İyi beslen iyi hisset iyi görün

09:02

Rojda Oğuz/JINHA

İSTANBUL - Doğru beslenmenin insan sağlığı için çok önemli olduğunu vurgulayan Tüketiciler Derneği (Tüder) Başkanı ve Beslenme Uzmanı Ayşe Cengiz, beslenmenin püf noktalarını ve dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı.

Havaların git gide daha fazla ısınmaya başladığı bu günlerde nasıl beslenmeli ve sağlığımızı nasıl korumalıyız? Hızlı yemek yeme alışkanlığının çocuklar ve yetişkinler üzerindeki olumsuz etkilerinden olan 'kilo'yu dengelemek için neler yapmalıyız? Tüm bu soruları Tüketiciler Derneği (Tüder) Başkanı ve Beslenme Uzmanı Ayşe Cengiz'e sorduk. İlk olarak diyetin ne anlama geldiğini açıklayan Ayşe, "Yunanca bir kelime olan 'diaita'dan türemiş asıl anlamı yaşam tarzıdır. Modern dünyada ve ülkemizde özellikle popüler kültürün yarattığı magazin basınında 'diyet' kavramı bireyin beslenmesinde kısıtlanmışlık kuşatılmışlık ve yoksunluk gibi bir algı yaratmaktadır" dedi.

'Sürdürülebilir beslenme modeli ve yaşam tarzı'

Diyet yapmanın kilo vermek dışında insan hayatına faydalarından bahseden Ayşe, "İnsanlar diyet yapmak veya kilo vermek için değil, daha sağlıklı bir yaşam, daha kontrol edilebilir ve yönetilebilir bir beden ağırlığı ve güçlü bir bağışıklık sistemini nasıl kendi bedeninde oluşturur, geliştirir, bunun için beslenme uzmanıyla buluşmalı buluşturulmalıdır. Ötekisi bir süreliğine kilo vermek kısır döngüsüne girmektedir. Kişi daha sonra daha fazla kilo artışı yaşayarak hem biyolojik hem de psikolojik sağlığını riske ederek moral ve motivasyon çöküntüsü yaşamaktadır. Oysa diyette asıl olan; bireyin yaşamında uygulanabilir, sürdürülebilir bir beslenme modeli ve yaşam tarzı yaratmaktır" dedi.

'Diyet tanımı sağlıklı yaşama evirilecek'

Beslenme modelinin anne karnında başlaması gerektiğini belirten Ayşe, "Bir ömür boyu periyodik eğitimlerle, atölye çalışmalarıyla, eğitim kurumlarında, işletmelerde ve sosyal yaşamda devam etmelidir. Bunun için ülke politikalarını üretenler, yerel yönetimler birinci derece de sorumludur. Diyet kavramı gelecekte sağlıklı yaşama evirilecektir. Böylece gıda üretiminden tüketimine tüketicinin bilinçli tercihi belirleyici olacaktır" diye kaydetti.

Ayşe, HWO( Dünya Sağlık Örgütü) tarafından yapılan bilimsel çalışmaların sonucunda dünyada artışta olan obezite ve kanserin %45- 50 nedenini yanlış- kötü beslenme olarak açıklanmakta olduğunu söyledi.

Dikkat edilmesi gerekenler

Ayşe, sağlıklı beslenmek için dikkat edilmesi gerekilen noktaları sıralayarak şunları söyledi:

"Sağlıklı beslenmenin ilk koşulu; sağlıklı üretilmiş gıdaya ulaşmaktır. Sonrasındaki süreç; gıdanın satın alınması, evde doğru işlenmesi/ saklanması, doğru hazırlama ve pişirme tekniklerinin uygulanması, 'Besin biyo yararlılığı' korunarak ve dengeli gıda çeşitliliğinde masaya servis ve tükettiğimiz çeşit ve miktar… İşte bütün bu aşamalarda 'beslenme bilincinden' bahsedebilirsek biz sağlıklı beslenmenin ilk ve en önemli kuralını yerine getirmiş oluruz. Sonraki aşamalar bireysel farklılıkları içerir. Çocuk beslenmesi ( okul öncesi, okul dönemi ve ergenlik),
yetişkin kadın- erkek beslenmesi, gebe annenin beslenmesi ( yüksek lisansımı bu alanda yaptığımı belirtmek isterim)
Menapoz/ antrapoz dönemi beslenmesi.

Günlük beslenmede Sebze ve meyve (ölçülü) her öğün belirli ölçüde tüketilmelidir. (5 porsiyon sebze(8 çiğ- pişmiş)), 2- 3 porsiyon mevsim meyvesi. Düzenli ve yeterli "SU" tüketimi; bedenimizin genel sağlığı için bana göre su çok değerli bir besin ( ancak enerjisi).
Düzenli egzersiz (haftada en az 3 gün en az bir saat mümkünse açık havada (kişinin herhangi bir tansiyon, diyabet ve kalp- damar hastalığı yoksa sabah saatlerinde kahvaltı öncesi yapılması önerilir. Öğünlerde gıda çeşitliliğinin sağlanması."

'Sebze tüketimi arttırılmalı'

Sıcak havalardan korunmanın sağlıklı beslenme ile ilişkisini değerlendiren Ayşe, "Hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesinin insan bedeni üzerinde yarattığı en önemli sorun, terleme ile oluşan vücut sıvısı kaybıdır. Sıvı kaybını önlemek için; Gün içerisinde düzenli - yeterli su tüketilmeli, aynı şekilde su oranı yüksek sebze- meyve (Özellikle karpuz yaklaşık % 90 sudur) tüketmek, koyu çay, kahve ve hazır içecekler ödem oluşumunu hızlandırırlar. Bu tür içeceklerin tüketimi azaltılmalıdır. Terleme ile su kaybının yanı sıra vitamin- mineral kaybı da oluşur. Bunu önlemek içinde sebze tüketimi artırılmalıdır. Yüksek sıcaklıklar nedeniyle hareket enerjimiz azalır. Bundan dolayı günlük beslenmede kalorisi düşük vitamin mineral posa değeri yüksek gıdalar tercih edilmelidir" diye kaydetti.

'Sulu gıdalar tercih edilmeli'

Ayşe, yaz aylarında neler yenmesi gerektiğini sıralayarak şunları kaydetti: "Günlük beslenmede her öğün hem çiğ (salata çeşitleri) hem de pişmiş sebze (zeytinyağlı, etli) yer verilmeli, dengeli beslenmede günlük ortalama 5 porsiyon sebze, 2- 3 porsiyon meyve tüketilmelidir. Ayrıca, cacık, ayran, yoğurt ve soğuk tahıllı, sebzeli çorbalar gibi daha hafif ve sulu gıdaların tüketilmesi tercih edilmelidir.

Hafif sütlü tatlılar, taze meyvelerle hazırlanmış yoğurtlu karışımlar tercih edilmelidir. Ceviz, badem, fındık fıstık gibi kabuklu kuruyemişlerin tüketilmesi tercih edilmelidir. Böylece hem omega yağ asitleri, hem vitamin- mineral hem de protein yönünden daha dengeli seçenekler yaratılmış olunur.

Ayşe, "Daha sağlıklı nesiller yetiştirmek adına 0-10 yaş grubu bebek ve çocukların beslenmesini çok önemsiyorum. Bunun için anne - baba ve yerel yönetimlere ciddi sorumluluk düşmektedir. Talep oluşması durumunda yetkili kurumlarla deneyimlerimi paylaşacağımı ve gerekli desteği vereceğimi belirtmek isterim" diye kaydetti.

(dk)