Sarya Gözüoğlu / JINHA

AMED -'Kamulaştırma' kararıyla birlikte 1 buçuk milyonluk nüfusu olan bir kentin neredeyse açık cezaevine döndürülmek istendiğini belirten Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Fatma Arşimet, 'kamulaştırma' adı altında halkın kendi topraklarından göçertilmeye çalışıldığını, alınacak her kararın halkın onayından geçmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar Kurulu tarafından "polis güvenlik noktası" yapımı amacıyla Diyarbakır'ın Bağlar ve Kayapınar, Hakkari'nin Çukurca ve Yüksekova, Mardin'in Kızıltepe, Şırnak'ın Cizre ve İdil ilçelerinde belirlenen taşınmazların "acele kamulaştırılması" kararı alındı. Diyarbakır Bağlar ilçesinde İstasyon Mahallesi 1002 nolu ada ve 248 nolu parsel yine Kaynartepe Mahallesi'nde 14 nolu ada, 14 nolu parsel, Kayapınar ilçesinde ise Kayapınar Mahallesi'nde de 4284 nolu ada, 2 nolu parsel kamulaştırma planı için kullanılacak alanlar olarak belirtildi.

'Kent Ormanı da askeriyeye tahsis edildi'

Kayapınar Belediyesi Eşbaşkanı Fatma Arşimet, yapılanın 'kamulaştırma' adı altında halkın 90'larda yapıldığı gibi göçe zorlanması olduğuna dikkat çekerek, bunun kabul edilemeyecek bir politika olduğunu dile getirdi. Kayapınar bölgesinde daha önce de bazı bölgelerin kamulaştırıldığını ve Çere ve Şehircilik Bakanlığının Kent Ormanını askeriyeye tahsis ettiğini hatırlatan Fatma, "Bu karara ilişkin de çalışmalarımız devam ediyor. Kent Ormanı, Kayapınar Belediyesine, Kayapınar halkına ve Diyarbakır halkına bırakmak istediğimiz çok büyük bir orman. Bekli de bu şehrin akciğerleri diyebileceğimiz bir alan ve bu yaklaşım bir kez daha demokrasi dışı bir sistemin içinde olduğumuzun göstergesi" şeklinde belirtti.

'Kayapınar halkının onayı alınmadı'

Fatma, Kayapınar ilçesinin 300 bine yakın nüfusa sahip olduğuna dikkat çekerek, "Ne yazık ki bu alınan kararda ne yerel yönetimler olarak bizim ne de Kayapınar ilçesinde oturan hiçbir sakimizin önerisi ve onayı alınmadan alınmış bir karardır. Buna bağlı olarak da biz ve Büyükşehir Belediyesi hukuki süreci başlattık ve itirazlarımızı da yaptık. Kayapınar sakinleri olarak o bölgenin hem bizim hem de çocuklarımızın geleceği için kent ormanı olarak kalmasından yanayız ve bununla ilgili kararlılığımızı da göstereceğiz ve hukuki mücadelenin yan sıra demokratik eylemlerimizle de tepkilerimizi dile getireceğiz" şeklinde belirtti.

'En kısa zamanda verilen yanlış karardan dönülmeli'

Fatma, Kent Ormanı etrafında yeni yerleşim alanları yapıldığını ve askeriyenin hemen yanında yaşamak zorunda kalan halkın zorlanacağını ifade ederek, "İnsanlar artık o bölgede herhangi bir yapı yapmak istemeyeceklerdir. Askeri alana belirli bir mesafeden sonra yaklaşma izni de yok. Bir şehri, o şehirde yaşayan insanlardan soyutlamak demokratik bir yöntem değil ve çözüme hizmet etmiyor" dedi.

'1 buçuk milyon nüfuslu kent açık cezaevine çevriliyor'

Devletin halkın huzuru, güvenliği ve barınma hakkını korumak ile görevli olduğunu belirten Fatma, ancak mevcut haliyle Sur'da ve diğer ilçelerdeki halkın kendi topraklarında göç ettirilmek istendiğini vurguladı. Yerel yönetimlerin yanı sıra siyasi partilerin ve yerel dinamiklerin kamulaştırma kararlarına ilişkin hukuk mücadelesini sürdürdüğüne değinen Fatma, "40 yıldır 'güvenlik' nedeniyle yapılmak istenen bir proje ama 1 buçuk milyonluk nüfusu olan bir kenti neredeyse açık cezaevine döndürmek mantıklı değil" diye belirtti.

İlçede yapılacak her projenin halkın onayı ve desteği ile gerçekleştirilmesi gerektiğine değinen Fatma, "Halkın bu konuda duyarlılık gösterdiğine ve göstereceğine inanıyorum. Umarız en kısa zamanda bu yanlış karardan geri dönüş olur. Çok sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Umudumuz önümüzdeki dönemin bir an önce barışa, demokrasiye ve insan haklarına evirileceği bir süreç olmasını temenni ediyoruz" diye belirtti.

(gc)