HDP’li vekiller: OHAL, darbeden farksız bir karar
12:24
JINHA
ANKARA - Darbe girişiminin ardından dün gece Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan ve bugün meclise sunulan Bakanlar Kurulu’nun OHAL kararını değerlendiren Meclis Anayasa Komisyonu üyesi HDP’li Meral Danış Beştaş, bu durumun aslında fiilen başkanlık sistemine geçilebileceği anlamına geldiğini belirtti. Meral, Türkiye’nin sivil bir darbeyle karşı karşıya olduğunu vurgularken, Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi HDP’li Burcu Çelik Özkan da, OHAL kararının darbeden farksız bir karar olduğunun altını çizdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, dün gece açıklanan ve bugün resmi gazetede yayımlandıktan sonra Meclise sunulan olağanüstü hal (OHAL) kararını değerlendirdi. Meclis Anayasa Komisyonu üyesi HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye halklarına müjde gibi verilen, daha önce Cumhurbaşkanı tarafından ‘Size bir müjdem var’ diye açıklanan bu OHAL kararının trajikomik bir durum olduğunu belirtti. Dünyanın hiçbir yerinde olağanüstü hal ilanının bu şekilde kutlamalarla, alanlarda ‘demokrasi nöbeti’ adı altında karşılanmadığını söyleyen Meral, “Bu iktidar partisi tarafından planlanan bir karar. Olağanüstü hal kararı ile, Türkiye vatandaşlarının yaşam alanlarını, seyahat özgürlüklerini, basın yayın özgürlüğünü, örgütlenme özgürlüğünü yasaklayabilecek bir kanundan bahsediyoruz. Hiçbir iktidar, bir olumsuz kararı böyle sunmaz. Bu durum AKP’nin siyaset yapma tarzıyla ilgili bir mesele” dedi.
“Olağanüstü hal Türkiye’nin alışık olmadığı, tanımadığı bir sistem değil” diyen Meral, Kürdistan’da yıllarca uygulanan OHAL’e dikkat çekti. Kürdistan’da 46 kez uzatılan ve milyonlarca insanın etkilendiği bir OHAL tarihi olduğunu hatırlatan Meral, “Kadın çocukların, gençlerin, bir kuşağın OHAL’de doğup büyüdüğü Kürtler ve Kürdistan toprakları bu sistemi çok iyi tanıyor. OHAL dönemlerinde doğrudan köy boşaltmaları, yargısız infazlar, Devlet Güvenlik Mahkemeleri, kadınların yaşadıkları cinsel ve toplumsal şiddet yaşandı” diye belirtti.
‘Fiilen başkanlık sistemine geçecek’
Uzun yıllar OHAL’i yaşamış biri olarak, OHAL’in demokrasiyle bağdaşır bir sistem olmadığının altını çizen Meral, şunları söyledi: “Çünkü hak ve özgürlüklerin askıya alındığı bir sistemi ifade ediyor. Şu anda Türkiye’deki bütün valiler süper yetkilerle donatılacak. Valilik kararları parlamento dışında bu yetkileri kullanabilecek. Parlamento devredışı bırakılıyor. OHAL’in aslında hukuken ve siyaseten görüntüsünden biri Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nun kanun hükmünde kararnameyle ülkenin yönetilebilmesidir. Parlamentoya sunmadan birçok konuda, temel meselelerde kanun hükmünde kararnameyle bu yasama organı yerine karar alınabilecek.
Darbe girişimi sonrası hükümet ‘Biz darbeyi bastırdık, kamu düzenini sağladık’ dedi. Fakat OHAL ilanı ne anlama geliyor bu durumda? Kamu düzeni tesis edildiyse, olağanüstü hal ilanı ve Cumhurbaşkanının bu konuda Bakanlar Kuruluna başkanlık yapıyor olması, aslında fiilen başkanlık sistemine geçecek anlamına geliyor” diye konuştu. Meral, şöyle devam etti:
‘Türkiye, sivil bir darbeyle karşı karşıya’
“Şu anda darbe olsaydı ne olurdu? OHAL ilanı bunlardan biriydi. Şu anda darbe olmuş gibi. Türkiye karşı bir darbe, sivil bir darbeyle karşı karşıya. Biz HDP olarak bunu kabul edemeyiz. Darbe tehlikelerini kaldırmanın yolu OHAL ilanı değil, demokrasiye geçiştir. Anayasal bir sisteme geçiştir.”
