Figen Yüksekdağ: Kadınlardan insanlık dersi almasına ihtiyacı var
13:14
JINHA
ANKARA – Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “dokunulmazlık” yasasının onaylanmasının 7 Haziran’a bırakılmasını kendilerine bir mesaj olduğunu ancak bu mesajı vermek isteyenlerin büyük korkuları olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kadınlara saldırmasına değinen Figen, “Kadınların iktidardaki herhangi biri tarafından kadınlık dersi almasına ihtiyacı yok ama saraydakinin kadınlardan insanlık dersi almasına ihtiyacı var. Bu AKP’li kadınlara da yapılmış bir hakarettir..Bu akıl çeyrektir. Bizler kadına dönük bu hakaretleri her gün dinlemek zorunda değiliz” diye konuştu.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) bugün gerçekleştirdiği grup toplantısına Suruç'ta katledilen üniversite öğrencisi Nazlı Akyürek'in annesi Hediye Akyürek, İsmet Şeker'in kızı Dilek Şeker ile Suruç’ta yaralanan Güneş Erzurumluoğlu ve annesi Bircan Erzurumluoğlu ile SGDG üyeleri Fatma Edemen, Haydar Enes Atlıhan, Çiğdem Dağdeviren ve Hünkar Genç katıldı.
SGDF ile birlikte "Suruç için adalet, herkes için adalet" sloganıyla kampanya yürüten Suruç aileleri ile yaralıları HDP'nin grup toplantısında Suruç’ta katledilenlerin fotoğraflarını taşıdı.
‘Kadınlardan insanlık dersi almasına ihtiyacı var’
Grupta konuşan Eşbaşkan Figen Yüksekdağ, “Kadınların iktidardaki herhangi biri tarafından kadınlık dersi almasına ihtiyacı yok ama saraydakinin kadınlardan insanlık dersi almasına ihtiyacı var” dedi. Bu zihniyetin ve söylemin çeyrek akıllılık olduğunu belirten Figen, “Bu durum onda patolojik bir durum haline geldi. Kadına nasıl kadın olması gerektiğini anlatan bir cumhurbaşkanı var. Ama kadınların sözüne biraz kulak verse kadınlar ona insanlık dersi veriyor. Kadınların iktidardaki herhangi biri tarafından kadınlık dersi almasına ihtiyacı yok ama saraydakinin kadınlardan insanlık dersi almasına ihtiyacı var. Bu AKP’li kadınlara da yapılmış bir hakarettir. Bizler bütün kadınlar olarak çeyrek akla karşı öyle bir mücadeleyi yükselteceğiz ki kadınlara dönük bir tek bir söz kullanmaya cesaret edemez. Bu akıl çeyrektir. Olmamıştır. Bizler kadına dönük bu hakaretleri her gün dinlemek zorunda değiliz” diye konuştu.
‘İradeyi teslim almak istedi’
7 Haziran seçimlerinin üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlatarak şöyle konuştu: "7 Haziran'ın hemen arkasından halkımızın büyüyen demokratik iradesine karşı bir darbe hareketi başlatıldı. Sandıklardan çıkan oyu ve iradeyi tanımayanlar bu iradeyi teslim almak için bir hareket başlattı. Bir yıl boyunca bu hareket acı ve gözyaşı üreterek bu aşamaya geldi. Bir yıl önce bugün kalıcı bir barışın tesis edilmesinde güven olmuştu. Hangi partiye oy verirse versin, demokratik seçime ve yarına güven artmıştı. Yarınında umudu ve demokrasiyi gören bir halk vardı. İnsanların gözü ve gönlü açılmıştı. Ancak ardından darbe dönemini aratmayan baskılar ve tutuklamalar, söz söylemenin suç haline geldiği, duymanın bedelinin ağır olduğu bir dönemin kapısı açıldı" dedi.
Figen, bir yıllık süre içerisinde iki kez hükümetin değiştiğini, iki bin yurttaşın yaşamını yitirdiğini, 7 ilçenin enkaza dönüştürüldüğünü anımsatarak, bir yıllık süre içerisinde savaş ve ölümün dışında bir şeyin görünmediğini kaydetti.
