Pervin Buldan: Kim samimi kim çatışmaya vesile oldu çok iyi biliyoruz

09:02

JINHA

İSTANBUL - İmralı Heyeti'nden Pervin Buldan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "PKK 2013 Mayıs'ına dönerse her şey yeniden konuşulabilir" söylemlerine ilişkin açıklamalarda bulunarak, "Kimin samimi olup kimin çatışmalı sürecin başlamasına vesile olduğunu çok iyi biliyoruz. Silahsızlanma çağrısı yapılacağı konusunda ortak bir fikre varılmıştı. Dolmabahçe mutabakatı yok sayıldı ve süreç buzdolabına konuldu Cumhurbaşkanı tarafından. Bu yüzden bu açıklamanın gerçekçi bir açıklama olmadığını süreci yakından takip eden herkes biliyor" dedi.

İmralı Heyeti'nden Pervin Buldan, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecrit koşullarına ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "PKK 2013 Mayıs'ına dönerse her şey yeniden konuşulabilir" söylemlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Müzakere süreci boyunca İmralı Heyeti'nde bulunan Pervin, tam bir senedir Abdullah Öcalan ile avukatlarının, heyetlerin ve ailesinin görüştürülmediğini hatırlatarak, "Sayın Öcalan tecrit içinde tecrit yaşıyor. Sağlığından, yaşamından ve güvenliğinden ciddi endişe duyuyoruz. AKP Kürt halkına savaş ilan edip önderi olarak kabul ettiği Sayın Öcalan'ı da tecrit içinde tecride mahkum ederek savaşı derinleştirdi" dedi.

'Eşit koşullarda müzakere edilmeli'

Türkiye'de canlı bombaların patladığına, kadınların bedeninin teşhir edildiğine, Kürtlerin yaşadıkları yerlerden göçe zorlandığına işaret eden Pervin, "Bu süreci buzdolabına kaldırmak büyük bir hataydı. Barış ve müzakere süreci yeniden eşit koşullarda başlatılmalıdır.3 yıllık süreç boyunca Sayın Öcalan devlet heyetinin sahip olduğu koşullardan yoksun bir şekilde müzakere ediyordu bu yüzden eşit koşullar ilkesi çok önemli. Bu tecrit bir an önce kaldırılmalı başta avukat ve siyasi heyetler olmak üzere ailesinin de görüşmesine imkân sağlanmalı" diye konuştu.

'Uluslararası heyetlerin İmralı'ya gitmesi gerek'

Pervin, tüm kamuoyunun özellikle Avrupa İşkencenin ve İnsanlık dışı veya Onur kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (AIÖK),Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi kurumların tecridin kaldırılması için girişimlerde bulunması gerektiğini ifade etti. "Sayın Öcalan'ın Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından başlatmış olduğu sürecin hem Avrupa ülkeleri hem de bu saydığım kurumlar tarafından önemsenmesi gerektiğini de düşünüyorum" diyen Pervin, biran önce başta AIÖK'nğn İmralı'ya gelerek yerinde gözlem yapması ve Abdullah Öcalan'ın sağlığının onlar tarafından tespit edilmesinin elzem olduğunu düşündüğünü belirtti.

Ortadoğu'da yaşanan meselelerin dünya kamuoyunu derinden etkilediğine değinen Pervin, "Canlı bombalarla insanların öldürüldüğü, büyük savaşların yaşandığı bir ortamda buna çok büyük bir ihtiyaç var. Bu yüzden bu kurumlar en kısa zamanda harekete geçmeli" dedi.

'Davutoğlu'nun gerçekçi olmadığını herkes biliyor'

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "PKK 2013 Mayıs'ına dönerse her şey yeniden konuşulabilir" şeklinde yaptığı açıklamaları da değerlendiren Pervin, "Başbakanın açıklamaları aslında AKP tarafından sürekli dile getirilen şeyler. Oysa biz 3 yıllık müzakere süreci içerisinde koşulların nasıl sağlanabileceğini tartışmıştık. En son Sayın Öcalan'ın yanına izleme kurulunun gitmesiyle silahsızlanma çağrısı yapılacağı konusunda ortak bir fikre varılmıştı. Ancak izleme kurulu kurulmadı, Dolmabahçe mutabakatı yok sayıldı ve süreç buzdolabına konuldu Cumhurbaşkanı tarafından" şeklinde konuştu.

'Kim samimi kim çatışmaya vesile oldu çok iyi biliyoruz'

"Kendileri adada neler konuşuldu, neler tartışıldı, hangi konularda mutabakat sağlandı çok iyi biliyorlar" diyen Pervin son olarak şunları kaydetti: "Dolayısıyla biz de sürecin içinde olduğumuz için kimin samimi olup kimin çatışmalı sürecin başlamasına vesile olduğunu çok iyi biliyoruz. Başbakanın Mayıs 2013'e geri dönülmesi mesajının Cumhurbaşkanı tarafından çürütüldüğünü de hep birlikte gördük. Bu yüzden bu açıklamanın gerçekçi bir açıklama olmadığını süreci yakından takip eden herkes biliyor."

Pervin son olarak tüm kamuoyuna ağırlaştırılmış tecrit koşullarına karşı duyarlılık çağrısında bulundu.

(ck/dk)