Sema Pekdaş: Kayyum fikriyle topyekûn mücadele edilmeli
09:00
JINHA
MÊRDÎN - Kürdistan'da sokağa çıkma yasakları adı altında süren katliam ve imha politikalarının arından DBP'li belediyelere dönük saldırılara ve kayyum atamalarına ilişkin değerlendirmede bulunan İzmir Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, belediyelere kayyum atanması ile ilgili öncelikle kayyumun reddedilmesi gerektiğinin altını çizdi. Sema, kayyum fikrine alıştırma politikasına karşı topyekûn mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.
Kürdistan'da yaşanan savaş sürecinin ardından Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların "DBP'li Belediyelere kayyum atayacağız" söylemleri hız kesmeden devam ediyor. Kayyum atamaları hakkında JINHA'ya değerlendirmede bulunan İzmir Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, "Kayyum gelirse ne yaparız?" demek yerine öncelikle "kayyum" fikri ile mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Belediyelerin halka ait olduğunu ve kayyum atanmasının aslında halka kayyum atanması anlamına geldiğini dile getiren Sema, kimsenin halkı cezalandırmaya hakkının olmadığını belirtti. Kayyum fikriyle el birliği ile mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Sema, "Ülkenin hukuk devleti olması için, demokrasi, özgürlük ve adalet için çalışmamız gerekiyor" diye belirtti.
'Muhalif sesi bastırma operasyonları söz konusudur'
Ülkede ağır bir atmosferin hakim olduğunu söyleyen Sema, 7 Haziran ile başlayan sürecin normal olmadığını, aksine her şeyin o süreçle başlamasının manidar olduğunu belirtti. AKP hükümetinin 7 Haziran seçimleriyle birlikte 'tek başına iktidar' olamamasından kaynaklı ülkede ters yüz bir politika yürüttüğünü söyleyen Sema, yaşanan savaşın Kürdistan'da çok ağır yaşandığını, ancak ülkenin her tarafında muhalif sesi bastırma ve sindirme operasyonlarının söz konusu olduğunu söyledi.
Barış bildirisine imza atan akademisyenlerin ve destek amaçlı geçici genel yayın yönetmenliğini üstlenenlerin tutuklandığının altını çizen Sema, "Toplantı hakkı ortadan kaldırılıyor. Basını, tek sesin borazanı haline getirmeye çalışıyorlar. Twet atanların peşine düşülüyor, sosyal medya da görüşünü açıklayan insanlar bir sabah apar topar evlerinden alınıyor" şeklinde konuştu.
'Belediyeler halka aittir'
Belediyelere kayyum atanması ile ilgili öncelikle kayyumun reddedilmesi gerektiğinin altını çizen Sema, bu fikire alıştırma politikasına karşı topyekûn mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Belediyelerin halka ait olduğunun altını çizen Sema, belediye başkanının seçilmiş bir kamu görevlisi olduğunu ve kamu görevlilerin görevlerini yanlış yaptığı anda adil yargılanmada suçun cezasının uygulanması gerektiğini kaydetti. Sema, "Yargılanmadan kimseye, 'suç işledin' diyemezsiniz. Belediyelere kayyum atanması demek, halka kayyum ataması demektir. Halkı cezalandırmak demektir. Hiç kimse bir halkı cezalandıramaz. Kayyum atamak kimsenin haddi değildir" dedi.
'Bu tehlikeli gidişe hepimizin 'dur' demesi lazım'
"Dokunulmazlıklara ilişkin getirilen yasa, anayasaya aykırıdır" diyerek dokunulmazlıkların kaldırılmasını eleştiren Sema, amacın dokunulmazlıklar olmadığını, Cumhurbaşkanın 'başkan' olma meselesi olduğunu söyledi. Ülkenin kan gölüne çevrildiğini ve insanların kutuplaştırıldığını kaydeden Sema, referandumla bu havanın ağırlaştırılmasına neden olmamak gerektiğine dikkat çekti.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla tüm halka bir mesaj verildiğinin altını çizen Sema, "Cumhurbaşkanı bugün, bütün ülkenin hâkimi ben olayım diyor. Böyle bir şey mümkün değildir. O yüzden en yakınlarını bile yok ediyor. Dolayısıyla bu tehlikeli gidişe hepimizin 'dur' demesi lazım. Ülkenin hukuk devleti olması, demokrasi, özgürlük ve adalet için çalışmamız gerekiyor" diye belirtti.
'Barışın sesini çoğaltmalıyız'
"Sizin bir yeriniz kanıyorsa o acıyı bütün vücudunuzda duyarsınız" diyerek Kürdistan'da yaşananların tüm Türkiye'yi etkilediğini belirten Sema, ülkede yaşananları korku, panik ve tedirgin olarak her alanda yaşadıklarını kaydetti. Türkiye'de bütün turistlik bağlantıların iptal edildiğine vurgu yapan Sema, gerçekleşen olayın ciddi bir ekonomi kaybına yol açtığını aktardı. Sema, "Biz bir çalışıyorsak yüz üretmek zorundayız. Bu ülkeye demokrasiyi de, barışı da getirmek zorundayız. Barışın sesini çoğaltmak için Mardin'e geldik. Barışı ve demokrasi için cesaretli olmak zorundayız, korkunun ecele faydası yok. Risk almadan politika yapılmaz" dedi.
(ce-ea/be/sy)