‘Göreviniz kıyamete kadar ölümleri mi yönetmek’
Siyasi iktidarın ölümle ayakta kalmaya alıştığını ifade eden Figen “Kendisini yaşatmak için öldüren, cana kıyan ve ölümlerden beslenen bir siyasi iktidar anlayışı gelişti. Bunun adı faşizmdir. Bu bir yıllık uygulamaların adı diktatörlüktür. Bir yıllık süre içerisinde savaşla ayakta duranlar bu koşulları sürdürmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Her zorbalığı sınırsızca kullanıyorlar. Çünkü çok iyi biliyorlar ki bu savaş uygulamaları biterse, kendileri de biterler. Bugün bile barıştan ödleri kopuyor. ‘Bu savaş kıyamete kadar sürecek’ diyorlar. Bu kendi şer iktidarlarıdır. Bütün halkların gözünün içine baka baka her gün bir yerlerde bomba patlarken, kıyamete kadar bu ölümler sürecek deme yüzsüzlüğünü sergiliyorlar. Sizin göreviniz kıyamete kadar süren ölümleri yönetmek mi? Ölüm olmadan var olamıyorlar ve kıyamete kadar bu ölümler yaşansın bizler de var olalım diyorlar” diye konuştu.
‘7 Haziran’la bize mesaj verenler korku karşısında kendilerini rahatlatıyor’
“Dokunulmazlık” yasasının 7 Haziran gününün onaylanmasıyla kendilerine bir mesaj verilmek istendiğini kaydeden Figen, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yaptığı şey büyük korkusu karşısında kendini rahatlatma tavrıdır. Mezarlıktan geçerken, ıslık çalmadır. 7 Haziran gecesini elinden gelse bir düğmeye basıp belleklerden silmek istiyor. 7 Haziran akşamı o ve kurmaya çalıştığı tek adam iktidarı yenilgiye uğradı. Biz düşmeyiz diyenler o akşam halkın iradesi karşısında küt diye düştü. Ama ne yaparsa yapsın unutturamayacaksınız. 7 Haziran günü sizler yenildiniz. 7 Haziran günü oluşturduğunu yenilmezlik hanesi dağıldı. Kendinizi sürekli var olma şerbetiyle kutsadığınızı sanıyordunuz ama bunlar dağıldı. 1 Kasım’da yine 7 Haziran ruhunu boğmayı başaramadınız. Aradan bir yıl geçtikten sonra HDP’den korkuyorsunuz.”
‘İktidarın ‘zafer’ dediği yıkımdır, utançtır’
Figen, “AKP’nin bir yıllık süreçte halka karşı yürüttüğü operasyonlarının “büyük zaferi” bu fotoğraf” diyerek, Nusaybin’nin kuşatma saldırılarında yıkılıp harabeye çevrilmesine ilişkin fotoğraf göstererek, şöyle devam etti: “Enkazların üzerine asılmış, Bir Türk bayrağı var. Bu bir zafer fotoğrafı olarak sunuluyor. Bu fotoğrafta acizlik, yıkım, taş üstüne taş koymayan yıkan bir iktidar resmi var. Yıkılmış binaların üzerine bayrak asmışlar. Bir iktidar kendi şehrini yıkacak ve bu enkazların üzerine bayrağını asacak. Bu bütün Türkiye halklarına karşı yapılmış bir hakaretten başka bir şey değildir. Türkiye’nin dört bir yanının sorun yumağı haline getirdiler. Bir yıllık süreçteki eserleriyle övünüyorlar. Ayıptır, yazıktır, utanın.”
