Yasalardaki kadına ayrımcılık için meclis araştırması talebi

14:41

JINHA

ANKARA - HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, mevzuatta kadına yönelik ayrımcı düzenlemelerin tespiti için meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep etti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, mevzuatta kadına yönelik ayrımcı düzenlemelerin tespiti ile bu düzenlemelerin sakıncaları ve hangi düzenlemelerin ne şekilde değiştirileceğine yönelik tespitlerin yapılması amacı Meclis Araştırması açılmasını talep etti.

Meral meclis araştırmasına dair sunduğu gerekçede, "Erkek egemen devlet, erkek egemenliğine dayalı yasalar ve yasaları uygulayan erkek egemen yargı anlayışı toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde oluşturulması gereken saikten oldukça uzak bir noktadadır. Çeşitli platformlarda kadın sorunları mevzubahis olduğunda; TCK maddelerinden, 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’dan, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’ndan, Aile İçi Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı’ndan, eğitim protokollerinden, atölye çalışmalarından, hazırlanan raporlardan söz edilerek elde edilmiş gibi görünen kazanımlara işaret ediliyor" ifadelerine yer verdi.

Ancak her gün en az 3 kadının maruz kaldığı şiddet nedeniyle hayatını kaybettiğinden; şiddet mağduru kadınların neden devlet korumasından yararlanamadığından; eğitim alan polis, sağlık görevlisi, hâkim, savcı, din görevlisi gibi personelin şiddet gören kadına yönelik tutumlarının neden değişmediğinden söz edilmediğini vurgulayan Meral, "Hakeza cezai yaptırımların yeterli oranda uygulanmadığına, kadın katillerinin haksız tahrik indirimleriyle ödüllendirildiğine ise hiç değinilmiyor. Oysa tüm yasal mevzuatta yer alan ayrımcı uygulamalar tamamen kaldırılmadığı müddetçe kadın sorunun çözülemeyeceği aşikardır" dedi. Meral, bu bağlamda şunları kaydetti:

Çocuk yaşta evlilikten soyadı zorunluluğuna

"Hala Türk Medeni Kanunu’na göre 17 yaşındaki bireyler yasal temsilcilerinin izni ile evlenebilirken 16 yaşındaki bireyler yargıcın izni ile evlenebilmektedir. Bu yasal düzenleme açıkça CEDAW’a aykırı düşmektedir. 16 yaşındaki kız çocukları okutulmak yerine genelde ekonomik nedenlerle aile baskısıyla evlenmeye zorlanmaktadır. Erken evlendirmeye izin veren düzenlemenin mağduru kız çocukları olmaktadır, İzni isteyenler, evlenmeye karar verenler çocuklar değil onları zorlayan, baskı altına alan anne babalardır. Bir diğer aksayan uygulama da Ailenin Korunmasına Dair Kanunun salt sözel yorumundan kaynaklanmakta olup evli olmayan ve boşanmış kadınlar şiddetten bu yasaya göre korunamamaktadır, çıkarılan yönetmeliğin şiddetin belgelenmesine gerek olmadığını öngören altıncı maddesine karşın uygulamada darp raporu gösterilmeden önlem kararı verilmemektedir. Savcılık ve kolluk gücü, kararların uygulanmasını izleme konusunda çok yetersizdir. Yine kadının kendi soyadını kullanmasına ilişkin yasal bir düzenleme henüz hayata geçirilmiş değildir. Konuya dair umut verici yargı kararları olmasına rağmen müşterek çocuk hala babasının soyadını almakta olup bu hususta kapsamlı bir düzenlemenin de derhal hayata geçirilmesi gerekir. Yine Medeni Kanun ve Nüfus Hizmetleri Kanununda tek başına evlat edinme halinde çocuğun nüfus kaydına ana adı olarak kendi adının yazılabileceği veya yazılamayacağına ilişkin bir düzenleme yoktur."

"Kadına dair eril zihniyetin en ilkel haliyle devam ettiğinin bir örneği de evli kadınların kürtaj olabilmek için Nüfus Planlaması Hakkında Kanuna göre eşinin rızasını almak zorunda oluşu" olduğunu kaydeden Meral, kadının kendi bedeni üzerindeki kişiliğe sıkı sıkıya bağlı haklar eşinin rızasına bağlanarak yasal düzlemde kadına karşı ayrımcılık uygulandığını kaydetti.

Gerekçede yasalardaki cinsiyetçi yaklaşıma dair örnekleri sunan Meral, yasalarda kadının yeri ve toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı ayrımcı düzenlemelerin bütünen ele alınması ve konuya dair ne tür çalışmaların yapılacağına dair tespitlerin yapılması için meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep etti.

(sy)