Doç. Dr. Sibel: Savaşta kadınlar erkeklere göre daha fazla etkileniyor
09:01
Öykü Dilara Keskin/ JINHA
İSTANBUL - Savaşların en fazla kadınlar üzerinde derin izler bıraktığını söyleyen Psikiyatrist Doç Dr. Sibel Mercan, bunların başında tecavüzün geldiğini belirtti. Sibel, "Bu tecavüzler düşmanı aşağılamak, psikolojik baskı yaratmak, üstünlük sağlamak, korkutmak, etnik kökene saldırı, etnik temizlik yapmak gibi amaçlar taşıyabilir" diyerek savaşta kadınların erkeklerden daha fazla etkilendiğini vurguladı.
Savaş ve çatışma süreçlerinde, katledilen, taciz, tecavüze uğrayan ve savaşın en yakıcı halini kadınlarda görülüyor. Dolayısıyla kadınların yaşadığı travmatik olayların etkisi tedavi sonucunda iyileşme ihtimali oluyor. Savaşın en çok kadınları hedef almasıyla beraber savaşta en çok kadınlar yara alıyor. Özellikle Kürdistan'da yaşanan savaşın etkilerini kadınlar en ağır şekilde yaşıyor, YJA Star gerillası Ekin Wan' ın bedenine yapılan işkence, kadınlara 90'lı yıllardan beri uygulanan tecavüz olayları savaştan en çok kadınların etkilendiğini gözler önüne seriyor. Kadınların yaşadığı savaş psikolojisi hakkında Psikiyatrist Doç Dr. Sibel Mercan ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
'Savaşın kökeni saldırganlık dürtüsünün ötekine yönlendirilmesi'
İnsanlığın var oldukça savaşların devam edeceğini kaydeden Sibel, "Savaşın kökeni insanlarda var olan saldırganlık dürtüsünün ötekine yönlendirilmesidir. Bu öteki: öteki toplum, öteki cins, öteki ırk, öteki din gibi bir ayrım olabilir. Sonuçta kişinin içindeki saldırganlığı açığa çıkarması ve ötekine yöneltmesi de gerek fiziksel gerekse psikolojik yıkıma yol açmaktadır" dedi. Savaşın her yaştan ve her cinsten insanı olumsuz etkileyen bir durum olduğunu dile getiren Sibel, " Savaşın ortaya çıkardığı yıkıcılık kişinin temel güven duygusunu zedelemekte, kaygı düzeyini artırmakta, çaresizlik içinde kalmasına yol açmaktadır. Bu olumsuz duyguların savaşın etkisi ile yoğun olarak ortaya çıkması bireylerin ruhsal yapısını olumsuz etkilemekte, kişi bu duygularla başa çıkamadığında depresyon, kaygı bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu ve hatta gerçekle bağlantının koptuğu psikotik bozuklukların artmasına yol açmaktadır" diyerek savaşın insanlar üzerindeki etkisini anlattı.
'Tecavüz düşmanı aşağılama amacı taşır'
Her türlü psikiyatrik hastalığın savaş ortamında kalan kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görüldüğünü kaydeden Sibel, " Savaşta ortaya çıkan kontrolsüz dürtülerden biri de tecavüzlerdir. Saldırganlık dürtüsünün karşıdakini yok edecek kadar şiddetli ortaya çıkması gibi cinsellikte şiddet içeren formda tecavüz şeklinde sıklıkla ortaya çıkar" diye konuştu. Bunun sadece erkeklerin cinsel ihtiyaçlarını karşılama amacı taşımadığını belirtmek gerektiğini vurgulayan Sibel, "Daha ziyade düşmanı aşağılamak, psikolojik baskı yaratmak, üstünlük sağlamak, korkutmak, etnik kökene saldırı, etnik temizlik yapmak gibi amaçlar taşıyabilir" dedi.
'Savaş etkilerine maruz kalanlara psikolojik destek önemlidir'
Sibel, tecavüz sonrası kadınlarda travmatik yaralanmalar ya da cinsel yolla bulaşan hastalıklar ortaya çıkabildiğini belirterek, ayrıca istenmeyen gebelikler, zorla yapılan travmatik düşükler ya da kalıcı sakatlıkların da meydana geldiğini ifade etti. Sibel, "Örneğin idrarını tutamama ya da vajinal yırtıklar bu tür sakatlıklardan bazılarıdır. Bu tür tecavüz sonucu dünyaya gelen bebeklerde kadının içinde bulunduğu toplum tarafından damgalanma ve dışlanmaya maruz kalmaktadır" ifadesini kullandı.
Psikolojik yaralanmaların fiziksel yaralanmadan daha fazla ortaya çıktığını kaydeden Sibel, "Savaşın etkilerine direk maruz kalan toplumlarda psikolojik desteğin önemi büyüktür. Savaşın yol açtığı yoğun olumsuz duyguların ele alınması, psikolojik ve sosyal destek ileride ortaya çıkabilecek ruhsal sorunların görülme sıklığını azaltır" diye belirtti. Sibel, savaş nedeniyle meydana gelmiş ruhsal hastalıkların tedavisinin ise işlevsellikte azalma, sosyal uyumda bozulma ya da intihar girişimi gibi komplikasyonların daha az görülmesine yol açtığını sözlerine ekledi.
(dc/fk)