‘Askere sınırsız dokunulmazlık getiriliyor’
Askerlerin suçlarından dolayı yargılamasının “izne” tabi kılacak olan teklife ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Figen, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün tam anlamıyla yetkisiz, hiçbir sorumluluk üstlenmeyen bir kukla hükümetle karşı karşıyayız. Bütün Türkiye bir savaş ve darbe hukukuna göre yönetilecek. Saray, MGK ve Genelkurmay arasında anlaşma yapıldı ve bugün Türkiye, asker ile saray vesayetine dayanan bir yapı tarafından yönetiliyor. Askere sınırsız dokunulmazlık getiren bir yasa teklifi Meclis gündemine getirildi. Türkiye’de kendisi ve suç ortakları dışında kalanların dışında hiç kimsenin dokunulmazlığı yok. Yargılanma güvencesi varsa sonuna kadar suç işleme özgürlüğü de vardır. Askeri vesayete son verdiğini iddia eden saray iktidarı bugün militarist yapıyla bir koalisyon kurmuştur. Bugün Türkiye’yi MGK yönetiyor. Bugün bu rejim karşısında demokrasiyi savunan tek parti HDP’dir. Bugün bu koşullarda işlenen savaş suçlarının yargılanmazlığını güvence altına almak istiyorlar. Şunu unutmasınlar, bugün bunu yapanların da hesabı dönecek. Bu güvenceyi verenler de bu savaş suçlarını işleyenler de bu halkın karşısında yargılanacaklar. Bizler bu savaş suçlarını asla ama asla unutmayacağız.”
‘Gözaltına alınan Külter’e ilişkin tek yanıt yok’
DBP il yöneticisi Hurşit Külter’den 27 Mayıs’tan bu yana haber alınmadığını ve Hurşit’in kaybedilmesi ile karşıya karşıya olduklarını ifade eden Figen, “Bugün Genelkurmay’a, AKP iktidarına soruyoruz tek bir cevap alamıyoruz. Saray da bu teklifi getirip askere ‘istediğiniz kadar öldürebilirsiniz, bunda hiçbir mahsur yok. Size dokunulmazlık zırhı getireceğim.’ diyor” dedi.
‘Darbe operasyonudur’
HSYK’deki yeni atamalardan da bahseden Figen, HDP’lilerin dokunulmazlıklarının adaletin olmadığı yargı kurumlarında ele alınacağını kaydederek, “Atanmış sarayca belirlemiş, savcılar aracılığıyla yürütülecek olan bir darbe operasyonudur. Bizler bu haksız yargılamayı, suç ortaklığı yapanlar da yargılanacaklar, hesap verecekler” dedi.
Alman parlamentosunda Ermeni soykırımı tasarının kabul edilmesinin ardından Türkiye’de ırkçılık ve kan üzerinden siyaset yapma hareketinin geliştirildiğine değinen Figen, şöyle devam etti: “Bu zamana kadar sayısızca kez nefret suçu işlendi. Ama bugün uluslar arası düzleme taşıdılar” diyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ermeni soykırımı üzerine iki farklı değerlendirmesinin olduğu görüntüleri izletti.”
‘‘Kadınlardan insanlık dersi almasına ihtiyacı var’
Figen, “Kadınların iktidardaki herhangi biri tarafından kadınlık dersi almasına ihtiyacı yok ama saraydakinin kadınlardan insanlık dersi almasına ihtiyacı var” dedi. Bu zihniyetin ve söylemin çeyrek akıllılık olduğunu belirten Figen, “Bu durum onda patolojik bir durum haline geldi. Kadına nasıl kadın olması gerektiğini anlatan bir cumhurbaşkanı var. Ama kadınların sözüne biraz kulak verse kadınlar ona insanlık dersi veriyor. Kadınların iktidardaki herhangi biri tarafından kadınlık dersi almasına ihtiyacı yok ama saraydakinin kadınlardan insanlık dersi almasına ihtiyacı var. Bu AKP’li kadınlara da yapılmış bir hakarettir. Bizler bütün kadınlar olarak çeyrek akla karşı öyle bir mücadeleyi yükselteceğiz ki kadınlara dönük bir tek bir söz kullanmaya cesaret edemez. Bu akıl çeyrektir. Olmamıştır. Bizler kadına dönük bu hakaretleri her gün dinlemek zorunda değiliz” diye konuştu.
(ekip/sy)