'Türkiye'nin geleceği İmralı'da tecrit ediliyor'

09:04

Sarya Gözüoğlu / JINHA

AMED - PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecridi değerlendiren HDP Adana Milletvekili Avukat Meral Danış Beştaş, "Artık tecridin kalkması yetmez Sayın Öcalan'ın bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Bu siyasi bir karardır ve bu tecrit Kürt halkı için de bir tecrit tehlikesi yaratıyor" dedi.

Dolmabahçe Mutabakatı ardından Türkiye'de halkların beklentisi olan barış yerine tüm görüşmelerin yürütüldüğü PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecrit başladı. Çözümün adresi olarak gösterilen Abdullah Öcalan, 2011 yılından bu yana avukatlarıyla görüştürülmezken, Nisan 2015'den bu yana da ailesi ve İmralı Heyeti ile görüştürülmüyor. 7 Haziran seçimleriyle de kaosun ve şiddetin daha da tırmandırıldığı ülkede aydın, yazar, STK'lar, halklar bir an önce çözüm için Abdullah Öcalan ile görüşmeyi işaret ediyor. HDP Adana milletvekili Avukat Meral Danış Beştaş ise İmralı'da Türkiye halklarının barışı ve geleceğinin tecrit edildiğine dikkat çekti.

'Hukuki değil siyasi bir karardır'

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili vermiş olduğu kararda tecridin artık bir işkenceye dönüştüğüne dikkat çekildiğini dile getiren Meral, "F Tipi, E Tipi ve özel güvenlikli cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler özellikle tek kişilik hücrede tutularak spor, görüşme, kitap okuma saatleri ortak alanda geçirecekleri saatler sınırlandırılarak tecritler uygulanıyor" dedi. Fakat İmralı'nın bunların tümünden bağımsız olarak devletin doğrudan müdahale ettiği bir cezaevi olduğunu vurgulayan Meral, "Şu an bizzat Saray tarafından yönetiliyor. Hükümetin 'oradaki koşullar bizim bilgimiz dâhilinde değildir' deme şansı yok çünkü Kürt halkının önderi ve on milyonlarca insanın 'benim irademdir' diyerek özgürlüğü için kampanya yaptığı bir liderin bu koşullarda tutulması asla hukukla ilgili değildir bu siyasi bir karardır" diye konuştu.

'Kürt halkının sabrı sınanıyor'

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın İmralı adasında tecrit altında tutulması ile özünde Kürt halkına tecrit uygulandığını ifade eden Meral şöyle konuştu: "Kürt halkının sabrı sınanıyor. Sayın Öcalan ile ilgili hassasiyetleri en iyi bilen yine devlettir. Bu siyasi bir karardır ve bu tecrit sadece Sayın Öcalan'ı tecrit etmiyor aslında Kürt halkı için de bir tecrit tehlikesi yaratıyor. 'Sizin liderinizi tecrit ederim' diyerek Kürt halkını biat etmeye zorluyorlar. Fakat bugüne kadar asla bu konuda başarılı olamadılar olamazlar da. Gittiğimiz her yerde halkın bu konudaki sevgisini, desteğini ve sloganlarını en yakından izleyen bizleriz bunu çok rahatlıkla net bir şekilde görüyoruz."

'Direnişten kırma hedefinde başarılı olamazlar'

Abdullah Öcalan ile görüşmelerin yapıldığı süreçte halkların görüşmeleri titizlikle izlediğini sözlerine ekleyen Meral, "Yapılan değerlendirmelerin, önerilerin ne kadar anında karşılık bulduğunu halkta bir moral motivasyona sebep olduğunu çok iyi biliyoruz. Bizim bildiğimizi devlet de biliyor. Halkın bu konuda öncüsüz bırakılması hedeflenmekte, moral ve motivasyonu çökertme, halkın bulanıklık yaşaması ve direnişten vazgeçmesi hedeflenmekte ama bu konuda başarılı olamazlar" şeklinde konuştu.

Çözüm sürecinde Türkiye'de devlet güçlerinin katlettiği siviller dışında ölümlerin yaşanmadığını vurgulayan Meral, "Sayın Öcalan'ın sözünü hem KCK hem de halk dinledi. Türkiye'nin batısında büyük bir morale neden oldu ve uluslararası alanlarda da çözüm sürecine destek sunuldu" ifadelerinde bulundu.

'Sayın Öcalan'a geri adım attıramayacaklarını tarih göstermiştir'

"Sayın Öcalan kadar sabırlı, inatçı, kararlı, tuttuğunu koparan ve bu kadar direngen bir şahsiyete asla o konuda geri adım attıramayacaklarını tarih göstermiştir" diyen Meral, bu nedenlerden kaynaklı PKK Lideri ile iletişimin koparıldığını dile getirdi. Meral, Kürt özgürlük mücadelesinin öncüsüz bırakılmak istendiğine işaret ederek, "Türkiye demokrasisinin tek çıkışı var o da Kürt meselesinin çözümüdür. Milyonlarca nüfusu olan bir halkın taleplerine cevap olunmadığı takdirde onların bu ülkede dili kimliği ve statü istemi ile yaşaması mümkün olmadığı zaman Türkiye demokrasisi her zaman bu şekilde diktatörlüğe dönüşmeye mahkûmdur. Sayın Öcalan tam da çözüm sürecini yürütebilecek olan kişidir. Sayın Öcalan, Türkiye haklarının birlikte yaşamı konusunda önemli anahtarlar sunuyor. Yol haritasını çözüm yöntemlerini ortaya koyuyor. Dolmabahçe Mutabakatı 70 milyon insanın özgürlüğe eşitliğe daha iyi bir yaşama kavuşması için sunulan temel haklardı. Bu anlamda sadece Kürt halkının değil Türkiye halklarının da Öcalan'a sahip çıkması gerekmektedir" diye konuştu.

'Tecridin kalkması yetmez Sayın Öcalan özgür olmalı'

Türkiye'nin içine düşürüldüğü girdaptan çıkış anahtarı olarak İmralı'yı gösteren Meral "Aksi halde darbe bir ahtapot gibi bütün ülkeyi sarmaya çalışıyor" dedi. Bunun çıkışının da Türkiye'nin faşizmi değil demokrasiyi seçmesinde olduğunu vurgulayan Meral şunları söyledi: "Türkiye'nin geleceği İmralı'da tecrit ediliyor. Şimdi milyonlarca anne, polis, gerilla, sivil, asker annesi yüreği ağzında yaşıyor. Bu kadar yurttaşı anneyi babayı ilgilendiren bir savaştan söz ediyoruz ve bunu çözümünün de mümkün olduğunu söylüyoruz. Artık tecridin kalkması yetmez Sayın Öcalan'ın bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Ve özgür ortamda bu meselelere dair düşüncelerini yol haritasını daha rahat ve koşulları uygun halde yaşama geçirebilir. Bu nedene Türkiye devleti de Saray başta olmak üzere, bu meseleyi dönemsel olarak değil uzun vadede düşünürlerse tek çıkışı var oda Sayın Öcalan'ın özgürlüğüdür" dedi.

(gc)