Figen Yüksekdağ: Başka darbelere karşı demokratik güvence gerek
10:26
JINHA
İSTANBUL- HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Hayatın Sesi televizyonunda katıldığı programda, askeri darbeye karşı sokağa çıkan kesime dikkat çekti. Herkese demokratik bir güvence sağlanmazsa bu kesimlerin başka bir darbe gücü olarak gelişebileceğine işaret eden Figen, “Bu sokağa çıkan kesimlerin bir iç savaşın gücü olmayacağının hiçbir garantisi yoktur” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Hayatın Sesi televizyonunda yayınlanan Ne Yapmalı Nasıl Yapmalı programının canlı yayın konuğu oldu. Gazeteci Arif Koşar'ın hazırlayıp sunduğu programda askeri darbe girişimi, OHAL ilanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP, CHP ve MHP liderlerini Saray'ına davet etmesi konuşuldu.
“Kürt sorununu siyasetle değil de savaşla çözmeye çalışan egemen akıl darbe zeminini yaratmıştır, darbe tehlikesinin ortadan kalkması için de acil demokrasi sorunu çözülmelidir. İster cemaat, ister Ergenekon ister AKP, tek dertleri var, devletin zor mekanizmasını ele geçirmek” diyen Figen Yüksekdağ’ın programdaki konuşmasından satır başları şöyle:
‘Meclis’i bypass ettiler’
“Darbeye karşı 4 partinin imzaladığı metni onaylamakta hiçbir tereddüdümüz olmadı. Diğer siyasi partilerle nasıl çelişkiler yaşarsak yaşayalım darbeye karşı tavrımız nettir. Meclis’in felç edilmiş olduğu koşullarda dahi biz o Meclis’teki temsiliyeti savunuruz, bizim atılmak istendiğimiz Meclis’i dahi savunuruz. Erdoğan Meclis içindeki bir siyasi partiyi iterek kutuplaştırmayı artırıyor. Bu kutuplaştırmanın esasını demokrasi ve otoriter siyaset arasındaki kutuplaşma olarak görüyorum. Ya demokratik bir çözüm gelişecekti ya da otoriterlik geliştirilecekti.
Cumhurbaşkanı’na çağrı yaptık, darbe tehdidine karşı diyalog geliştirmeli diye. Mesele Saray’a gidip gitmemek değildir. Diyaloğun adresi Meclis’tir. Siyaset kurumu darbe koşullarını yaratan Saray’a gitmiştir. Meclis’i bypass ettiler, şimdi liderlerini Saray’da toplayarak gönüllerini almaya çalışıyor.”
‘Sokağa çıkanlarda başka darbe yapacak gruplar gördük’
AKP katılacağını ifade ettiği için CHP'nin darbeye karşı mitingine katılmadıklarını hatırlatan Figen, “Ancak CHP'nin mitingini olumlu buluyoruz. Herkesin sokakta özgürlük alanlarını savunması çok önemlidir” dedi. “Askeri darbeye karşı sokağa çıkan, darbe içerisinde başka bir darbe yapabilecek gruplar olduğunu gördük” diyen Figen, herkese demokratik bir güvence sağlanmazsa bu kesimlerin başka bir darbe gücü olarak gelişebileceğini vurguladı. Figen, şöyle devam etti:
“Bu sokağa çıkan kesimlerin bir iç savaşın gücü olmayacağının hiçbir garantisi yoktur. Ancak sokağa çıkanların tamamını IŞİD’ci olarak tanımlamak yanlıştır. Halkı sokağa çağırıyorsunuz ama halkın yönetimde bulunmasını istemiyorsunuz. Darbe zemininin ortadan kaldırılması için yetkilerin halka dağıtılması gerekiyor. Devlet mekanizması sanki az tekeldeymiş gibi daha çok tekleştirelim diyorlar. Ama olması gereken daha fazla halka yaymaktır. Devlet mekanizmasını enişteler, kayınçolar yönetiyor. Tek devlet diye diye devlet mekanizmasını çökerttiler.
"Kime yapılırsa yapılsın işkenceye karşıyız"
Kime yapılırsa yapılsın işkenceye karşı olduklarını vurgulayan Figen, “Askerlere, generallere yapılan işkence ile hesaplaşmazsanız işkenceyi olağanlaştırmaya çalışıyorsunuz demektir. Hükümetin yapması gereken tek açıklama ‘Evet işkence oldu ama önleyeceğiz’ olmalıydı. İşkenceye kime, ne için olursa olsun karşıyız. İnsan haklarını gözetmeyen darbe karşıtlığının samimiyeti yoktur. Darbe içerisinde olsun olmasın, binlerce insan gözaltına alındı, görevden alındı. Büyük bir nefret ortamı oluşturuluyor. İdam tartışması yapmak artık son sınırı gelmiş olduğumuzu gösteriyor. Böyle bir tartışma yapılıyorsa, siyasi iktidar yaşadıklarından hiç ders çıkaramamış demektir. İdamı geri getirme tartışmaları bir güçsüzlük ilanıdır. Sorunu ancak öldürerek çözebileceklerini düşünüyorlar” diye konuştu.
‘Ordu, polis siyasetin merkezi olamaz’
Figen, OHAL’e polisin siyasallaşmasına ilişkin ise şunları kaydetti: “Bizim için önemli olan Gülen’in Türkiye’ye getirilip getirilmemesi değil, Gülen gibi darbecilerin türeyebileceği koşulların ortadan kaldırılmasıdır. OHAL ile her yetkinin güvencesi sağlanmış durumda. Bugün yapmıyor olabilir ama yarın yapabilir. OHAL yetkilerini tam olarak kullanmadıkları için bizim ‘Teşekkürler ne iyisiniz’ dememizi mi bekliyorlar? Orduyu sivil siyasete bağlarken polis kurumunu siyasallaştırıyorlar. Ordu da polis de asla siyasetin bir merkezi olarak tanımlanamaz, kullanılamaz.”
‘Bizim işimiz bundan sonra başlıyor’
HDP’nin iktidarında darbeye karşı darbe kurumları ile karar alınmayacağını belirten Figen, “Her şeyden önce MGK’yı, YÖK’ü lağveder demokratik halk iradesini açığa çıkarırdı. Bu koşullar yaratılırsa darbe zemini zaten var olamaz. Darbeye karşı en etkili çözüm halkın siyasetin merkezinde olmasıdır. Ama AKP diyor ki ‘Halk sokakta olsun, sadece beni korusun.’ Demokrasi için birlik amacından, hedefinden hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Darbeden önce güçlü bir blok oluşturabilseydik darbe girişimine karşı demokrasiyi daha güçlü savunabilirdik. Bizim işimiz bundan sonra başlıyor” diye konuştu.
Figen, önümüzdeki süreçte darbeye ve diktaya karşı sokaklarda bulunacaklarını bildirerek, “İstanbul’da yaptığımız miting yapacağımız mitingler dizisinin bir parçasıydı. Siyasetin dışına itilmeye çalışılan bütün halklarımızı mitinglerde omuz omuza vermeye davet ediyoruz” çağrısında bulundu.
(sy)