Figen Yüksekdağ: Sur hayaliniz kabusa dönüşecek

14:34

JINHA

ANKARA - HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ya baş eğeceksiniz, ya baş vereceksiniz” tehdidine karşı “Bizim baş verdiğimiz doğrudur ama tarihte biliyor ki hiç baş eğmedik, eğmeyiz” diyerek karşılık verdi. Figen, “acele kamulaştırma” kararıyla alınan gasp kararlarına da sert tepki göstererek, “Bir ülkenin cumhurbaşkanı kentleri yıkmanın hayalini kuruyor. Sur için kurduğunuz hayal çok yakın zamanda sizin kabusunuza dönüşecek” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin grup toplantısından güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Figen, Kürdistan’daki kuşatma ve saldırılara ilişkin “HDP’yi oluşturan yapılar biat etmeyenlerdir, teslim olmayanlardır. Biat etmeyenlere karşı AKP iktidarı her yerde bütün yaşam alanlarında aralıksız baskı, tutuklama yasaklama ve kıyım operasyonu sürdürüyor. Bu yerler aynı zamanda bugün halen abluka altında halkımıza yaşamın zehir edildiği yerler. Temmuz ayından bu yana Türkiye’nin 7 kentinde uygulanan ablukalar kesintisiz bir biçimde sürüyor. Temmuz’dan bu yana tam anlamıyla kamu yıkımı gerçekleştirdi. 700 sivil halka karşı ilan edilen bu kırım ortamında katledildi. Ama siyasi iktidar hiçbir şey olmamış gibi bizlere kendi rejimini dayatmaya devam ediyor” dedi.

“Yıkımla, kıyımla sıkıyönetimle sorun çözülmüyor, çözülemiyor” diyen Figen, Nusaybin’de yetkinin validen alınarak, askere devredilmesini “darbe” olarak değerlendirdi ve “Bugün Türkiye’nin yarısı darbe anlayışıyla yönetiliyor” dedi.

‘Sur için kurduğunuz hayal kabusunuza dönüşecek”

Kürdistan kentlerine dair “acele kamulaştırma” adı altında alınan işgal kararlarına sert tepki gösteren Figen, “El koyma kararları biat etmeyeni, kentiyle birlikte yakıp yıkma ve yok etme siyasetidir. Bunun tek anlamı budur. O ilçelerde yaşayan halkın tek suçu AKP saray rejimine boyun eğmemekti. Bu suçun bedelini ödetiyorlar aylardır. Halka ‘siz misiniz bize biat etmeyenler. O zaman evini yakıp yıkmakla sınırlı kalmayız, topraklarınıza el koyarız’ söyledikleri budur. El koyma kararlarının hizmet ettiği Sarayın çıkarlarıdır. Sur’da metre başı karakol dikmek için bir operasyon yürütüyorlar. AKP’nin sermayedarları Sur için kuyruğa girmiş durumda. Yakıp yıktıkları kentlerden rant devşirmek derdindeler. Kürt halkına huzur getirmedikleri gibi daha fazla ölüm ve savaş getiriyorlar. Tarihte kimler geldi kimler geçti. Kaç diktatör kaç padişah, kaç kral geldi geçti. Ama halklar dimdik ayakta. Onların derdi Sur’un ruhudur. Oradan bir direniş ruhu var. O ruhu yok etmek istiyorlar. Bu ruha karşı Cumhurbaşkanı diyor ki ‘yıllardır Sur’u yıkmayı hayal ediyordum’ diyor. Bir ülkenin cumhurbaşkanı kentleri yıkmanın hayalini kuruyor. Sur için kurduğunuz hayal çok yakın zamanda sizin kabusunuza dönüşecek” şeklinde konuştu.

‘El koyma kararlarına itiraz yolunu kapatmaya çalışıyorlar’
.
Figen, ‘el koyma kararlarının mahkemeye götürülmesinin engellenmesi’ amacıyla meclis gündemine getirilmek istenen ‘torba yasa’ya ilişkin konuşarak, “Aldıkları el koyma kararlarını, mahkemeye götürme, buna itiraz etme hakkını bile gasp edecek bir yasa çıkarıyorlar. Bu karar onaylandığında önlerine çıkan her yeri istedikleri gibi gasp edecekler, yargıya gitme hakkını gasp edecekler. Bugün Sur için alınan karar yarın Ankara’nın herhangi bir mahallesi için devreye konulacak. İşte bunun için torba torba yasalarla karşımıza çıkıp gasp ettikleri hakları o çuvallara doldurup, karanlığa gömmek istiyorlar” dedi.

‘Sur’da yapılmak istenen Maraş ve Sivas’ta yapılıyor’

“Bugün Sur’da halkın yaşam alanına gasp etmeye çalışanlar Maraş ve Sivas’ta da aynı şeyi yapmak istiyor. Maraş’ta mültecilere kamp yapma adı altında Alevi yurttaşlarımızın yaşadığı yere el koydular. Orada bir kamp inşasına başladılar. Maraş katliamını yaşamış halk, haklı olarak çetelerin yaşam bulabileceği o kampın yapılmasını istemiyor. Bölgenin demografik yapısıyla oynanmasını istemiyor. Ama siyasi iktidarın umurunda değil, kamp adı altında oraya paramiliter güçlerin yerleşmesini sağlıyor” diyen Figen, halkların kültürleriyle oynanma politikasına karşı her alanda birlikte direnilmesi gerektiğini ifade etti. Figen, “Maraş’taki direniş ile Amasya’da HES’e karşı direnen halkımızın direnişi, Sur’da tarihine el koyması için direnen halkımızın direnişi hepsi birdir. Her yerde bu saldırılara karşı direnen halklarımız birleşmelidir. Ancak bu birliği sağlayabilirsek Sarayın zulmüne karşı bir halk duruşu sergileyebiliriz” dedi.

