Kadın tutsaklara kitap yasağı Meclis’e taşındı
12:25
JINHA
ANKARA - HDP Milletvekili Gülser Yıldırım, Bakırköy Kadın Cezaevi'nde tutsakların kitap taleplerine sınırlama ve yasaklama getirilmesini meclis gündemine taşıdı. Gülser, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a, ulusal mevzuatta kitap sınırlamasına ilişkin bir hüküm bulunmadığını ve bu durumun bir yasal dayanağı bulunmadığını hatırlattı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, Bakırköy Kadın Cezaevi'nde tutsakların kitap taleplerine sınırlama ve yasaklama getirilmesini meclis gündemine taşıdı. Bu hak ihlalini Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a soran Gülser, konuya ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“’Bakırköy Hapishanesi Özgür Kadın Tutsaklar’ imzasıyla gönderilen mektupta, Bakırköy Kadın Cezaevi İdaresi tarafından 15 kitap sınırı getirildiği, kişi başı 15’in üzerinde olan kitaplara yönetim tarafından el konulacağı ve Haziran ayından bu yana dışarıdan getirilen kitapların yasaklandığı belirtilmiştir.”
‘Mevzuatta kitap sınırlaması bulunmuyor’
Ulusal mevzuatta kitap sınırlamasına ilişkin bir hüküm bulunmadığını hatırlatan Gülser, “Hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı bu uygulamanın yasal, anayasal bir dayanağı bulunmadığı gibi bu konuya dair çıkarılmış herhangi bir tüzük, genelge gibi mevzuat bulunmamaktadır.
Cezaevlerinde kitap okunmasına sınırlama getirilmesiyle dışarıdan kitap getirmenin yasaklanması insan hakları ve evrensel hukuk ilkeleriyle bağdaşmayacağı gibi yasakların keyfi olarak uygulanması ifade özgürlüğü, basın hürriyeti ve hukuk güvenliğinin açıkça tehdit edilmesidir” diye belirtti.
‘İşkence uygulamasıdır’
Meşru hiçbir yanı olmayan bu uygulamanın tutsaklara yönelik sistematik baskı ve tecrit politikasının bir parçası olmaktan başka bir anlam taşımayacağını vurgulayan Gülser, Zira Temmuz 2015 itibariyle Türkiye’deki genel siyasi gerilime paralel olarak Türkiye cezaevlerinde de siyasi tutsaklar başta olmak üzere mahpuslar üzerinde ağır insan hakları ihlali, kötü muamele ve işkence uygulamaları kamuoyu tarafından endişeyle izlenmektedir” dedi.
Kitapların yasaklanmasının 12 Eylül askeri darbe dönemini aratmayan bir şekilde tehlike olarak görüldüğünü söyleyen Gülser, “Tutsakların haklarına yönelik tehdidin ulaşmış olduğu boyutu açıkça gözler önüne sermiştir. Söz konusu uygulamalar cezaevlerinde giderek yaygınlaşan ve yaşanamaz boyuta ulaşan hukuksuzlukların ispatı niteliğindedir” diye belirtti.
Gülser, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a şu soruları yöneltti:
“* Bakırköy Kadın Cezaevinde tutsakların ekmek kadar su kadar hatta ondan öte yaşam demek olabilen kitap taleplerine sınırlama ve yasaklama getirilmesinin yasal dayanağı ve gerekçesi nedir?
* Bakırköy Kadın Cezaevi’nde tutsaklara bildirilen kısıtlama ve yasak hususunda Bakanlığınızın yazılı veya sözlü talimatı olmuş mudur?
* Bakanlığınızca, getirilen sınırlama ve yasak hususunda yazılı veya sözlü talimat olmamış ise bu uygulamanın tamamen cezaevi idaresinin takdir yetkisini kötüye kullanmasından kaynaklı keyfi bir uygulama olduğunu düşünüyor musunuz? İlgili uygulama konusunda sorumluluğu bulunan görevli ve yetkili kişiler hakkında gerekli yasal işlem başlatılacak mıdır?
* Tutsakların mahkemelerde yapacakları savunmalar için okumaları gereken kitaplara el konulması bilgiye ulaşım hakkının engellenmesi dışında, aynı zamanda savunma ve adil yargılama hakkının ihlali değil midir?
* Ceza İnfaz Tüzüğü’nün 43/1-j maddesinde hapishanelerdeki eğitim kurullarının görevleri arasında “Kitap okumayı özendirici çalışmalar yapmak” bulunmaktadır. Bir yandan tutuklu ve hükümlüleri okumaya özendirirken, kitap okuyanlara kısıtlama büyük bir çelişki ve çifte standart değil midir?
* 2002 yılından bu yana Türkiye genelinde hangi cezaevlerinde ne kadar süreyle kitap, dergi, gazete vb. taleplere yasaklanma ve kısıtlama uygulanmıştır?
* Cezaevi’nde kitapların zorla alınmak istenmesi tutsakların tepkisine ve istenmeyen olumsuz sonuçlara yol açması muhtemeldir. Bakanlığınızca ilgili uygulamanın kaldırılmasına yönelik bir girişimi olacak mıdır?”
(sy)