DBP daha fazla kadın örgütlülüğüyle kongreye gidiyor

09:00

Bêrîtan Elyakut/JINHA

AMED - Son dönemlerde devlet baskısının hedefinde olan DBP, 'İnadına direniş inadına özgürlük" şiarıyla kongreye gidiyor. DBP MYK üyesi Fatma Gül, "Yapılacak kongreyle kadının rengini açığa çıkaracağız. Görünürde saldırı DBP'ye olsa da altan alta kadına da verilen bir mesajdır. Bu nedenle kadının daha fazla örgütlü şekilde yer alacağı bir kongre gerçekleştireceğiz" dedi.

DBP Genel Merkezi, 28 Mayıs tarihinde olağanüstü kongreye gidiyor. Kongre öncesi DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in tutuklanması ve beraberinde yaşanan siyasi soykırımlar hız kesmeden devam ediyor. Yapılacak kongrenin ana sloganı "İnadına özgürlük inadına direniş" olarak kararlaştırılırken, yapılacak kongre kadın çoğunluğuyla dikkat çekecek. Kongre öncesi yaşanan operasyonları ve kongre içeriğini DBP MYK üyesi Fatma Gül değerlendirdi. Fatma, devletin DBP Eş Başkanı Kamuran Yüksek'i tutuklayarak yapılacak kongreye bir mesaj vermek istediğini dile getirerek, tüm saldırı politikalarına karşı kongreyi en güçlü şekilde gerçekleştireceklerini belirtti.

'Siyasi mücadelenin önü kapatılmak isteniyor'

Kamuran Yüksek'in tutuklanmasının ciddi şekilde sorgulanması gerektiğinin altını çizen Fatma, devlet eliyle siyasi bir partinin çalışmalarının önünün kesilmek istendiğini kaydetti. Karşı karşıya kaldıkları rejimin keyfi yaklaşımlar içerisinde olduğuna dikkat çeken Fatma, Türkiye'de siyasi mücadelenin önünün kapatılmak istendiğine vurgu yaptı. Fatma, "Amaçlanan durum şuan saray rejimine karşı ciddi anlamda mücadele eden Kürt halkının iradesini ortadan kaldırmaktır. Gerçekleştirilen saldırılar sindirme politikasıdır. Saray rejimine karşı ciddi anlamda muhalefet yapan ve direnen Kürt gücünü teslim alarak Türkiye'deki tüm halkları sindirme savaşı veriliyor. Yaşanan kaos ortamında tüm halkların geleceği karartılmaya çalışılıyor. Kamuran Yüksek'in tutuklanmasına da bu çerçevede ele alıyoruz" ifadelerinde bulundu.

'Halk, DBP ve HDP siyasetten saf dışı bırakılmak isteniyor'

DBP'nin kurulduğu günden bu yana bir perspektif ışığında ilerlediğini söyleyen Fatma, bu perspektiflerin demokratik özerkliğin inşa süreci ve Türkiye'de demokratik Cumhuriyetin gerçekleştirme noktalarının olduğunu aktardı. En insani hak olan isteklerin terörize edildiğini ifade eden Fatma, demokratik Türkiye isteğinin engellenmesinin diktatörlüğün meşrulaştırma amacı taşıdığını söyledi. Fatma, Türkiye'de hayata geçirilmek istenen sistemin 'tek ses, tek renk, tek iktidar' tarzında olduğunu belirterek, "Halkın direnişi kırılmak isteniyor. Saray rejimine karşı mücadele yürüten halk, DBP ve HDP saf dışı bırakılma amacıyla operasyonlar hayata geçiriliyor. Halkın mücadelesi karşısında hiçbir rejim duramayacaktır" diye belirtti.

'Kongremiz demokratik bir özü açığa çıkaracaktır'

Yapılacak kongre ışığında toplumla bütünleşebilen ve topluma kendisini doğru temelinde daha iyi tanıtacaklarını vurgulayan Fatma, kongre sonrasında Ortadoğu'da yaşayan bütün etnik kökenleri temsil eden bir parti olacaklarının altını çizdi. Fatma, "Daha demokratik bir özü açığa çıkaran, formatını biraz daha bunun üzerinden değiştiren bir kongre olacak. Halkımızla beraber yeni bir oluşum sürecine başlayacağız ve bu kongre rol ve misyonumuzu biraz daha açığa çıkaracaktır. Herkesin de kongreye bu bilinçle katılması ve kongreyi sahiplenmesi gerekir" şeklinde konuştu.

'Anti demokratik yönelimlere rağmen alternatifsiz değiliz'

Kongreye kadın rengiyle ve farkıyla gideceklerini belirten Fatma, DBP'nin yeniden yapılanmasına kadın perspektifiyle gidileceğini söyledi. Kadın mücadelesinde daha fazla rol üsteneceğini dile getiren Fatma son olarak şunları dile getirdi: "Yapılacak kongreyle kadının rengini açığa çıkaracağız. Görünürde saldırı DBP'ye olsa da altan alta kadına da verilen bir mesajdır. Bu nedenle kadının daha fazla örgütlü şekilde yer alacağı bir kongre gerçekleştireceğiz. Kürtler hem siyasi hareket açısından hem de parti geleneğine bakıldığında hiçbir zaman alternatifsiz olmamıştır. Tutuklamalar ve gözaltılar bizleri durduramayacaktır. Tüm anti demokratik yönelimlere rağmen alternatifsiz değiliz. Kitlesel bir katılımla kongremizi hayata geçireceğiz. Başkanımızın dediği gibi 'Ne yaparlarsa yapsınlar başaramayacaklar' diyoruz."

(mg)