Figen Yüksekdağ: Milletvekillerinin suça ortak olmama şansı var
13:58
JINHA
ANKARA - Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı BM İnsani Zirvesi'ni işaret ederek, "Bu topraklar üzerinde insanlık suç işlendi ve işlenmeye de devam ediyor. Zirve toplandığı saatlerde Sur’da yasağın kalktığı yerlere girildi. Rozerin Çukur’un annesi halen kızının cenazesini bulamadı. Nizip’teki tecavüz vakasıyla ilgili tek bir soruşturma yapıldı mı?" diye konuştu. Boşanma komisyonuna ilişkin de konuşan Figen, "Kadınlar, boşanmasın diye boşanmaları zorlaştırılarak şiddet cehennemini mahkum edilecek. Eğer dayatırsanız kadınların direnmesi görev ve haktır" derken, dokunulmazlıklarla ilgilide CHP'li vekillere çağrı yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksedağ, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Figen, dokunulmazlıklarının fiiliyatta zaten olmadığını ifade ederek, dün Kızıltepe’de HDP’lilere dönük gerçekleşen saldırıyı hatırlattı.
Figen, ilk olarak siyasi iktidarın Türkiye’yi karanlık bir döneme mahkum ettiğini belirterek, geçtiğimiz hafta geçirilen Anayasa değişikliği teklifine ilişkin konuştu. Yaşanılanları bir “Meclis darbesi” olarak değerlendiren Figen, “3 Parti darbe koalisyonu kurarak, yasa teklifini onaylandı. Bu 3 partinin yaklaşımı HDP’nin tutarlı bir savunduğu demokratik siyasi iradenin karşısında geliştirilmiş anti demokratik bir tutumu yansıttı. Egemen siyaset geçmişte yaptığı hataları tekrar yaparak kendi siyasi anlayışını güçlendirmeyi düşünüyor. Sizin geçtiğiniz yollardan eski iktidarlarda geçti. Hiçbirisi o yollardan geçemedi ve tarihe gömüldü. HDP bu karanlık koalisyon karşısında demokratik siyasi temsilin tek gerçek temsilcisidir. Bunu ortaya koydukları darbe pratiğiyle HDP’yi tek demokratik seçenek durumuna getirmişlerdir. 3 yanlış bir araya gelince 1 doğruyu götüreceklerini sanıyorlar ama bir doğru onları yenecek. Bizler buna eminiz. Bütün Türkiye halkları da buna emin olsun. O 3 yanlışta tek bir doğru tarafından götürülecek. Onları tek yanlış götürecek. Tek yanlışta saraydaki darbe zihniyetidir" diye konuştu.
‘Milletvekillerinin halen suça ortak olmama şansı var’
“Türkiye’de demokratik siyasetin gelişebileceği en ufak kanalı dahi bertaraf etmeye çalışıyorlar” diyen Figen, perşembe gününAnayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunacaklarını kaydederek şöyle devam etti: “CHP anayasaya aykırı olduğu belirtmesine rağmen darbe teklifine evet dediler. Bu tarihsel suçun vebaline ortak oldular. Bugün karşımızda bir suç koalisyonu vardır. Meclis’te anayasa şartlarını yerine getirmekle hükümlü partiler bir suç organizasyonu oluşturdular. Halkın iradesine ve oylarına ihanet ederek, demokratik hakları darbeleyen yasayı geçirdiler. Ama bizler bu suça ortak olmadık olmayacağız. Ancak milletvekillerinin halen bu suça ortak olmama durumu vardır. Parti yönetimleri suç ortaklığı yapmakta hiçbir sakınca görmezler ama bu Meclis’in çatısı altında seçilerek, gelen milletvekilleri bu suça ortak olmamak için son bir şansa sahiptir. Ben bir kez daha bu suça ortak olmamaya davet ediyorum. Bu darbe anayasasına hayır diyecek 110 milletvekili tarih yazacaktır. Türkiye’nin geleceğine inanan halklarımız bu tarihin yazılmasını istiyor. Bir kez daha bütün milletvekillerinin bu darbe yasasına hayır diyen milletvekillerinin demokratik bir tutum birliği oluşturmaya davet ediyorum. Her şeyden önce bu darbe seçilmiş milletvekillerinin temsilyetine yapılmış bir darbedir. Bizler bu süreç içerisinde hukuki zeminde hayır demeye mücadele etmeye ve direnmeye devam edeceğiz.” Figen konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘İnsanlık değerlerinin yerlerde sürüklendiği ülkede insanlık zirvesi toplanıyor’
