Ayşe Berktay: Ortak mücadele ağı kurmamız gerekiyor
09:09
Vildan Atmaca/JINHA
WAN - Devlet politikaları ve bölgede yaşanılan savaşın kadınlar üzerindeki etkilerini değerlendiren kadın hakları savunucusu ve HDP PM üyesi Ayşe Berktay, "Savaşlar erkekler tarafından cinsiyetçilik üzerinden var edilmeye çalışılıyor. Her alanda kadınları sindirmeye çalışan zihniyete karşı ortak mücadele ağı kurmamız gerekiyor" çağrısında bulundu.
AKP hükümeti son dönemde başta kadınlar olmak üzere kendisine muhalif her kesime karşı topyekûn savaş başlattı. Yaşanılan savaşın kadınlar, aydınlar, gazeteciler ve toplum üzerindeki etkilerini değerlendiren kadın hakları savunucu ve HDP PM Üyesi Ayşe Berktay, erkek-devletin savaş politikaları ile halkı sindirmeyi amaçladığını belirtti. Ayşe, ülkede yaşanan hak ihlalleri ve hukuksuzlukların hükümet eli ile üstü örtüldüğüne dikkat çekerek, "Katliam ve savaşlarda neleri gizliyorsunuz? Bizlerin bilgi alma hakkını engelleyip kendi yalanlarınızı yaşatamazsınız" dedi.
'Akademisyenler sözlerinin arkasında durdu'
Ayşe, bölgede yaşanılan savaşa karşı barış bildirgesini imzaladıktan sonra tutuklanan akademisyenlerin adaletsizlik sonucu tutuklandıklarını kaydederek, akademisyenlerin bırakılmalarının adaletin tecelli ettiği anlamını taşımadığını, tutuklanmaların adaletsizliğin göstergesi olduğunun altını çizdi. Uluslararası kamuoyunun akademisyenlere sahip çıktığını ve bundan dolayı tahliye kararı çıkarıldığını belirten Ayşe, "Hükümet uluslararası kamuoyunun da tepki alması ve altından kalkamaması sonucu akademisyenleri bırakmak zorunda kaldı. Akademisyenler düşünsel üretim üzerine emek verip akademik çalışmalar yapıyorlardı. Barış yanlısı olan akademisyenler söyledikleri sözlerine sahip çıktılar. Geri adım atmadılar. Onlara karşı girişilen saldırı aslında onlara geri adım attırma çabasıydı. Bu kampanya etrafında toplanan akademisyenlere ve onlar aracılığı ile tüm toplumu sindirme çabasındaydılar. Onların baskılarına rağmen akademisyenler sözlerine sahip çıkıp dik durdular" ifadelerinde bulundu.
'Yalan haberler ile savaşlarını haklı çıkarmaya çalışıyorlar'
'Kürt Gazeteciler Günü'nde dahi özgür basın çalışanları üzerinde devlet baskısı olduğunu dile getiren Ayşe, sözlerine şöyle devam etti: "Cezaevlerine atılan, işkence yapılan gazetecilerden 32'si cezaevlerinde tutuklu bulunuyor. Bu süreçte öldürülen ve zindanlara atılan onlarca özgür basın çalışanı var. Devlet insanların hakikate ulaşma ve öğrenme hakkını engelliyor. Yalanı hâkim kılmak, yalan vasıtasıyla korkuyu ve baskıyı hâkim kılmak için basın çalışanlarını tutuklayıp duruyorlar. Doğru haberleri engellenmeye çalışıyorlar. Farklı muhalif yorumlar yapan HDP'lilerin savaş politikalarına karşı çıkması, demokratikleşen bir ülke oluşturma çabasına karşı medyada yer almalarına engel oluyorlar. Yürüttükleri bu politika ile de savaşı yürütüyorlar."
'Sur'da halen neyi gizliyorsunuz?'
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yaşanan ablukanın sona ermesinin ardından Sur'a rahatlıkla girip gezemediklerini dile getiren Ayşe, polisler tarafından sokak başlarına çekilen brandalar ile Sur'un gizlenmeye çalışıldığına vurgu yaptı. Ana akım medyanın kullanılarak ölü asker sayısının ve savaşın şiddetinin halktan gizlendiğinin altını çizen Ayşe, "Savaşı gözlerden saklamaya çalışıp ordunun moralini bozmak istemiyor gibi görünse de aslında halkın nasıl bir savaş yürütüldüğünü ve neler olup bittiğini gerçek anlamda bilmesini istemiyorlar. Yalan yanlış haberler ile saptırma içerisindeler. Bölgede başlatılan savaşın açık bir şekilde görünmesi durumunda kamuoyu ve insanlar tarafından tepki alacağı için gerçek bilgiler saklanıyor. Bu durumun tepki uyandırmayacağını bilseler gazete ve televizyonlarında anından yayınlanırdı. Tamamen bir algı operasyonudur" şeklinde konuştu.
'Erkek savaşı cinsiyetçilik üzerinden yürütülüyor'
Ayşe, erkek savaşının üç boyut olarak cinsiyetçilik, milliyetçilik ve dincilik üzerinden yürüdüğüne dikkat çekerek, savaşın özellikle cinsiyetçilik üzerinden kurgulandığını söyledi. Sistemin kadını kölelik statüsünde tutmaya çalıştığını hatırlatan Ayşe, kadınların eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesi vermeye çalıştığını ifade etti. Kadınların ortak hareket etmeleri gerektiğine vurgu yapan Ayşe,
"Kadınların bütün topluma öncülük etmesi erkek tarafından kabullenilmiyor. Bu durumdan çıkmak için ortak çıkış yolları örmek biz kadınlara düşüyor. Aslında bizler yalnız değiliz. Bizleri yalnızlık psikoloji içerisine sokmaya çalışıyorlar. Bu da bu hamlenin bir parçasıdır. Yalnızlık, çaresizlik içerisine girip bir araya gelmemize engel olmaya çalışıyorlar. Toplumu ev ev hücrelere hapsetmiş ve şimdi kendi tahakkümü altına alma hamlesi altında kurgu atmosferi, sindirme atmosferi etkisiyle toplum tamamen kontrol altına alınmaya çalışılıyor" diye konuştu.
(ng/mg)