AKP’nin son bir yıldaki siyasi darbesi
09:12
JINHA
ANKARA - Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan ve AKP hükümeti, askeri 'darbeyi önleme' adı altında, 1980 askeri faşist darbesini aratmayan yasaklar, baskılar, tasfiyeler, işkenceler ve ölümler yaşatıyor. 7 Haziran’dan 1 Kasım’a, Suruç’tan 10 Ekim’e, Kürdistan’daki sokağa çıkma yasaklarından DBP’li belediyelere baskılara kadar AKP, bu süreçle de birlikte kendi siyasi darbesini artırarak devam ettiriyor.
Türkiye tarihi darbeler tarihi olarak biliniyor. Yaşanan bütün darbeler demokrasi getirmek iddiasıyla yapıldı ancak her darbe işkence, baskı, yasak ve ölüm getirdi. Son olarak 15 Temmuz'da askeri 'darbe girişimi' yaşansa da, demokrasiye sahip çıkarak engellediğini iddia eden AKP hükümeti de adeta sivil darbe yapıyor.
12 Eylül faşist askeri darbesi
12 Eylül 1980 faşist darbesinin etkileri yaklaşık dokuz yıl sürdü. Darbenin ardından partiler lağvedildi, parti liderleri önce askeri üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı. 650 bin kişi gözaltına alındı, ağır işkencelerden geçirildi. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. Haklarında idam cezası verilenlerden 50 devrimci asıldı. 338 bin kişiye pasaport verilmedi. 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis istendi.
36 yıl sonra askeri darbe girişimi
12 Eylül’ün üstünden 36 yıl geçti. 36 yıllık süreçte çeşitli muhtıralar yayınlandı, anti-demokratik birçok uygulama yaşandı. AKP'nin ‘yönetememe’ krizinin derinleşmesi ve devletin içindeki çeşitli grupların yönetimi ele geçirmek istemeleri sonucunda 36 yılın ardından tekrar askeri bir 'darbe girişimi' yaşandı.
15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde kendisini 'Yurtta Sulh Konseyi' olarak tanımlayan ve Fetullah Gülen ile ilişkili olduğu iddia edilen bir grup asker tarafından gerçekleştirilen 'askeri darbe girişimi' oldu. 16 Temmuz sabahı, 'darbe girişimi' bastırıldığı söylendi ve askerler silahları ile birlikte teslim oldu. Olaylar sonucunda 104'ü darbe yanlısı asker olmak üzere 300'den fazla kişi hayatını kaybetti, Bin 491 kişi yaralandı, farklı rütbelerden 2 bin 839 asker gözaltına alındı. Yargı ve sivil siyaset mensupları dahil olmak üzere toplam gözaltı sayısı 8 bini buldu. Bunun yanı sıra askeri, idari ve adli kurumlarda birçok kişi görevden alındı.
1980 darbesinin yasakları uygulanıyor
Darbe teşebbüsünden sonra Türkiye'nin çeşitli noktalarında bu girişime ortak olduğu düşünülen 2 bin 745 adli ve idari hakim hakkında gözaltı kararı alındı, 5 HSYK üyesinin üyeliği düşürüldü, 10 Danıştay üyesi gözaltına alındı, 2 Anayasa Mahkemesi üyesi hakkında gözaltı kararı verildi. bunun yanında çeşitli rütbelerden 2 bin 839 subay ve asker gözaltına alındı. Ayrıca 7 bin 899 emniyet personeli, 614 jandarma, 30 vali ve 47 kaymakam görevden alındı. Darbe girişiminin ardından yapılan operasyonlarda 34 gazetecinin basın kartı iptal edildi. MEB'te 15 bin kişi açığa alındı, 21 bin öğretmenin lisansı iptal edildi.
Darbeden sonra tüm kamu kurumu çalışanlarının yurt dışına çıkışı yasaklandı. Memurların yıllık izinleri iptal edildi. Sağlık Bakanlığı ciddi rahatsızlığı olmayan kimseye rapor verilmemesi için genelge yayınladı. Adalet Bakanlığı'nın talimatıyla hapishanelerde bulunan siyasi tutsaklara görüş, telefon, avukat ve mektup yasağı getirildi. Ayrıca tahliye olanların ikinci bir emre kadar tahliye olmaları yasaklandı. 'Darbe girişimi'nden sonra 7 haber sitesi kapatıldı. Yeşil ve gri pasaport sahiplerinin yurt dışına çıkışları yasaklandı. Başbakanlıkta çalışan personelin kimliklerine el konuldu.
