'Silopi ve Cizre'de direndik parlamentoda da direneceğiz'
09:02
Rojda Oğuz/JINHA
İSTANBUL - Demokratik siyasetin önünü kesmek adına 'dokunulmazlıkların kaldırılması' teklifi ile AKP hükümetinin sadece HDP'ye değil HDP'ye oy veren bütün kadınların iradesine saldırdığını belirten Çağlar Demirel, Silopi ve Cizre'de direndikleri gibi parlamentoda da direneceklerini söyledi.
AKP hükümetinin demokratik siyasetin önünü kesmek amacıyla Meclis'e sunduğu 'dokunulmazlıkların kaldırılması' teklifi beraberinden birçok tartışmayı da getirdi. 'Dokunulmazlıkların kaldırılması' konusunu ajansımıza değerlendiren HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel, "HDP'yi parlamentodan diskalifiye etmek bütün kadınları diskalifiye etmektir. Erkek egemen zihniyetin yaklaşımlarıyla dolu bir parlamento söz konusu. AKP parlamentoda şiddeti fiziksel, söylemsel anlamda ortama yaymış durumda. Bütün bir siyaseti demokratikleştirmek ama bu siyaseti demokratikleşirken de kadın perspektifiyle, kadın özgürlük mücadelesiyle, kadınların söyleyecek sözleri ve değiştirecek güçlerinin olduğunu bilerek, mücadele edip direnerek parlamentoyu erkek egemen zihniyetten arındırmayı önümüze hedef olarak koyduk. Bu mücadeleyi bu yüzden önemsiyoruz" diye belirtti.
'Dokunulmazlıkların savaş konseptiyle bağının kurulması gerek'
Dokunulmazlık tartışmalarının bir bütünden değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Çağlar, dokunulmazlıkların bireysel olarak değil HDP'ye oy veren bütün halkın tamamını kapsadığını kaydetti. Çağlar, "Genel olarak da değerlendirdiğimizde dokunulmazlıkların bu savaş konseptiyle bağının kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Dokunulmazlıkla birlikte bir yandan Kürdistan'da yaşanan katliamlar, soykırım operasyonlarıyla yaşanan süreç diğer yandan da herkesin tutuklanması ve HDP'nin tasfiye süreci ve fiziki temizleme olarak adlandırdıkları soykırımı hayata geçirmeleri olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu. 7 Haziran seçimleri ile birlikte parlamentoda HDP'nin kadın vekil sayısının diğer patilerden daha fazla olduğunu hatırlatan Çağlar, "Neredeyse eşit temsiliyeti yakalayacak düzeyde 32 kadın arkadaşımız parlamentoda yer aldı. Ama yapılan darbe ile birlikte tek başına iktidar olamayan AKP ve saray, bu süreci kabul etmeyerek, 1 Kasım ile birlikte yeni bir süreç başlattı" dedi.
'Siyasi soykırım operasyonlarıyla kadın iradesi kırılmak isteniyor'
İlk kez HDP'nin kadın vekilleriyle birlikte parlamentodaki kadın sayısının arttığını ifade eden Çağlar, sözlerine şöyle devam etti: "Bu kadın sayısı ile birlikte hedefimiz HDP olarak bir kadın grubunu oluşturmaktı ve kadın grubumuzla birlikte bizim yaşadığımız süreci iyi görmek adına çalışmalar yürütmekti. Dokunulmazlıkların kaldırılmak istenmesi bu süreçte hem Kürdistan'da yaşanılan savaş ve siyasi soykırım operasyonları hem de kadınlara ilişkin kadının siyaset yapmasının önüne engel koymaları şeklinde algılanmalıdır. KJA'ya yapılan baskın, kadın arkadaşlarımızın katliamları, Sêvêlerin, Pakizelerin ve Fatmaların katliamları ve onun gibi birçok arkadaşımızın katliamları, belediye eş bakanlarının, seçilmişlerin cezaevlerine atılması siyasi soykırım operasyonlarıyla kadın iradesini kırmaya yönelik bir çabadır."
'Siyasette var olmaya da devam edeceğiz'
"Yaşamın her alanında ve her yerinde direndik" diyen Çağlar, Silopi'de, Cizre'de direndikleri gibi parlamentoda da direneceklerinin altını çizdi. Çağlar, "Bizim parlamentodan çıkmamız demek yada parlamentodan bizi tasfiye etmeleri demek aslında parlamentoda tamamen erkek egemenlikçi bir zihniyet kurmak demektir. Nasıl ki şu anda politik siyaset yaptığımız alan kapatılmaya çalışılıyorsa, dikta bir rejimin tek adamlığa gidilmek isteniyorsa işte bu aslında kadınlara vurulmak istenen bir darbedir. Bunu böyle görmek ve algılamak lazım. Ama siyasette her zaman var olduk ve var olmaya da devam edeceğiz. Biz parlamentonun rengini, yapısını kadın bakış açısıyla vermiş olduğumuz kadın özgürlük mücadelesiyle değiştireceğimize inanıyoruz" ifadelerine yer verdi.
'AKP'li vekillerin ve işkenceci polislerin zihniyeti aynıdır
AKP'li Hakan Çavuşoğlu'nun HDP'li Meral Danış Beştaş'a sarf ettiği sözler nedeniyle sert eleştiride bulunan Çağlar, "Cinsiyetçi söylemler AKP'li erkek vekiller tarafından çok fazla kullanılıyor. AKP'li vekilin söylemleri işkenceci polislerin aslında yapmış olduğu psikolojik baskı tarzındaki davranışlarının aynısı olarak algılıyorum. Kürdistan'da işkence yapan polislerin genelde kadınlara yaklaşımları cinsiyetçi erkek egemenlikçi söylemleriyle kendilerini göstermiş oldu. Biz bunların hepsinin cinsiyetçi ve faşizan bir uygulama olduğunu ifade etmeye çalışıyoruz. Kadın ne kadar güçlü olursa ne kadar çok örgütlü bir şekilde özgürlüğü haykırırsa işte o zaman egemenler kadınların o kadar iradesini kırmaya çalışır. Ama bizim irademiz güçlüdür. Bu tacizlerle ya da sözlerle irademiz kırılmaz" diyerek, sözlerini noktaladı.
(ck/mg)