‘Tehdit edenler, siz insanlıktan çıkmışsınız’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “vatandaşlıktan çıkarma” tehditlerine de yanıt veren Figen, “Siz insanlıktan çıkmışsınız. Bu tehdidin bizim gözümüzde beş paralık değeri yoktur. Sizlere biat etmeyenleri vatandaşlıktan çıkararak, kendi vatandaşınızı yaratmak istiyorsunuz. Susturup teslim aldıklarınız, korkuttuklarınızı bir araya getirerek kendi vatandaşlarınızı yaratmak istiyorsunuz. Biz sarayın vatandaşı olmadık olmayacağız. Biz ortak vatanın vatandaşıyız. Bu vatanı da size yem ettirmeyeceğiz, parçalayıp böldürtmeyeceğiz” dedi.

‘Mülteci sorunu savaşı durdurmakla çözülür’

Mülteci krizine değinen Figen, “Mülteci sorununu çözmenin en temel yolu Suriye’de savaşı durdurmaktır. Savaş nararı atmaktan, Suriye’de DAİŞ’i desteklemekten vazgeçin mültecilere karşı en insani görevi yapmış olursunuz. Bu görevi yapmıyorsanız bu dramın en büyük sorumlusu sizlersiniz” diyerek, AKP’nin mülteci krizi konusundaki politikalarını eleştirdi.

‘Adı konulmamış bir ekonomik kriz yaşanıyor’

Figen, AKP’nin savaş politikalarıyla en büyük zararı ekonomik alanında verdiğine dikkat çekerek, “Bu ülkenin milli gelirinde büyük kara delikler oluşturdular. Türkiye’nin milli geliri 80 milyar dolar düştü. Milli gelirdeki kayıp 120 milyar dolar. Savaşı şiddeti devreye koyarak, bu kadar parayı halkın cebinden çaldılar. Adı konulmamış bir kriz yaşanıyor. Bu krizin üzerindeki perde kalkarsa tüm suçları ortaya çıkacak. Bu perde savaş ve politik saldırganlıktır. Bu perdeyi kaldırırsak eğer işte onların bütün suçları halka karşı açtıkları savaşın bütün sorumluluğu ortaya çıkacak. Bu savaş perdesini kaldıralım ve bunların suçlarını ortaya çıkaralım. Bizler yaşamımızı korumak için bu perdeyi yırtıp atmak zorundayız” dedi.

‘Karaman’daki skandal erkek kavgasıyla örtülmeye çalışılıyor’

Figen, Karaman’da yaşanan cinsel istismar ve sonrasında yaşanılanlara ilişkin konuşarakşunları söyledi: “Tecavüzcüleri koruma hamlelerini karşımızı çıkardılar. Kavga gürültü içerisinde yaşanan esas gerçeği unutturmaya çalışıyorlar. İktidarın ve saraydaki zatın kullandığı dili görüyorsunuz. İnsani bir sorunu çözmek için çalışmaları gerekirken, yarattıkları kavga içerisinde olayın özünü bütün Türkiye’ye toplumuna unutturmaya çalışıyorlar. Ne oldu o zar zor kurulan meclis araştırma komisyonu, çalıştı. Derhal Meclis bünyesinde kurulan komisyon çalışmaya başlamalıdır ve komisyonun çalışmasını geciktirerek, suçun üstünü örtmeye çalışarak kurtulamazsınız. Hepimiz bütün siyasi partilere çocuklara ve kadınlara karşı sorumludur. Çocukların yaşadığı sorunu bir erkek kavgası ile örtmelerine izin vermeyeceğiz. Bütün kendisine insanım diyenleri de bu suçun takipçisi olmaya çağırıyorum.”

‘Tutuklananlar halka dayanışma elini uzatanlar’

Yerel yönetimler ve KJA’ya dönük gerçekleştirilen siyasi soykırım operasyonlarına da tepki gösteren Figen “2009 yılında hazırlanan iddianamelere dayanarak, o iddianameleri yeniden ısıtıp karşımıza çıkartarak, yeni bir siyasi soykırım başlattılar. O paralelciler var ya; 10 bin Kürt siyasetçiyi hapsedenler gittiler, siz de gideceksiniz” dedi.

Cezaevlerindeki tutsakların açlık grevi direnişinin 39’uncu gününe girdiğini belirten Figen, cezaevlerinde insanlık dışı müdahalelere karşı direnen “özgürlük tutsakları”nın yanında olduklarını belirterek, kendilerine selam gönderdi.

Dokunulmazlık tartışmalarına da değinen Figen, “Özellikle saraydakinin acelesi var ama bizlerinde kaybedecek zamanı yok. Onlara verecek hiçbir tavizimi yok” dedi.
Figen son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ya baş eğeceksiniz, ya baş vereceksiniz” tehdidine karşı “Bizim baş verdiğimiz doğrudur ama tarihte biliyor ki hiç baş eğmedik, eğmeyiz” diyerek karşılık verdi.

(ekip/dk)