Değişmeyen kadın direnişi: Sêvê, Fatma, Pero, Çimen ve Olcay
09:06
Bêrîtan Elyakut / JINHA
AMED - Soykırım operasyonlarına ilişkin açıklamalarda bulunan HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, "2009'da KCK operasyonları kapsamında alındık. O dönem Sêvê, Fatma, Olcay, Çimen ve birçok kadınla beraber tutsak edildik. Bizler çıktıktan sonra da kadın mücadelesinden vazgeçmeyeceğimizi herkese gösterdik" dedi.
'KCK operasyonları' adı altında 2009 yılında Kürt halkına ve temsilcilerine dönük başlatılan soykırım saldırıları, Kürdistan'da savaş konseptinin devreye alınmasının ardından tekrardan hayata geçirildi. 14 Nisan 2009 yılında KCK operasyonun başlatılmasıyla beraber kadın çalışmalarında yer alan çok sayıda siyasetçi kadın tutuklandı. 5 yıl cezaevinde kalan kadınlar arasında olan Sêvê Demir, Fatma Uyar özyönetim direnişlerinde katledilirken, Olcay Kanlıbaş, Çimen Işık ve Pero Dündar bugün yine aynı şekilde tutuklandı. Direnişlerini tutuklamalara rağmen sürdürmekten vazgeçmeyen kadınları hedef alan devlet güçleri, kadınları ya katlederek ya da tutuklayarak susturmaya çalışıyor. 2009 KCK operasyonlarını ve bugün devamı getirilen operasyonları, katliamları değerlendiren eski KCK tutuklusu HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, mücadeleden vazgeçmeyen kadınların AKP hükümetinin ilk saldırı odağı olduğunu vurguladı.
'Seve'yi katlederek mücadele eden kadınlar susturulmak istendi'
14 Nisan 2009 yılında tutuklanan Sêvê Demir'i hatırlatan Çağlar Demirel, Sêvê'nin tüm baskılara rağmen açlık grevine girdiğini ve mücadelesinden geri adım atmadığını vurguladı. Sêvê'nin direnişine tahliye edildikten sonra da devam ettiğini söyleyen Çağlar, özyönetim alanlarında halkın yanında olan Sêvê'nin hedef gözetilerek katledildiğine dikkat çekti. Kadınların mücadelelerine kaldıkları yerden devam ettiğini aktaran Çağlar, "KCK operasyonları kapsamında alındık. O dönem Sêvê, Fatma, Olcay, Çimen ve birçok kadınla beraber tutsak edildik. Bizler çıktıktan sonra da kadın mücadelesinden vazgeçmeyeceğimizi herkese gösterdik. Özellikle Sêvê'nin mücadeleden vazgeçmemesi üzerine devlet onu katlederek bizi susturmaya çalıştı. Mücadele arkadaşlarını ise onun direnişini taçlandırma sözü vermesi üzerine bugün tutuklayarak susturmaya çalışıyorlar" dedi.
'Operasyonlarla kadın mücadelesi baskı altına alınmak isteniyor'
Soykırım operasyonları ile kadın mücadelesinin, parti yöneticilerinin ve kadın hareketlerinin baskı altına alınmaya çalışıldığını vurgulayan Çağlar, 14 Nisan 2009 yılında halkın operasyonlarla sindirilmek istendiğini ve AKP hükümetinin cemaatle işbirliği içerisinde operasyonları gerçekleştirdiğini belirtti. 2016 yılında da AKP hükümetinin cemaati karşısına aldığının altını çizen Çağlar, Ergenekoncularla birlikte operasyon sürecinin başlatıldığını MHP ve CHP'nin bu sürecin ortağı olduğunu kaydetti. Yaşanan süreçte baskı, gözaltı, katliam ve göçe zorlama politikaları ile halkın iradesinin kırılmaya çalışıldığına dikkat çeken Çağlar, "İrademiz güçlüdür ve mücadelemiz her yerde devam edecektir. Vekillerimiz ve kadın mücadelesi yürütenler mücadele alanlarında halkımızın yanında olacaktır. Alanlarda halkımızla bu süreçte mücadele edeceğiz" diye belirtti.
'O dönem tutuklamalar vardı şimdi hem katliam hem tutuklama'
14 Nisan 2009 ve 14 Nisan 2016 KCK operasyonları arasındaki benzerliğe dikkat çeken Çağlar, "29 Mart 2009 yerel yönetimler seçimlerinde büyük bir başarı kazanmıştık ve bu başarının ardından operasyonlar başladı. Bugün aynı şekilde 7 Haziran 2015 seçimlerinde büyük başarı elde etmemiz yine iktidarların hazmedememesi üzerine hayata geçirildi. 2009 yılında toplu gözaltılar yapılırken 2016 yılında lokal şekilde gözaltılar gerçekleştiriliyor. Ancak 2015 ve 2016 sürecini 2009 yılından ayıran en bariz olan nokta hayata geçirilen katliamlardır. Bu süreçte hem tutuklama hem de katliam iç içe gerçekleştiriliyor" diye belirtti. Sêvê Demir ve Fatma Uyar'ın 5 yıllık tutsaklıklarının ardından mücadele ettikleri anda katledildiklerine dikkat çeken Çağlar, o dönem tutuklamaların yapıldığını ancak 2016 yılında herkese gözdağı verircesine katliamların gerçekleştirildiğini ifade etti. Çağlar, Sêvê ve Fatma'nın verdiği mücadeleden haz aldıklarını ve katledilmelerinin kendilerini daha fazla hırslandırdığını belirtti.
'AKP hükümeti kadının dik duruşundan korkuyor'
Çağlar, KJA binasının basıldığını, çok sayıda kadının tutuklandığını hatırlatarak, bu sürecinde 14 Nisan 2009 gibi tarihte lanetli bir sayfa olarak yazılacağını kaydetti. 14 Nisan tarihinde DBP il binasına operasyon düzenlenmesinin tesadüf olmadığını belirterek, bilinçli bir şekilde aynı tarihte operasyonun yapıldığını ve halka sindirme mesajı verildiğini söyledi. Halkların verilen mesajı çok iyi tanıdığına vurgu yapan Çağlar, halkların AKP hükümeti karşısında eğilmeyeceğini kaydetti. Kadın mücadelesinin önünü tıkatmaya çalışan bir darbe anlayışının olduğuna vurgu yapan Çağlar, hiçbir şeyden korkmadıklarını ve AKP hükümeti karşısında yılmayacağını dile getirdi.
Çağlar, "Kadın arkadaşlarımız nasıl 2009'da ah demediyse bugün de demeyeceklerdir. Tutuklanan kadın arkadaşlarımız mücadelelerini 2009'da olduğu gibi bugünde sürdürecektir. Çimen, Olcay, Pero, Seve ve Fatma için mücadelelerini daha da güçlendirecektir. AKP hükümeti kadının dik duruşundan ve özgürlük mücadelesinden korkan yapıdadır. Bunu da kadınlara dönük yaptıkları saldırılardan anlıyoruz. Onlar korktukça biz daha fazla direneceğiz" dedi.
(dk)