Bêrîtan Elyakut/JINHA

AMED - AKP hükümetinin yaptığı açıklamanın ardından gelecek olan itirazları hesaplayarak 'dindar parti' imajını sağlamlaştırmaya çalıştığını vurgulayan HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, AKP hükümetinin kendi döneminde yaşanan çocuk istismarlarını, yolsuzlukları ve katliamları görünmez kılarak meselenin esas olarak 'din-iman kavgası' olduğunu göstermeye çalışacağının altını çizdi.

Meclis Başkanı İsmet Kahraman'ın "Laiklik Anayasa'da olmamalıdır" söylemine tepkiler artarak devam ediyor. İktidarın yıllar içinde siyasi sistemi ve toplumsal yapıyı dini kurallara göre biçimlendirilme girişimi olduğunu vurgulayan HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, Meclis Başkanı İsmet Kahraman'ın "Laiklik anayasada olmamalıdır" sözlerine değindi. Sibel, Meclis Başkanının bu söylemine ilişkin, "Siyasi iktidarın 14 yıldır başta eğitim olmak üzere 'tek din', 'tek mezhep' anlayışına dayalı toplum modelinin anlaşılması açısından ibret vericidir" dedi. TBMM Başkanının durduğu nokta itibariyle kişisel bir cümle kurma gibi bir şansın olmadığını dile getiren Sibel, laiklik ve sekülerizm üzerinden anayasa olmasın üzerinden bir tanımlamanın kendileri açısından şaşırtıcı olmadığını söyledi.

'Anayasayı yok sayan bir Cumhurbaşkanı var karşımızda'

Kürdistan topraklarında aylardır süren bir savaş yaşandığına dikkat çeken Sibel, DAİŞ politikaları üzerinden açılmış bir savaşın söz konusu olduğunu kaydetti. 1990'lı dönemlerde de Kürt halkına dönük katliam politikalarının gerçekleştirildiğini aktaran Sibel, 2016 yılında yapılan vahşetin din adı altında meşrulaştırılmaya çalışıldığını söyledi. Kürt halkının farklı bir inanca sahip olduğu algısının yaratılmak istendiğine dikkat çeken Sibel, cihatçı bakış açısıyla Kürdistan halkına DAİŞ'in uyguladığı politikaların aynısının uygulandığını belirtti. Türkiye'de uygulanan bir anayasanın olmadığına vurgu yapan Sibel, anayasada yazan hiçbir maddenin Türkiye hükümeti tarafından dikkate alınmadığını dile getirdi. Sibel, Cumhurbaşkanının 'anayasayı bir tarafa bırakın' dediğini hatırlatan Sibel, Anayasayı hiçleştiren, yok sayan ve anayasanın yok sayılması adına kaymakamlara talimat veren bir Cumhurbaşkanının ülkenin başında bulunduğunun altını çizdi.

'Din, dil çeşitliliği değer olarak kabul edilmelidir'

Türkiye'de çok uzun yıllardır inşa edilmeye çalışılan hakim din kavrayışı ile eşit yurttaşlık ilkesinin daha ilk elden değiştirilmek istendiğine vurgu yapan Sibel, Türkiye'de yaşayan farklı inanç gruplarının ve bir dine inanmayanların bir çok politikada fiilen ve resmi olarak yok sayılmaya devam edildiğini belirtti. Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla tüm topluma belli bir inanç biçimi dayatıldığını ifade eden Sibel, Diyanet İşleri Başkanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi birçok kurum arasında protokoller yapılarak dinselleştirme politikalarının etkisinin hızla yaygınlaştırıldığını vurguladı. Türkiye'de uzun yıllardır devlet ve hükümetler tarafından izlenen "Türk-İslam" sentezci politikalarının toplumu tek tipleştirmeyi amaçladığını dile getiren Sibel, "Halbuki laik bir devlette olması gereken, toplumun din, dil, ırk, inanç, cinsiyet ve etnik kimlik bakımındın çeşitliliğinin her birinin değer olarak kabul edilmesi gerekiyor" diye konuştu.

'AKP uyguladığı stratejide en çok CHP'ye güveniyor'

AKP hükümetinin yaptığı açıklamanın ardından gelecek olan itirazları hesaplayarak 'dindar parti' imajını sağlamlaştırmaya çalıştığını vurgulayan HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, AKP hükümetinin kendi döneminde yaşanan çocuk istismarlarını, yolsuzlukları ve katliamları görünmez kılarak meselenin esas olarak 'din-iman kavgası' olduğunu göstermeye çalışacağının altını çizdi. AKP'nin gelecek itirazlara güvendiğine dikkat çeken Sibel, "Şimdilerle ordu ile her türlü ittifakı kuran AKP, 2007 yılı sonrasında askeri vesayeti kaldırmak istediğine ilişkin içine girdiği eğilimleri yapılan itirazlar üzerinden pazarlama taktiğini bu meselede de kullanacaktır. AKP bu strateji için de en çok CHP'ye güveniyor" şeklinde konuştu.

Hayata geçirilmek istenen politikalar içerisinde kadınların hedefe konulacağına dikkat çeken Sibel, yıllardır din adı altında kadınların hayatın her alanından silinmeye çalışıldığını söyledi.

(mg)