'AKP'nin IŞİD zihniyetli çeteleri devrede'
AKP hükümetinin çağrısıyla dışarı çıkan ve aralarında IŞİD zihniyetinin de yer aldığı güruh kadınlara, Alevilere, solculara ve Suriyelilere yönelik saldırılar gerçekleştirdi. AKP'nin çağrısı dışında demokratik taleplerini dile getirmek için sokağa çıkanlara faşistler ve polisler saldırdı. Hopa'da “Ne Saray ne darbe gerçek demokrasi istiyoruz” diyen 8 genç, 'darbeye destek vermek' iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandı.
AKP'nin siyasi darbesi 7 Haziran'dan sonra başladı
Yaşanan bu tasfiye ve saldırı süreci hala devam ediyor. AKP ise, yaşanan 'darbe girişimini' bahane ederek kendine muhalif olan tüm kesimleri baskıyla, zorla, işkenceyle susturmaya ve sindirmeye çalışacağının sinyallerini veriyor. Ancak AKP, siyasi darbeye evrilen bu süreci esas olarak 7 Haziran seçimlerinden sonra başlatmıştı.
7 Haziran seçimlerinde büyük bir yenilgi alan AKP, bunu hazmedemeyerek savaşı ve ülkeyi kaosa iten kontra planlarını devreye soktu. Seçim sonuçlarından çıkan koalisyon gerçeğini tanımadı ve 1 Kasım'da yeniden seçim kararı aldı. Yeniden yapılacak seçimi kazanmak içinde milliyetçi oyları almaya yönelen AKP, çözüm sürecini bitirdi ve savaşı tekrardan başlattı.
7 Haziran, Suruç, 10 Ekim ve 1 Kasım
20 Temmuz'da Kobanê'yi yeniden inşa etmeye gitmek için Suruç'ta bir araya gelen SGDF'li gençlere AKP'nin desteklediği IŞİD tarafından bombalı saldırı düzenlendi ve 33 kişi hayatını kaybetti. Suruç katliamıyla başlayan savaş, Kürdistan’da sokağa çıkma yasakları, işkenceler, kayıplar, tutuklamalar ve yakıp yıkmalarla devam etti. 10 Ekim 2015'de 'Barış, Emek ve Demokrasi' talebinde bulunan emek ve demokrasi güçlerinin mitingine yine IŞİD tarafından devlet destekli bombalı saldırı yapıldı. Bu saldırıda 102 kişi hayatını kaybetti, 500 yakın kişi yaralandı. 1 Kasım'daki seçimi baskı ve kanla kazanan AKP hükümeti, Kürdistan'daki savaşı daha da tırmandırarak Kürt halkına yönelik soykırım yapmaya çalıştı.
Kürdistan’da binlerce insan katledildi
Kürdistan’da binlerce kişinin evleri yıkıldı, yakıldı ve talan edildi. İnsanlar göçe zorlandı. Birçok kişi vahşice katledildi, işkencelerden geçirildi ve 90'lı yıllarda ki gibi kaybedildi. Kürdistan’daki il ve ilçelerdeki sokağa çıkma yasaklarında binlerce insan katledildi. Yalnızca edilen abluka ve sokağa çıkma yasaklarında Cizre, Silopi, Sur, İdil, Nusaybin ve Yüksekova’da bine yakın insan katledildi.
Özyönetimlere darbe!
Kürt halkının demokratik siyasetteki iradesi, yalnızca 7 Haziran ve 1 Kasım’da darbeye uğramadı. Özellikle özyönetim ilan edilen birçok bölgede siyasetçiler baskı, gözaltı ve tutuklamalara maruz bırakıldı. Savaş konseptiyle birlikte DBP’li 106 belediyeden 25 belediye eş başkanı tutuklandı, 22 belediye eş başkanı görevinden uzaklaştırıldı, onlarca belediye çalışanı ve yöneticisi de çeşitli gerekçelerle tutuklandı. 15 Temmuz’dan günler öncesine kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP yetkililer DBP’li belediyelere kayyım atanacağını bildiriyordu.
1 yıllık kanlı ve faşist süreç 15 Temmuz 'darbe girişimi'ne kadar devam etti. AKP hükümeti bu 'askeri darbe girişimi’ne, 7 Haziran'da başlattığı siyasi darbe yöntemlerine artırarak devam ediyor.
(mc/sy)