs¸ kis¸i dokunulmazlıgˆı ve yaşama hakkı başta olmak üzere temel haklarla, işkence yasağı gibi yasakları ihlal eden bu ağır cezanın bir yönetmelikle düzenlenmesi konu ve usul unsurları açısından Anayasanın 124. maddesine aykırı değil midir?
* Biyotıp Sözleşmesi hükümlerini ihlal eden zorunlu kimyasal ve cerrahi kastrasyonun yaratacağı ciddi insan hakları ihlalleri ve sorunlarla ilgili Bakanlığınızın görüşü nedir?
* Kastrasyonun cinsel suçların yinelemesini engellemekteki etkisinin zayıf olduğu pekçok araştırma tarafından ortaya konmuştur. Bakanlığınız bu araştırmaları incelemiş ve dikkate almış mıdır?
* Bakanlığınız, “Başta Cinsel İstismar Olmak Üzere Çocuklara Yönelik Her Türlü İstismar Olaylarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu”nun çalışma alanındaki bu konuyla ilgili mevcut yönetmeliği hazırlarken, neden Komisyonda bir değerlendirme yapmamış, karşılıklı görüş alışverişinde bulunulmamıştır?
* Bakanlığınız yönetmeliği hazırlarken, Türkiye Psikiyatri Derneği, Adli Tıp Uzmanları Derneği, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER)’nin kastrasyon konusunda karşı görüşlerini veya kastrasyonun belirli hallerle sınırlı tutulması ve kişinin inisiyatifine bırakılması konusundaki uyarılarını neden dikkate almamıştır?
* Cinsel suçların yinelenmesinin önlenmesi için ceza infaz kurumlarında ve denetimli serbestlik bürolarında çalışan uzmanlaşmış nitelikli psikolog, sosyal hizmet uzmanı ve sağlık çalışanı sayısının artırılması, rehabilitasyon ünitelerinin alt yapı ve personel bakımından yeterli duruma getirilmesi yönünde Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır?
* Bakanlığınız, cinsel suçların gerçekten önlenmesine hizmet edecek cinsel suçlarla ilgili kamu duyarlılığının arttırılması, mağdurun adalet sistemine erişiminin kolaylaştırılması, başvuru, soruşturma ve yargılama aşamalarından yeniden travmatize edilmesini engelleyici, koruyucu tedbirlerin düzenlenmesi, ceza ve yaptırımların belirlenmesi ve uygulamasıyla ilgili, özellikle hafifletici etkenler ve salıverilmelerle tetiklenen, adaletin yerini bulmadığına ilişkin yaygın kanıya neden olan düzenlemelerin gözden geçirilmesi gibi çalışmalar yürütmekte midir?"
(sy)