‘Kadın hareketine de bir darbedir’

09:09

JINHA

ANKARA - Mecliste "darbe" tasarısının kabul edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP Ankara İl kadın Meclisi Koordinasyon sözcüsü Derya Uysal, “Kadınların temsiliyeti konusunda ileri bir mevzi yaratmış bir partinin tasfiye girişimi, kadınlara, kadın hareketine de bir darbedir” diyerek siyasi iradeye sahip çıkma çağrısı yaptı. İHD Ankara Şube Kadın Komisyonu’ndan Sevinç Koçak ise, bu darbenin erkek egemen sistemde kadın politikalarında erkeklerin daha fazla söz sahibi olmalarına yol açacağına dikkat çekti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ile İnsan Hakları Derneği’nden (İHD) kadınlar, mecliste AKP, MHP ve CHP oylarıyla HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını ön gören "darbe" tasarısının kabul edilmesine ilişkin değerlendirmede bulundu. HDP Ankara İl Kadın Meclisi Koordinasyon sözcüsü Derya Uysal, 20 Mayıs günü mecliste AKP-CHP ve MHP’li vekillerin 376 oyuyla halkın iradesine ve temsilcilerine bir darbe yapıldığını belirterek, “Aslında bu darbe 7 Haziran seçimlerinden sonra Saray eliyle gerçekleşen darbenin devamı niteliğindedir. HDP'nin meclisten ve demokratik siyasetten tasfiye edilmesi için bir adım daha atıldı. Saray’ın planına bilerek ve isteyerek ‘evet’ oyu vermiş olanlar, demokratik siyasetin tasfiyesine katkı sağlamış, Saray’ın başkanlık hayallerine destek sunmuş ve ağır bir vebale ortak olmuşlardır” dedi.

‘Kadın hareketine de bir darbedir’

Demokratik siyaset kanallarının tıkanmasına da neden olacak bu girişimin HDP’li vekillerin yargılanmasının önünü açmakta olduğunu söyleyen Derya, HDP Meclis Grubu’na yönelen bu ‘saray şiddeti’nin bütün ezilen kesimleri hedeflediğini de vurgulayarak, “ HDP Mecliste farklı inançların kültürlerin, halkların temsilcisi olarak yerini almıştır. Darbe girişimi, aynı zamanda bu çok sesli, çok kültürlü bir gelenek yaratma çabasınadır. TBMM tarihi boyunca en çok kadın vekilin meclise taşınması, kadınların temsiliyeti konusunda ileri bir mevzi yaratmış bir partinin tasfiye girişimi, kadınlara, kadın hareketine de bir darbedir” diye konuştu.

‘Siyasi irademize sahip çıkacağız, teslim olmayacağız’

“Dokunulmazlığın kalkması vekilliğin düşmesi anlamına gelmese de, hedef vekillerimizin yargılanmasıdır” diyen Derya, şöyle devam etti: “Anayasa’ya aykırı bir düzenlemeye dayalı olarak gerçekleştirilmeye çalışılacak yargılamayı meşru, adil ve hukuki görmüyoruz. Bizler her alanda vekillerimize ve siyasi irademize sahip çıkacağız. Bu adıma teslim olmayacağız. Önümüzdeki dönemde Saray darbesine karşı direnişimizi yükselteceğiz. Sokaklarda daha güçlü bir duruş ve daha gür bir sesle yerimizi alacağız. Kuşkusuz 6 milyon insanın oyunu almış bir partinin tasfiye girişimine karşı, oy vermiş herkesin, iradesine sahip çıkması noktasında bu direnişte yerini alacağından kuşkumuz yoktur.”

‘Demokrasi cephesini büyütelim’

HDK Kadın Meclisi’nden Latife Demirci ise, bu ‘evet’in demokrasiye,hukuk devletine ve Anayasa’ya aykırı olarak halkın iradesine ve meclisin meşruiyetine karşı bir darbe olduğunu belirtti. Bu sürecin beraberinde kadınlar, LGBTİ’ler ve toplumun her kesimi için baskıların artması anlamına geleceğini söyleyen Latife, “Kazanılmış olan hakların birer birer geri alınmasına ve daha da önemlisi düşünce özgürlüğünün tamamen ortadan kalkmasına yol açacaktır. Dokunulmazlıklar konusunda 138 ‘Hayır’ oyunun önemi büyüktür. AKP diktatörlüğünü geriletmek için demokrasi cephesini büyütmek ve güçlendirmek önemli diye düşünmekteyim” şeklinde konuştu.

‘Kadın politasında erkekler mi söz sahibi olacak!’

İHD Ankara Şubesi Kadın Komisyonundan Sevinç Koçak da, “HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kalkması yalnızca HDP seçmenini etkilemiyor. Bu durum parlamenter demokrasinin kanallarının tam olarak tıkandığını gösteriyor. ‘Saray politikalarına’ karşı çıkanlar, dokunulmazlıkları onaylayarak "sarayın" siyasette hakim hale gelmesini de onaylamış oldular böylece” dedi.

“Eş başkanlık sistemiyle siyasette kadın sözünü öne çıkartmaya çalışan ve en fazla kadın vekili olan partinin meclisteki varlığının ortadan kalkması, zaten muzdarip olduğumuz erkek egemen sistemde kadın politikalarında erkeklerin daha fazla söz sahibi olmalarına da yol açıyor” diyen Sevinç, şöyle devam etti:

‘HDP, başörtüsü yasağının kalkmasında yanlarındaydı’

“Oylamanın yapıldığı güne dair en vahim fotoğraflardan biri, AKP’li kadın vekillerin evet oyu atarken verdikleri ‘mutluluk’ pozuydu. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet, tecavüz, taciz vakalarının giderek arttığı, cinsel şiddetin sokakta teşhir edilen çıplak kadın bedenleriyle devlet politikası haline geldiği, çocukların uğradığı tecavüz/taciz vakalarında önceliğin çocuk değil hükümet yanlısı faillerin korunması olduğu bir politik anlayışın kadın vekilleri neye bu kadar sevindiklerinin farkındalar mı acaba? Çoğu başörtülü olan bu kadınlar, başörtü yasağının kalkmasında bile HDP siyasetinin yanlarında durduğunu unutmuşlar belli ki. Yalnızca kendi mağduriyeti üzerinden siyaset yapanların, iktidar olduklarında kendileri dışındaki kimliklerin -kendi cinsiyetleri dahil- mağduriyetlerine duyarlı olmaları beklenemez elbette.”

‘CHP düşük profilli bir muhalefet’

Kadın mücadelesinin parlamenter alana sıkıştırılamayacağının altını çizen Sevinç, “Ancak meclis çatısı altında arsızca alınan kararlara muhalefet en önemli zemin HDP’nin varlığıydı. Asıl vahim tablo ise CHP’nin tavrıydı. Düşük profilli başbakan arayanlar, karşılarında da düşük profilli bir muhalefet isteyecektir elbette. CHP de bunun için en uygun parti olduğunu bu vesileyle yeniden göstermiş oldu” dedi.

(he/sy)