"BM İnsani Zirvesi Türkiye ev sahipliği yapıyor. İnsanlık değerlerinin yerlerde sürüklendiği ülkede zirve toplamak insanlık değerlerine züldür. Bu topraklar üzerinde insanlık suç işlendi ve işlenmeye de devam ediyor. Konuşma özgürlüğü yok. Hapishanelerde yer kalmamış. Yüzde doksanı siyasi nedenlerle daha da fazlası sözlerinden dolayı hapishanelerde. Sadece hapishanelerde tutulmuyorlar, hapishanelerde ağır işkencelere uğruyorlar. Bu ülkede 11 ay içerisinde 700 sivil elinde silah olanları çatışanları saymıyorum, 700 insan katledildi. Kentler yerle bir edildi. Zirve toplandığı saatlerde Sur’da yasağın kalktığı yerlere girildi. Mahalle sokaklar kalmamış, savaş suçlarını yok etmek için mahalleleri düz eden bir anlayış söz konusu. Rozerin Çukur’un annesi halen kızının cenazesini bulamadı. Kendi yurttaşlarına bu zulmü yapan mülteciye ev sahipliği yapabilir mi? Mülteciler üzerinden insan pazarlığı yapıyor. Batı ülkeleriyle aylardır insan pazarlığı yapılıyor. İnsan pazarlığı yapan insan zirvesinden bahsedebilir mi? Oturmuşlar körler sağırlar birbirlerini ağırlıyor. Nizip’teki tecavüz vakasıyla ilgili tek bir soruşturma yapıldı mı? Türkiye’de bunlar yaşanıyor.
'AKP gericiliği kadınları şiddet cehennemine mahkum ediyor’
Kadınlar, boşanmasın diye boşanmaları zorlaştırılarak şiddet cehennemini mahkum edilecek. Kadınlar boşandığı durumda sosyal güvenceden mahrum bırakılacak. AKP geriliciliği diyor ki ; ‘ölsen de işkenceye de uğrasan o aile birliğini yıkmayacaksın.’ Aile birliği kutsallığı o kadar önemlisiyse kadının güvenliğini sağlayın. Böyle hukuksuz bir yasayı kadınlara dayatmayın. Eğer dayatırsanız kadınların direnmesi görev ve haktır.
‘Direnenler ve mazlumlar güç sahiplerini yenecek’
Zonguldaklı maden işçileri en temel hakları için açlık grevlerine devam ediyorlar. 70 işçi yerin 7 kat altında direnişlerini sürdürüyorlar. Siyasi iktidarın gözünde kadının, işçinin, Alevi’nin Kürdün değeri yok. İşte bu koşullar içerisinde nerede olursak olalım direnenlerin birleşmesi şart. İster Zonguldak’ta madendeki işçi olalım, istersek sokakta katledilen kadın olalım. Kim olursak olalım zulme ve haksızlığa uğrayan herkes bir araya gelelim. Bu saray iktidarı karşısında direnenler, mazlumlar gücün sahiplerini yenecek iradeye sahiptir.
‘Bizlere zulmü dayatanlar pişman olacak’
Dün Kızıltepe’de bir emniyet provokasyonuyla bir saldırı gerçekleşti. Onlarca insanımız yaralandı, gözaltına alındı. Bizler o saldırıdan sonra bir araya geldiğimiz de 18 yaşında bir genç yanıma geldi ve bana bunu söyledi: ‘Biz size sahip çıkmayalım diye bu kadar saldırıyorlar ama ne kadar saldırırlarsa saldırsın ben yine geleceğim’ dedi. O sözde şunu anladım; bizlere bu zulmü dayatanlar pişman olacak. Bu halk asla pişman olmadı, asla pişman olmayacak.”
(ekip/sy)