'Kadınlar yönünü şiddet sarmalında kalmış yerlere dönmelidir'
09:01
Özgü Özütok/ JINHA
İZMİR - HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Fatma Kurtulan, kadınların yönünü Sur, Cizre, Nusaybin gibi şiddet sarmalının içinde kalmış bölgelere yöneltilmesi gerektiğini belirterek, "Dokunarak, temas ederek, yüz yüze gelerek birbirimize sorumluluklarımızı hatırlatacağımız bir süreç başlattık" dedi. Bu anlamda İzmir'de yaşayan herkesi 4 Haziran'da Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın katılımıyla gerçekleşecek "Demokratik Siyaset Buluşmaları" ismini verdikleri HDP mitingine katılıma davet etti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Fatma Kurtulan, 4 Haziran'da İzmir'de HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın katılımıyla gerçekleşecek "Demokratik Siyaset Buluşmaları" kapsamında gerçekleşecek miting için kadınlara katılım çağrısında bulundu.
Son zamanlarda sıklıkla gündemde yer alan özyönetim tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Fatma, özyönetimlerin HDP'nin parti programında var olduğunu ve yıllardır bunun savunmasının siyaset içerisinde yapıldığını belirtti. Fatma, tüm dünya ve Türkiye için de demokratik bir yönetim şekli olarak savundukları bir durum olduğunu söyleyerek, "Biz kadınlar için de mevcut yatay örgütlenme, yatay bir toplum oluşturma, demokratik, katılımcı olması itibariyle de biz kadınlar için hedeflediğimiz bir yönetim şeklidir. Böylesi bir yönetim şeklinde kadın iradesinin daha iyi açığa çıkacağını düşünüyoruz" dedi.
'Kürdistan'da, zor koşullarda yaşamı yeniden ören kadınlara destek olmalıyız'
Fatma, şu an Kürdistan'da yaşananların tüm savaşlarda olduğu gibi en çok kadınları etkilediğini belirterek, "Cinsiyetçi yaklaşımlar ve cinsiyetçi şiddet argümanlarının açığa çıkarılması direkt kadını hedefleyen bir durumdur. Kadınlar bedenleriyle bunun bedelini ağır ödediler, yaşamlarını yitirdiler. Çocuklarının gözlerinin önünde yakılmasını izlediler. Sokakta günlerce bedeni gömülemeyen kadınlar oldu. Cizre'ye İdil'e gittiğimizde kadının ne kadar şiddete uğradığını gördük. Şu an yaşamı yeniden örerken aslında kadının çok daha fala sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu gördük. İnsana ait her şeyin tahrip olduğu bir durumda kadının yaşamını tekrardan örmesi çok zor bir süreçtir. Bunun için biz her yerde yaşayan kadınların büyük bir dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor. Bu mücadelenin haklılığını ortaya çıkarma, bunun için tepkiyi açığa çıkarma ve örgütlemenin yanı sıra kadınların yaşamını kolaylaştıracak ihtiyaçları da zamanında oraya ulaştırmamız gerekiyor" diye konuştu.
'Halkımız, yaşadığı yerler enkaza dönmüş olsa da geri dönme planı içindedir'
Fatma, 90'lardaki şiddet sarmalında metropollere çok sürgün edildiklerini ve şu anda batıya sürgün edilen halk için, "Şu anki sürgün durumunda halkımız metropollere kısmen yayılma olsa da, genellikle çevre köy, kasaba ve kentlere göç etti. Bunu da geri dönmek üzere planlıyorlar. Yakılmış yıkılmış ya da bir enkaza dönmüş evi de olsa oraya geri dönme planı içerisinde ve geri dönüşler de hızla yayılıyor" dedi.
'Dokunarak, yüz yüze gelerek birbirimize sorumluluklarımızı hatırlatacağız'
Metropollerde derin bir sessizlik olduğunu belirterek sözlerine devam eden Fatma, "Olaylara karşı eylem açığa çıkarmakla birlikte yardım kampanyalarını zamanında örgütleyip, hızla ulaştırmada bir ağırlık, tutukluk ve örgütsüzlük var. HDP olarak bu süreçte neler yapabileceğimize dair, adına 'Demokratik Siyaset Buluşmaları' dediğimiz toplantılar yapıyoruz. Görev ve sorumluluklarımızı birbirimize hatırlatmayı da hedefliyoruz. Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması belki bu şiddet sarmalının son halkası oldu. Bununla hedeflenmek isteyen şiddet sarmalını ne kadar büyütebilecekleridir. Biz de dokunarak, temas ederek, yüz yüze gelerek birbirimize sorumluluklarımızı hatırlatacağımız bir süreç başlattık. Bu amaçla 4 Haziran'da İzmir'de bir miting yapacağız. Bu miting de başlattığımız sürece dâhil olarak yolumuza daha güçlü devam etme durumunu açığa çıkarmak zorundayız" şeklinde konuştu.
'Yönümüzü Sur'a, Cizre'ye, Nusaybin'e, Yüksekova'ya yöneltelim'
Fatma, en çok bedel ödeyen, acı çeken ve direnişte olan kadınların yanında olunması gerektiğini belirterek son olarak şunları söyledi: "Biz de örgütlülüğümüzü daha güçlü açığa çıkarmalıyız. Her yerde Sur, Cizre gibi bölgelerimiz için kampanyaların yürütücüsü olmalıyız. Bunu zamana da yaymamalıyız çünkü orada insanlarımız gerçekten çok ihtiyaçları var. Bu yüzden yönümüzü Sur'a, Cizre'ye, Nusaybin'e, Yüksekova'ya yöneltelim diyorum."
(dk)