‘Kadınlar, erkek egemen sistemin korkunç yüzüyle muhatap oldu’
Savaşların, çatışmaların, OHAL’lerin en büyük mağdurlarından birinin kadınlar olduğunu hatırlatan Meral, geçmiş darbe dönemlerinde en çok kadınların mağdur edildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Kadınlar gözaltında cinsel işkenceler, sokak ortasında infazlar, cinsiyetçi uygulamalar gibi her alanda erkek egemen sistemin en korkunç yüzüyle muhatap oldular. Bir darbenin olumsuz sonuçlarını AKP’den öğrenecek bir kitle ve parti değiliz. OHAL’i yaşamış, bilen ve karşı olan kadınlar olarak, kadın özgürlüğünü esas alan bir parti olarak bu durumun en büyük hedefinin kadınlar olduğunu JINHA aracılığıyla bir kez daha söylemeliyiz.”
Meral, en güçlü, en gür sesi de kadınların vermesi gerektiğini belirtti.
‘Yaklaşık 1 yıldır OHAL süreci yaşanıyor’
Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan, 7 Haziran’dan bu yana bir sivil darbenin olduğunu ve özellikle Kürt illerinde yaklaşık 10 aydır OHAL’den farklı olmayan bir durumla karşı karşıya olunduğunu kaydetti. “Halihazırda devam eden Nusaybin ve Şırnak ablukalarını ele alırsak, zaten ülkenin belli bir bölümünde 1 yıla yakın bir süredir böyle bir süreç yaşanıyor” diyen Burcu, tüm ülkede ilan edilecek OHAL’e ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
‘OHAL darbeden farksız bir karar’
“OHAL kararı üç aylık bir sürede temel hak ve özgürlüklere dokunulmayacağı gibi bir açıklamayla duyuruldu. Ancak tüm yetkilerin valilere verildiği bir döneme geçeceksek bunun nasıl kontrol edilebileceği, gözaltı sürelerinin nasıl uzatılacağı, cezaevlerinde nasıl uygulanacağını merak ediyoruz. Halihazırda kısmen Kürt illerinde böyleydi. OHAL kararı temel hak ve özgürlüklere, insan haklarına, doğal yaşama mutlaka olumsuz yönde etki edecektir. İldeki bir vali, kaymakam gibi mülki amirin üst düzey bir yetkiyle barındırılmış olmasının halk üzerindeki etkisi adına tedirginiz. Bu bakımdan bu kararın darbeden farksız bir karar olduğunu, bu anlamda ülkenin geleceği açısından endişeliyiz.”
Keyfi gözaltılar ve gözaltı süreleri
OHAL durumunda yaşanacak gözaltılara ve işkencelere de değinen Burcu, “Hurşit Kütler’in halen akıbeti bilinmiyor. OHAL kararıyla birlikte mülki amirinin keyfi gözaltısı, gözaltı sürelerinin keyfi olarak uzaması, gözaltında işkencelerin yaşanma ihtimali çok yüksek. İktidara muhalif olan kesimler bundan çok olumsuz yönde etkilenebilir. Yerellere indirgenen bir karar, her mülki amirin keyfi istediğine, kendi siyasi görüşüne göre şekillenebilir, uygulanabilir” dedi.
‘Meclis bypass ediliyor’
Meclis Adalet Komisyonu üyesi HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan ise, “Meclis bypass ediliyor. Ülke, Bakanlar Kurulu’nun çıkaracağı kararnamelerle yönetilecek. Kanun hükmünde kararnameler çok tehlikeli. Çünkü yargı denetimi de yok” dedi.
(de/sy)