'AKP'nin sonunu direniş belirleyecek'
09:03
Bêrîtan Elyakut/JINHA
AMED - AKP ve Cumhurbaşkanı'nın zulüm politikalarının sonunu geldiğini bu yüzden vahşice saldırıldığını belirten DBP Eş Başkanı Sebahat Tuncel, "AKP'nin geleceğini belirleyecek olan bizim ortaya koyacağımız direniş olacaktır. İtibarsız siyasetin Türkiye'ye kazandıracağı bir şey yoktur. DAİŞ çetelerine karşı direnen, halklar için direnen ve insanlık için direnen bir hareketten söz ediyoruz. Dolayısıyla umut bu direniş odağındadır. DBP olarak bizler de bu direniş odağında yer edindik" dedi.
Kürdistan'da soykırım saldırıları 'sokağa çıkma yasağı' adı altında hayata geçirilirken, bir yanda da siyasi soykırım operasyonları yürütülüyor. Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, birçok üyesi ve yöneticisi cezaevinde olan DBP'nin birçok üyesi de soykırım saldırılarında katledildi. DBP Şırnak il yöneticisi Hurşit Külter'den 24 gündür haber alınamazken, yine DBP'li belediyelere kayyum atanması da gündemde. DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, AKP'nin önünde tek engel olarak DBP'yi ve Kürt halkını gördüğüne dikkat çekerek, bu nedenle DBP'ye ve Kürt halkına yönlendirdiğini vurguladı.
'Özgürleşene kadar siyaset yapmaktan vazgeçmeyeceğiz'
AKP'nin CHP ve MHP'yi dizayn ederek yanına çektiğini söyleyen Sebahat, Cumhurbaşkanının CHP ve MHP'nin desteğini alarak başkanlık hayalini gerçekleştirme peşinde olduğunu belirtti. Başkanlık hayalinin önünde tek engelin demokrasi ve özgürlükte ısrar eden Kürt halkının direnişi olduğunu dile getiren Sebahat, verilen direnişin sadece Kürt halkını değil tüm Türkiye halklarını özgürleştirme gayreti olduğunu aktardı. Türkiye'nin 'Tek adam siyaseti' ile karşı karşıya olduğunu ifade eden Sebahat, "AKP diye bir parti de şuan ortada yoktur. Cumhurbaşkanı AKP, CHP ve MHP'yi tek elden yönetir hale gelmiştir. Bunun karşısında dizayn edemediği bir güç olan DBP'yi ve HDP'yi hedef tahtasına oturtma derdindedir. Ancak bizler onların istediği tarzda asla dizayn olmayacağız ve önümüze koydukları hiçbir şeyden korkmayarak özgürleşene kadar siyaset yapmaya devam edeceğiz" diye belirtti.
'Türkiye'nin kara lekesi failli meçhuller hala hafızalarımızda'
Sebahat, Cumhurbaşkanının dokunulmazlıkları kaldırarak sürekli kendisinin Demoklesin kılıcı gibi kullandığı mahkemeleri tehdit olarak önlerine koyduğuna dikkat çekti. İstiklal mahkemelerinden bugüne kadar hiçbir zaman yargının bağımsız olmadığını çok iyi bildiklerini kaydeden Sebahat, Cumhurbaşkanının yargıya müdahale etmesinin suç olmasına rağmen DBP'yi yetkisiz kılma çabasından vazgeçmediğini söyledi. DBP üzerinden siyasi soykırımları da aşan bir sürecin yaşandığını aktaran Sebahat, Hurşit Külter'in gözaltına alınmasının ve kendisinden haber alamamalarının endişe verici olduğunu ifade etti. 1990'lı yıllarda yaşanan faili meçhul olayların yeniden yaşatılmak istendiğine vurgu yapan Sebahat, gözaltında yaşanan kayıpların Türkiye'nin kara bir lekesi olarak hafızlarda yerini koruduğunu ifade etti. Sebahat, "Her Cumartesi günü anneler kayıplarının hesabını sormak için oturuyor. 16 bin faili meçhulden söz ediliyor. Henüz bunların cevabı verilmemişken bugün aynı durumun yaşanması kabul edilecek bir durum değildir" dedi.
'Öcalan şahsında Türkiye geleceği tecrit ediliyor'
AKP iktidarı süresinde 1990'lı dönemlerde yaşanan faili meçhullerin hesabının sorulacağının vurgulandığını hatırlatan Sebahat, bugün yaşananlara bakıldığında aynı tutum içerisinde olunduğunu söyledi. Yeni kayıpların devreye sokulduğunun altını çizen Sebahat, "Arkadaşımızın yaşamı noktasında endişe duyuyoruz. Hacı Birlik de aynı şekilde gözaltına alındıktan sonra katledilerek zırhlı araca bağlanarak yerlerde sürüklendi. Bunu yapanlara ödül gibi ceza verildi. Bölgedeki savaş nedeniyle polise öldürme hakkı verilmiştir. Askere dokunulmazlık zırhı giydirilirken seçilmişlerin dokunulmazlıkları ortadan kaldırılmıştır. Askere dokunulmazlık getiren yasalar aslında AKP'nin Kürtlerden ne denli korktuğunu açığa çıkarmıştır" diye belirtti.
Kürt sorununun çözümünü sağlayacak anahtar ismin İmralı'da tutulduğunu vurgulayan Sebahat, PKK Lideri Abdullah Öcalan şahsında Türkiye geleceğinin tecrit edildiğine dikkat çekti.
'Erdoğan rejimi zulüm politikalarının altında kalacaktır'
AKP'nin siyaseten çözüm bulamadığına değinen Sebahat, Kürtlerin hak ve özgürlük talepleri karşısında çözümsüz kalındığı bir dönemde AKP'nin baskıyı artırarak sindirme politikasını gerçekleştirmeye çalıştığını söyledi. Baskı ve saldırı politikasının gündemde tutularak yerel temsilcilerinin ortadan kaldırılmak istendiğini dile getiren Sebahat, zulmü artanın sonunun geldiğinin göstergesi olduğunu aktardı. Sebahat, "AKP'nin artık sonu gelmiştir. Kürt sorununu, Alevilerin sorununu, kadın sorunlarını, halkların sorunlarını artık AKP çözecek noktada değildir. AKP şuan baskıcı, otoriter ve tek adam rejimine dönüşmüştür. Ortada artık AKP yoktur, Tayyip Erdoğan rejimi vardır. Tayyip Erdoğan rejimi ortaya koyduğu zulüm politikalarının altında kalacaktır. Onlar da sonlarının geldiğini biliyor ancak sonun gelmemesi adına devlet terörünü arttırmış durumdadırlar. AKP'nin geleceği bu yıl içerisinde netleşecektir. AKP'nin geleceğini belirleyecek olan bizim ortaya koyacağımız direniş olacaktır. AKP Ortadoğu'da artık yalnızdır. İtibarsız siyasetin Türkiye'ye kazandıracağı bir şey yoktur. DAİŞ çetelerine karşı direnen, halklar için direnen ve insanlık için direnen bir hareketten söz ediyoruz. Dolayısıyla umut bu direniş odağındadır. DBP olarak bizler de bu direniş odağında yer edindik" dedi.
(gc)